Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, “Tüketen kesim olmazsa üretimin kıymeti olmaz. Tüketim olmadığı halde ekonomi büyüyorsa bu aslında büyüme değil, çürümedir ve ufalmadır” dedi.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye’nin ekonomik gidişatı üzerine oldukça dikkat çekici açıklamalar yaptı. Türkiye’nin uluslararası alanda kabul gören tek milli tezi olan Milli Ekonomi Modeli’yle halkın karşısına çıktıklarını ifade eden BTP Genel Başkanı, Türk milletine ‘oy verdiğiniz partiyi iyi analiz edin’ diye seslendi. Noter tasdikli taahhütnamelerle vaatlerini garanti altına aldıklarını dile getiren BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, BTP iktidarında vaatlerinden bir tanesini bile yerine getirilmediği takdirde millet elindeki taahhütnamelerle her türlü hesabı sorabileceğini söyledi. Konuşmasında büyüme konusuna da değinen Prof. Dr. Baş “Eğer tüketen kesim olmazsa bu ürettiğinizin hiçbir kıymeti olmaz. Tüketimin olmadığı bir ekonomide gerçekleşen büyüme hakikatte büyüme değil, çürümedir” diye konuştu.

Bunlar millete bir şey veremez

Uluslararası alanda kabul görmüş bir milli tez Milli Ekonomi Modeli’yle halkın karşısına çıkan tek siyasi iradenin Bağımsız Türkiye Partisi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, Başbakan Erdoğan’ın ‘bizden 3 yıl bir şey beklemeyin’ sözünü hatırlattı. BTP Genel Başkanı, şunları söyledi: “Kimse bunların ne yaptığını bildiği için bunlara oy vermiş değil. Televizyonlar, gazeteler, radyolar ayaklı basın bunları pompaladı. Bir de baktık karşımıza çıktılar. Üç sene bekledik hiçbir şey çıkmadı. Ondan sonra bir üç sene daha bekledik gene ‘hiç’ çıktı. Şimdi iki yıl daha geçti aradan yine ortada ‘hiç’ var.”

Millete taahhütname verdik

Milli ekonomi modelinde kaynakları izah edilerek anlatılan vatandaşlık maaşı, ev hanımlarına maaş, çocuk maaşı gibi sosyal devlet projelerinin bugün dünyanın birçok ülkesinde uygulamaya geçirildiğini ifade eden BTP Genel Başkanı, vaatlerini ‘noter onaylı tasdikname’ yaptıracak kadar da kendilerine güvendiklerini söyledi.

Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: “Bunlar noter tasdikli taahhütnameler. Ben iktidar olduğumda dediklerimden bir tanesini yapmamış olsaydım beni millet mahvederdi. Eğer bana getirdiğiniz Türkiye benim size arz edeceğim Türkiye’den güçlü daha kuvvetli, bağımsızlık, hürriyet, işçinin, memurun, emeklinin, tarım kesiminin, ormancısının, denizcisinin, sanayicisinin hakları doruk noktada olsa tamam diyecektim. Bunlar bana cenneti vaat ettiler elbette onların dediklerini yapmamız lazım. Ama öyle bir dünyaya beni koydunuz ki, ne tarım var ne hayvancılık ne ormancılık ne de madencilik var. Hepsini sildi süpürdüler.”

Tüketici olmazsa üretimin kıymeti yok

Milli Ekonomi Modeli tezinin tüketim eksenli bir tez olduğunu ifade eden Prof. Dr. Baş, vatandaşın alım gücünü artırmaya yönelik projelerin bu prensibin bir parçası olduğunu söyledi.

BTP Genel Başkanı şöyle konuştu: “Üretiyorsunuz, eğer tüketen kesim olmazsa bu ürettiğinizin hiçbir kıymeti olmaz. Ürettiğin stoka gider. Böyle bir ekonomide büyüme stoklarda olur. Bu hakikatte büyüme değil, çürümedir, ufalmadır. Bunun hakiki büyümesi üretileni tüketen bir gücün olmasıyla ancak sağlanabilir. Üretiyorsun, tüketiyorsun. Bazı insanlar da devamlı tüketmeye talip oluyor. Kimler bunlar? Yaşlı insanlar, engelli kardeşlerim bunlar çalışamazlar, devamlı tüketirler. Tüketen bu insanlar üretimin tüketilebilmesi için bir denge unsuru olduğundan emme basma tulumba gibi ekonominin devreye girmesini temin eden ana unsurlardan biridir. Asıl büyüme de hem üretmek hem de tüketmekle olur. O takdirde o toplum büyür.”

Maksadımız millete hizmet

“Temel gayemiz bu millete hizmet etmektir” diyen Prof. Dr. Haydar Baş sözlerini şöyle noktaladı: “Bu adamlar köle zihniyetinde adamlar bunları düşünmeleri mümkün değil. Ben Milli Ekonomi Modeli tezini yazdığım zaman Azeri bir profesör dedi ki; “Bu tezi ancak bir Müslüman Türkoğlu yazar. Ve inşallah bizim maksadımız bu yüce millete hizmet etmektir. Düştüğümüz bugünkü durumun gafletimizden, dalaletimizden ve de kendimize olan saygısızlığımızdan yaşadığımız bir hal olduğunu düşünüyorum. Yoksa el ele verip beraber bir bilek, bir yürek olduğumuz gün Türkiye rahatlıkla ayağa kalkar. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.”