Hüsnü YÜCEL:HOŞGÖRÜ VE SİYASET
Eğer eleştirilere tahammülün yoksa toplumsal hizmetlerden uzak duracaksın.Çok sesliliğin ve haberleşmenin bu kadar kolay ve hızlı olduğu günümüzde hiç bir şey gizli ve saklı kalmıyor.Herkes düşüncelerini ve eleştirilerini en kolay şekilde bigisayar ve i
HOŞGÖRÜ VE SİYASET
Hatasız kul olmaz. Her insanın eleştirilecek yönü vardır. Hiç kimse dört dörtlük olamaz.
Hele hele toplumun önünde olan insanlar daha fazla eleştirilirler. Önemli olan eleştirilerin seviyeli olması ve hakaret içermemesidir. Daha da önemlisi eleştiriye açık olmaktır. Eğer eleştirilere tahammülün yoksa toplumsal hizmetlerden uzak duracaksın.
Çok sesliliğin ve haberleşmenin bu kadar kolay ve hızlı olduğu günümüzde hiç bir şey gizli ve saklı kalmıyor. Herkes düşüncelerini ve eleştirilerini en kolay şekilde
bigisayar ve internet teknolojisi ile kitlelere ulaştırabiliyor.
Ben 1983 yılından beri yazı yazıyorum. Siyasetin, Sporun,ticaretin ve bir çok sivil toplum hizmetlerinin içerisindeyim.
Yazılarımı yazarken siyasi kimliğimi asla öne çıkarmam. Her zaman ve her dönemde
mensubu olduğum partimi de eleştirmişimdir. Çünkü bizi yönetenler de hata yapabilirler.
Bu en doğal demokratik hakkımdır. Partimin icraatlarını eleştirirken, Parti kimliğimi ve Parti Programımı asla eleştirmem.
Bu ukalalık olur.
Eğer partimi beğenmiyor isem, ayrılır öyle eleştiririm. Tersi etik ve ahlaki olmaz.
Eğer toplum önünde günlük yazı yazıyorsanız ve yazılarınız internet ortamında yayınlanıyor ve yorumlara da açık ise, siz de yazılarınızdan dolayı eleştirilmeye hazır olacaksınız demektir. Ama eleştiriler haksız olunca zaman zaman bize de cevap hakkı doğuyor.
Cumartesi günü inernette sörf yaparken, Tuncer Engin'in benim hakkımda yazmış olduğu bir yazıya rastladım.
Güya ben Sayın Hilmi Güler'i önce eleştirmişim ve bir sonraki yazımda da methetmişim. Hayır öyle değil Sayın Engin.
Benim birinci yazımda kastettiğim Bakan Hilmi Güler değildi.
Eğer kastettiğim Hilmi Güler olsaydı ASLA BUNU İNKAR ETMEYECEĞİMİ en iyi bilerlerden biri sizsiniz.
Ben Hilmi Güleri eleştirmek istese idim,eleştirirdim.Ama önce partimden istifa ederdim. Yukarı da yazdığım gibi kendi partimin icraatlarını eleştiririm ama kişilerini asla
eleştirmem.
Hele hele Hilmi Güler'i eleştirmek aklımdan bile geçmez.
Ama başka bir partiden olupta Hilmi Güler'in savunulması beni sevindirdi .
Demek ki önemli şahsiyetler her zaman partilerüstü kabul ediliyor ve takdir görüyor. Bu yazıyı yazmamın nedeni sadece ve sadece Hilmi Güler'in beni yanlış anlamasını
istemeyişimdendir. Çünkü ben bugün Ordu Belediyesi Meclis üyeliğine seçilmemden dolayı Sayın Hilmi Güler ve Sayın Ayşe Bahar Çebi'ye vefa ve minnet borcum var.
Asla ve asla hayatımda hiçbir kimsenin vefasına karşı vefasızlık yapmadım.
Faydalı olamadığım yerlerden hep kendi isteğim ile istifa ettim. Hiçbir zaman ayrıldığım yerin aleyhine konuşmadım. Siyasi geçmişimde ANAP zamanında Belediye
Başkan Yardımcılığı ve MHP den Belediye Başkan adaylığım oldu.
Bir gün dahi bana bu görevleri layık gören Partierimin aleyhine konuşmadım ve yazmadım.
AK-PARTİ de tercihim bu . Ne bugün ne de yarın Partimin aleyhine ne konuşur ne de yazarım.
Sadece icraatlarını eleştiririm.
O da benim yazar olarak en doğal hakkım.
Bütün bu yazılanlardan ve çizilenlerden sonra ben Sayın Bakan ile görüştüm.
Benim kendisi ile ilgili böyle bir yazı yazmayacağım konusunda kafasında hiç bir soru işareti yok.
Keşke herkes Sayın Bakan kadar hoşgörülü olabilse.
Meclis üyeleri olarak Belediye ile ilgili ufak tefek eleştirilerimiz oldu. Selamı sabahı kestiler.
Ellerimizi bile zoraki sıkıyorlar. Bizim Belediyede de kimsenin şahsı ile ilgili bir sorunumuz yok.
Doğru olanı alkışlamaya yanlış olanı seslendirmeye ve yazmaya devam edeceğiz. Herkesi hoşgörülü olmaya davet ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.