Gölköy; HES'e Hayır Mitingi Yapıldı

Gölköy; HES'e Hayır Mitingi Yapıldı

Gölköy, Aybastı, Ulubey ve Yeşilce’den katılımın olduğu mitinge yaklaşık 250 kişi katıldı. Katılımcılar arasında Vosvos Şenliği’ne gelen kampçılardan altı genç de bulunmaktaydı. “HES’lere Hayır” mitingi Gölköy Belediye Meydanı’nda yapıldı. Ertuğrul Gönül’

 

HES KARŞITLARI GÖLKÖY’DE MİTİNG YAPTI
Ordu Doğa ve Yaşam Alanlarını Koruma Platformu 9 Temmuz 2011 Cumartesi günü, Gölköy’de “HES’lere Hayır” mitingi yaptı.
19542
Gölköy, Aybastı, Ulubey ve Yeşilce’den katılımın olduğu mitinge yaklaşık 250 kişi katıldı. Katılımcılar arasında Vosvos Şenliği’ne gelen kampçılardan altı genç de bulunmaktaydı. “HES’lere Hayır” mitingi Gölköy Belediye Meydanı’nda yapıldı. Ertuğrul Gönül’ün açış konuşmasıyla başlayıp Mehmet Bıçakçı’nın türküleriyle şenlenen mitingde Platform Sözcüsü Coşkun Türkeli, Tüm Köy Sen Genel Örgütlenme ve Eğitim Sorumlusu Satılmış Başkavak birer konuşma yaptılar. Mitingde ayrıca ilköğretim öğrencisi Ozan Gönül kendisinin hazırladığı, HES’lere karşı olduğunu vurgulayan yazısını okudu.Ordu Doğa ve Yaşam Alanlarını Koruma Platformu Sözcüsü Coşkun Türkeli şunları söyledi:

19538

 
Bütün olumsuzluklara dur demek için toplandık
 

“Aybastı, Gölköy, Mesudiye derelerinde yapılması planlanan HES’lere dur demek, sesimizi ilgililere, yetkililere, HES yağmacı firmalara duyurmak için, bu derelerde talana, yağmalamaya hayır demek için buradayız.Bu derelerde doğup, büyüyüp yaşayan, bu derelerin onlara verdiği sudan faydalanan başta biz tabiatın düşünen varlıkları olmak üzere tüm canlıların yaşam hakkını elinden almaya çalışan yağmacılara durun, buna izin vermeyeceğiz diye burada toplandık.

Bu vadilerde yaşayan insanlar su olmayınca tarım yapamayacak ve göç edecekler. Bu derelerde yaşayan tüm canlıların , faunanın binlerce canlı türünün yaşam hakkını elinden almaya değer mi?

Kuruyan derelerde ot bitmeyince heyelanlar nasıl durdurulacak? Suları tünellere almak için yapılacak hafriyatlarla, yeraltı tünelleri açılırken içme sularımız, kaynak sularımız kaybolacak. Susuz yaşanır mı?

19541

İşte burada bütün bu olumsuzluklara dur demek için toplandık. Hukukun üstünlüğü için, yaşam alanlarımızı korumak için, doğanın ve insanların tabii yaşam hakkı olan suyun ticaret uğruna elimizden alınmasına, ticarileşmesine karşı durmak için, insanlık görevimizi yapmak için buradayız.”

Tüm Üretici Köylüler Sendikası (Tüm Köy Sen) Genel Örgütlenme ve Eğitim Sorumlusu Satılmış Başkavak da şunları söyledi:
 
“HES karşıtı mücadele veren üretici köylüleri ve çevrecileri çeşitli yalanlarla kandırmaya ve suçlamaya çalışıyorlar. Diyorlar ki kalkınma için elektriğe ihtiyaç var. Ama kimin kalkınması bundan bahsetmiyorlar. Şirketler kalkınıyor, onlara akarsularımızı peşkeş çeken siyasi iktidar kalkınıyor. Siz bu kalkınma yalanına inanıyor musunuz? Kamu yararı var diyorlar. Suyumuz boru ya da tünellere alınıp 49 yıllığına kiralanırken, su özelleştirilen, alınan satılan mal haline gelirken hangi kamu yararından bahsedilebilir. Sizler bu yalanlara inanıyor musunuz? Bizim mücadelemiz sadece HES ihalelerini alan şirketlerle değil aynı zamanda suyumuzu satan, yaşam alanlarımızı yok eden uygulamalarıyla asıl sorumlu olan siyasi iktidarladır. Çünkü şirketleri başımıza bela eden AKP hükümetidir.
19543

Bu gün TMO’ya piyasaya fındık sürdürerek üretici köylünün elindeki fındığı yine üç-dört liraya satmaya zorlayanda hükümettir. Herkes biliyor ki bu sene fındık rekoltesi düşük biz birleşirsek fındığımız 7-8 lira eder. Birleşerek bir güç haline gelemezsek fındığımız yine yok pahasına satılır. Dünya Bankası’nın, Dünya Su Forumu’nun dayatmalarını hayata geçiren bu günkü hükümettir.

Dünya su forumu kararları arasında sulu tarımın sınırlandırılması, suyun fiyatlandırılması gibi kararlar var. Yani uluslararası şirketler istiyor hükümet uyguluyor. İşte onun için içtiğimiz su bile kontörlü sayaca bağlandı. Onun için Ordu merkezde TOKİ evlerinde su sayaçları kontörle çalışıyor.
 

Seçimler bitti. Bütün partiler yeni Anayasa tartışması yürütüyor. Şimdi sizlere sorsak Anayasa sizi ilgilendirir mi diye ne dersiniz. Bir çoğunuz hayır diyor ama asıl Anayasa en çok üretici köylüleri, çevre meselesine kafa yoranları ilgilendirir. Şimdi biz daha güçlü ve kalabalık bir araya gelsek. Akarsuyumuzun, ormanlarımızın, mera ve yaylalarımızın satılmadığı, suyun ticarileştirilmediği bir ülkeyi sağlayacak bir anayasa istesek. Tarıma ve toprağa sahip çıkacak, kıyılarımızın ve göllerimizin, çevrenin talanını engelleyecek bir Anayasayı mücadelemizle yazdırsak bu belalar başımıza gelebilir miydi? Bu nedenle kapınıza gelen bütün partilere siz nasıl bir anayasa istiyorsunuz. Bizim derelerimiz, suyumuz ve toprağımız ne olacak diye sorun. Peki o zaman ne yapmak lazım. Karşımızdaki şirketler örgütlü. Birlikleri, dernekleri, sendikaları var. Bizde onların karşısına daha güçlü bir birlikle çıkmalıyız. Onun için üretici köylü sendikasında örgütlenmeliyiz.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.