İKİ İHH NEDEN KAVGA ETTİ

İKİ İHH NEDEN KAVGA ETTİ

Almanya’daki IHH ile Türkiye’deki İHH arasındaki kavga, Türkiye İHH’nın Almanya’dan “gemi almak”için para toplamak istemesiyle yaşandı. Özünde aralarında sorun yok. Tek farkları, birinde eski Milli Görüş’ün, diğerinde yenisinin gömleğinin bulunması. Ve en

İKİ İHH NEDEN KAVGA ETTİ

Almanya’daki IHH ile Türkiye’deki İHH arasındaki kavga, Türkiye İHH’nın Almanya’dan “gemi almak”için para toplamak istemesiyle yaşandı. Özünde aralarında sorun yok. Tek farkları, birinde eski Milli Görüş’ün, diğerinde yenisinin gömleğinin bulunması. Ve en önemlisi, insanları o gemiyle ambargo delmeye zorlayan ve 9 kişinin ölümüne neden olan o İHH’cı Bülent Yıldırım da yargılanmalı. Çünkü,, eli kanlı İsrail’in yeni vahşetine çanak tutulmuştur. TCK’da bu suçun adı, dolaylı kast’tır...


İNSANİ yardım kuruluşu olduğunu belirten ve bu amaçla çalışan IHH’yla (Internationale Humanitaere Hilfsorganisation) ilgili buradaki ilk yazımız hayli ilgi çekti.
Birçok köşe yazarının atıf yaptığını gördük.
Kimi Odatv adını belirtti, kimi belirtmedi. Canları sağ olsun...
Biz bu konuya daha fazla değinmeyecektik ama iş ölümlere kadar varınca dayanamadık.
Türkiye’de herkes olayı farklı yönlerinden ve biraz da “Milli Görüş gömleğiyle” gördüğünden midir nedir, bir türlü tablo tam anlaşılamıyor.
Olayın aslını şöyle özetleyelim; islami kesimin sermayeye ulaşması ve paraya kavuşmasıdır. Yüksek yardım idealleri özünde bir bahanedir.
Bu tür örgütlerin daha önceki yardım operasyonlarının tümünde aynı şey olmuştur.
Ortaya kutsal bir amaç konulmuş, o amaç için para toplama harekatına girişilmiş ve sonunda o paralar bir takım “islami alet eden” çevrelere akıtılmıştır.

Tabii yardımların bir kısmı da yerlerine ulaştırılmıştır...
En azından görüntüyü kurtarmak için böyle olması gerektiğinden...
Türkiye’deki İHH bu nedenle amacına ulaşmıştır...
Artık her hareketinde kendisine her türlü yardım akacaktır.

GEMİ PARASI HANGİ YARDIMDAN?

Türkiye’deki İHH’nın gemi alması olayına da bu açıdan bakmak gerekir.
İHH bir vakıf olduğunu söylüyor ve mütevelli heyetinde bir AKP’li milletvekili bulunuyor.
Yani işin bir de siyasi bağı var...
Öyleyken, son yıllarda islami kesimde yükselen “gemi alma merakı” ve heyecanına da şaşmıyoruz. Şaştığımız, bu vakfın gemiyi nasıl aldığı...
Olaya şöyle bakalım;
Bu vakıf ya da dernek, “belirli bir amaç” için para toplayabilir.
Örneğin, kendilerinin sık sık belirttiği gibi “sahra altı Afrika’daki katarakt ameliyatları” için...
Ya da Filistin’deki yardıma muhtaç insanlar için...
Sudan için...
Veya Gazze için...
Peki, bu yardım paralarıyla gemi alınırsa ne olur?
O zaman, toplanan paralar amaç dışı kullanılmış olur.
Soruyu şimdi şöyle soralım; Mavi Marmara gemisi için ödenen para nereden gelmiştir? Başka bir yardım kampanyası için toplanan paralardan mı bu bedel ödenmiştir, yoksa bunun için ayrı bir kampanya mı yapılmıştır? Gemi parası yurt dışından geldiyse, hangi yöntemler kullanılmıştır? Bu amaçla Almanya’da para toplanmış mıdır?
İkinci hassas konu daha başka...
O da Milli Görüş bağı ya da gömleği ile ilgili...

IHH’LAR ARASINDA KAVGA GEMİDEN ÇIKTI

Almanya’daki IHH e.V. (e.V.: Kamuya yararlı dernek) ile Türkiye’deki İHH’nın bir bağı olmadığı vurgulanıyor.
Ancak, neden aynı ismi kullandıkları konusunda İHH yetkilileri mantıklı bir açıklama getiremiyor.
Biz getirelim...
Her iki organizasyon da aslında birbirinin kopyasıdır.
Ülkeleri aralarında bölmüşlerdir...
Birisi Almanya’daki yardımların rantını yer, diğeri Türkiye’dekinin.
Bir süre önce Türkiye’deki İHH, Avrupa ve Almanya’dan yardım toplamak için ilan vermişti de, iki İHH birbirine girmişti. O yardım kampanyasında “Filistin’e gidecek gemi alacağız” teması işleniyordu.
Ama Almanya IHH kendi ‘çöplüğünde’ o İHH’nin fazla ‘ötmesine’ izin vermedi.
Yardım gidecekse o toplar, Türkiye’dekine gönderirdi ya da başka bir çözüm bulunurdu.
Paranın Türkiye’ye nasıl gittiğini tam bilemiyoruz. Her şey şimdilik sır...
Üstelik, Deniz Feneri olayında gördüğümüz filmin aynısı yine iki örgüt arasında da oynanıyor.
Farklıymış gibi görünürken, “aynılıklarının ve ortak isim kullanmalarının semereleri”nden faydalanıyorlar.
Aksi halde, birbirlerine karşı “isim hakkı” davası açmaları gerekirdi...
Oysa, bildiğimiz kadarıyla şu ana kadar böyle bir şey bulunmuyor.
Almanya’daki IHH, orada Türk basınına ilan verir... Türkiye’deki de, Türkiye’de yayın yapanlara... Saflar netleşmiştir.
İki örgüt arasındaki asıl ayrım, Milli Görüş içindeki çatlaktır...
Almanya’daki IHH, Alman resmi raporlarında da olduğu gibi “Milli Görüş organizasyonu”dur ve bu yan hala Erbakan Hoca’ya bağlıdır.
Çünkü tepesinde Mısırlı El- Zayad’ın rüzgarları esmektedir hala...
Türkiye’deki İHH ise yenilikçilere kaymıştır...
Gömlek ise aynı gömlektir; Milli Görüş gömleğidir...
Son İsrail operasyonunu bu açıdan görürseniz yanılma payınız da düşer...

MİLLETİ ÖLÜME GÖTÜREN O ADAM YARGILANMALI

İsrail’e yapılan Mavi Marmaralı operasyonun önceden planlanıp planlanmadığı bilinmez...
Gördüklerimiz, en azından oraya gitmek için gemiye binmiş bazı insanların “ölümü göze aldığını”n her fırsatta dile getirilmiş olmasıdır.
Bu bile, bir işe hazırlığın önceden yapıldığının bir işareti gibi görünüyor.
İHH Başkanı Bülent Yıldırım, bir arkadaşının operasyondan yarım saat önce yazdığı mektubu okuyor ve şehadete hazırlandığını belirtiyor.
Diğer ölenlerin yakınlarının anlatımları, bunların en azından bir kısmının öleceğini bile bile o yola çıktığını gösteriyor.
Aksi halde, bir yere yardım götüren kişi neden öleceğine inansınki...
Avrupa’dan da onca gemi o yola çıktı. Kalan 9 ayrı gemidekilerden bir tanesi bile “Biz ölüme ya da şehit olmaya gidiyoruz” demedi.
“Yardım götürüyoruz” dedi...
Onların gemileri de durduruldu ama hiç kimse elinde silah olan askerle savaşmaya kalkışmadı...
Gülerek gittiler, gülerek döndüler. Arkalarında kan akmadı... Akmasına neden olmadılar...
Gazze’ye yardıma sonuna kadar evet...
Ama böylesine sonuna kadar hayır...
Çünkü, bizce bu Bülent Yıldırım ve bazı İHH üyeleri 9 kişiyi bile bile ölüme götürmüştür.
Onlar şehit sayılsa da bu gerçek değişmez...
Onlar İsrail’in vahşetinin müsebbibi olmuşlardır.
Elinde silah tutan zorbaya çanak tutmuşlardır...
TCK’ya göre, bu “dolaylı kast”tır ve suçtur.
Ve İsrail hesabını verirken, onlar da bu vebalin hesabını vermelidir.
Hatta o geminin tehlikeli sulara gideceğini bile bile Türkiye limanından kalkmasına izin verenler de aynı derece vebal altındadır...
10 yaşındaki bir çocuk bile, elinde silah olanlara karşı konulmayacağını iyi bilir...
Eğer bilinmiyorsa ya kasıt vardır ya da başka bir şey...
Hiç bir şey, İsrail’in hukuksuzluğu ve buna dayalı vahşeti bu gerçeği değiştirmez...

GİYİLEN O GÖMLEK HİÇ ÇIKMIYOR

Ne diyordu, Almanya’daki raporlar ve bazı sivil toplum kuruluşları:
“Alman Anayasayı Koruma Dairesi raporlarına göre IHH, Milli Görüş organizasyonu ile bağlantılıdır. Giessen’deki Gazze ile ilgili toplantıyı düzenleyenlerden biri olan IHH 2008 yılında HAMAS örgütü ile yakın ilişkiye geçmiştir. Onların amacı ise İsrail’in yok edilmesidir.”
Taşları bir araya getirince Mavi Marmara’nın bu yola çıkmasının ardında sadece insani yardım saiki olup olmadığı doğrusu tartışılır hale geliyor.
Bu durum ortadayken, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kalkıp bütün nefreti İsrail üzerine yığarak politika üretmesine de şaşmamak gerekiyor.
İsrail’in vahşetiyle gelen 9 ölüm bu sonucu doğursa da, serinkanlı düşünmeye başlayınca, aklıselimden giderek uzaklaşan bir kaç kişinin, o kadar insanı ölüme götürmüş olduğu gerçeği değişmiyor.
Erdoğan buna rağmen bağırıyor...
Sokaktaki Türk insanın hoşgörü sınırlarını zorluyor...
Giyilen Milli Görüş gömleği, parti değişse de çıkmıyor çünkü...
Duygusal ve aşırı sert konuşmalar, yüksek hitabet sanatıyla kitleleri peşinden sürüklemek ve bir düşman yaratmak, geçmişteki benzer liderlere pek yaramadı.
O konuşuyor, kimi bağırıyor, kimi alkışlıyor, kimi tekbir getiriyor.
Milli Görüş gömleğini kendine ten yapmış olanlardan biri Bülent Arınç da ağlıyor.
Sanki bir yeri ağrıyor...

Ali Gülen
Odatv.com

http://www.odatv.com/n.php?n=iki-ihh-neden-kavga-etti--0706101200

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.