HÜKÜMET 2011 YILINI DA HALKA ZEHİR EDECEK
EMEP il Başkanı Hikmet Poyraz yaptığı yazılı açıklamada:2011 yılı yaklaşırken hükümet işçi ve emekçilerin geleceklerini daha da karartmak için yasal düzenlemeleri yapmaya başladı. 2011 için görüşülen ve Meclis'te bulunan çoğunluğun rahatlığıyla tartı
HÜKÜMET 2011 YILINI DA HALKA ZEHİR EDECEK
EMEP il Başkanı Hikmet Poyraz yaptığı yazılı açıklamada:2011 yılı yaklaşırken hükümet işçi ve emekçilerin geleceklerini daha da karartmak için yasal düzenlemeleri yapmaya başladı.
2011 için görüşülen ve Meclis'te bulunan çoğunluğun rahatlığıyla tartışmalara ve eleştirilere kulaklarını tıkayarak halkın aleyhine olan düzenlemeleri yangından mal kaçırırcasına çıkarmaya çalışıyor. 2011 bütçesi bunların başında gelmektedir. Faiz ve borç ödemeye yönelik hazırlanan bütçede, pay dağıtımında halka yönelik cimrilik devam ediyor. Özellikle memur ve emekliler için ayrılan pay komik denecek seviyededir.
Asgari Ücret Komisyonu toplantılarını sessiz sedasız sürdürürken asgari geçim koşularını dikkate almamayı yine sürdürüyor. Asgari ücretin yasalardaki tanımlamalarına göre bir belirlemeye bile yaklaşmayan hükümet, işçi ve emekçilerin evlerine ekmek götürmelerini engellemeyi sürdürüyor. Asgari ücret en az 900 TL olması gerekirken yüzde 4 artış tartışmalarıyla işçi ve emekçileri yeniden açlığa ve sefalete sürüklüyor.
Torba Yasa ile işçi ve emekçilerin, işsizlerin kısıtlı olan hakları yok ediliyor. İşçiler bir yerden başka bir yere, başka kurumlara aktarılmasının yolu açılıyor. Düzenli çalışma saatleri kaldırılıp esnek çalışma denilen işverenin istediği saatlerde çalışma anlamına gelen ve hafta sonu tatilini de ortadan kaldıran kölelik sistemi getiriliyor. Memurların iş güvencesi ortadan kaldırılıyor. İşsizlik ödeneği patronların hizmetine sunuluyor. Hükümet Torba Yasa uygulamasıyla yem olarak bir iki küçük hediye ile asıl saldırısını gizlemeye çalışıyor.
Taşeronlaştırma sistemi, temel sistem haline getiriliyor. İşlerin özelliğine göre yetişmiş eleman çalıştırılması gereken yerlere 'vasıfsız' kişiler alınarak işlerin kalitesizleşmesine neden olunuyor. Burada çalıştırılan taşeron işçiler ağır çalışma koşullarında, sekiz saatin üzerinde, çok düşük olan asgari ücretle ve sendikasız olarak çalıştırılarak kölelik sistemi uygulamakta, bu uygulamayı eğitim, sağlık, yerel yönetim başta olmak üzere her kurumda yaygınlaştırmak istemektedir. Hükümet bu anlayışla halkını 'ücretli köle' durumuna düşürmektedir.
İşçiler, emekçiler, çevreciler, kentsel dönüşüm mağdurları, gençler, kadınlar hakları için sokağa çıktıklarında; inanç ve kimlik hakları dillendirildiğinde siyasi iktidar polis gücü yanında her türlü gücünü kullanarak uyguladığı baskıyla 'sessiz-köle' bir toplum yaratmaya çalışmaktadır.
Yerli ve yabancı fındık şirketleri birlikte davranarak fındık üreticilerinin emeğine ve ürününe göz dikiyorlar. Devlet, üreticileri korunaksız bırakarak fındık tüccar ve ihracatçılarının insafına terk etmekte; yerli ve yabancı şirketler çıkarları doğrultusunda 'fındık deposu' kurmaya çalışırken hükümet fındık üreticileri bakımından sessizliğini koruyarak yerli ve yabancı fındık şirketlerinin lehine uygulamalarını sürdürüyor.
2006 yılından kalan “don” paraları hala duruyor. Ödeme konusunda da niyetli gözükmüyor.
Başta vurguladığımız konular olmak üzere ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel konularda AKP iktidarı 2011'i halkımıza zehir etmek istiyor.
Bu saldırılara karşı başta sendikalar ve kitle örgütleri olmak üzere tüm halkımızı geleceğimizi zehir edecek olan uygulamalara 'dur' demek için birlikte olmaya çağırıyoruz.
Yeni yılı, barış ve kardeşlik dileğiyle kutluyoruzdedi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.