İnsan Hakları Mesajları

Temelinde eşitlik olan bu hakların daha iyi bir şekilde kullanılabilmesi ve tüm toplum kesimlerine eşit olarak yayılabilmesi için hepimize çok önemli görevler düşmektedir. Başta siyasilerimiz olmak üzere toplumun önündeki insanların örnek davranışları dem

İnsan Hakları Mesajları

Vali Orhan DÜZGÜN'ün,"Dünya İnsan Hakları Günü"Kutlama Mesajı

İnsan hakları, insanlar arasında ayrım yapmadan sevgi, saygı, dostluk duygularını geliştiren, insana yakışır, onurlu bir yaşam için gerekli olan değerlerdir.

İnsanca yaşamanın teminatı olan İnsan Hakları, kamu düzeninin, sosyal huzurun ve esenliğin sağlanabilmesi, insanların bu hakları kullanırken karşılıklı hoşgörü, saygı ve anlayış içinde olmalarına bağlıdır.

Günümüzde insan hakları ve temel özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi, başta devlet olmak üzere medya, sivil toplum kuruluşları ve tüm dünyanın ortak sorumluluğu olmasının yanı sıra çağdaş bir devlet olmanın temel göstergesi haline gelmiştir.

İnsan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin her ülkenin kabul etmesi gereken evrensel değerler olduğu gerçeği ülkemizde de tam anlamıyla özümsenmiştir.

İnsanlığın temel hak ve özgürlüklerden istifade edebildiği, insan haklarına saygının her alanda kabul gördüğü bir gelecek temennisi ile 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Gününü kutluyor, mutlu ve huzurlu bir gelecek diliyorum.

Orhan DÜZGÜN

Ordu Valisi

İnsan Hakları Evrensel Bir Değerdir...

Birleşmiş Milletler Antlaşmasında önemli bir yer tutan insan hakları, ilk kez 10 Aralık 1948 tarihinde BM Genel Kurulunca kabul edilen “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi” ile özel bir anlam kazanmıştır.

Evrensel Bildirgenin ilanından sonraki yıllarda tüm dünyada insan hakları ihlallerinin önlenmesine yönelik uluslararası mekanizmalar oluşturulmuş ve işletilmeye başlanmıştır. Tüm bu gelişmelerin anlam ve öneminin Dünya kamuoyunca paylaşılması, insan haklarının korunması ve güvence altına alınması konusunda, insan hakları bilincinin yaygınlaştırılması amacıyla Evrensel Bildirge’nin kabul edilişinin yıldönümü olan 10 Aralık, Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanmaktadır

Ülkemiz İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini ilk onaylayan ülkeler arasında yer almasına rağmen , içinde yaşadığımız 21. yüzyılda dahi hala şiddet gören, yaşam hakları ellerinden alınan insanlarımız ve istismara uğrayan çocuklarımız vardır. Bu gün bile televizyonlarımızı açıp gazetelerimize baktığımızda insan hakları ve demokrasi konularında ülkemizin ne durumda olduğunu, bu temel hak ve özgürlüklere bakışını yansıtan üzüntü verici yüzlerce haberle karşılaşıyoruz.
Temelinde eşitlik olan bu hakların daha iyi bir şekilde kullanılabilmesi ve tüm toplum kesimlerine eşit olarak yayılabilmesi için hepimize çok önemli görevler düşmektedir. Başta siyasilerimiz olmak üzere toplumun önündeki insanların örnek davranışları demokrasimizin ve insan haklarının gelişmesine en büyük katkıyı yapacaktır.
İnsan Haklarının ve demokrasinin toplumumuzda arzu edilen düzeye bir an önce çıkması temennisi ile, tüm hemşerilerimin “ 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü ve Demokrasi Haftasını” kutluyor, insan hakları ihlallerinin olmadığı , barış ve mutluluk dolu aydınlık bir yaşam diliyorum.

Seyit TORUN

Belediye Başkanı

EMEP

Hükümetin Demokrasisi: Baskı, Cop ve Gaz Bombalarıyla Sindirme

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin ilan edilişinden 62 yıl, insan hakları kavramının yazılı yasal metinlere girmesinin üzerinden 300-400 yıl sonra AKP Hükümeti Türkiye'de kamuoyunu hala insan hakları ihlalleri ile meşgul etmeye devam ediyor. Geçen hafta bir grup üniversiteli gencin hunharca dövülmesi üzerine, en temel insan hakkı olan ifade, düşünce ve gösteri hakkını yeniden tarif ediyor. Üniversiteleri siyasal bir hesaplaşma ve egemenlik kurma alanı olarak belirlediği anlaşılan AKP hükümeti, öğrenci muhalefetini baskı, cop ve gaz bombalarıyla sindirme yolunu tercih etmiştir. Polis eliyle öğrencilerin linç edilmesinin ardından Başbakan ve hükümet yetkilileri “polisin elini soğutmayacak” açıklamalar yapmaktadır. Elbette bu halk düşmanı yaklaşımlar kabul edilemez.

AKP' ye göre; gösteriler ancak AKP Hükümeti'nin gösterdiği yerde, gösterdiği biçimde yapılabilir.

AKP' ye göre; düşünceler ancak AKP ve Tayyip Erdoğan aleyhine değilse ifade edilebilir.

Anayasa, “anayasada çerçevesi belirtilen milliyetçilik anlayışı dışında hiçbir düşünce ve eyleme koruma tanımam” diyor. AKP Hükümeti ise, Tayyip Erdoğan ve AKP'nin söyledikleri ve yaptıklarından başka hiçbir düşünce ve eyleme izin vermiyor.

Güya gerici 82 Anayasasına karşı duran AKP, aynı yasakçı zihniyeti “ileri demokrasi” adını verdiği aldatmaca ile zorla uygulamaya çalışıyor.

İnsan hakları olarak da adlandırılan demokratik hak ve özgürlükler “ama”, “ancak” kısıtlamaları ile sınırlandırılamaz. İnsan hakları devlet zoruna karşı halkın hak ve hukukunun, özgürlüklerinin korunması demektir. Bu hak ve özgürlükler, emekçi halkların yüzyıllar süren mücadelesi ile kazanılmıştır.

Düşünce, basın, ifade, örgütlenme, inanç, din ve vicdan özgürlüğü gibi özgürlükler hiçbir şekilde kısıtlanamaz.

Herkesin düşüncesini basın, tv, diğer yayınlar, gösteri yaparak ve benzeri yollarla açıklama, ifade etme özgürlüğü vardır.

Herkesin parti, dernek, sendika ve benzer örgütlerde örgütlenme ve düşünceleri ve inançları için mücadele etme hakkı vardır.

Her ulusun kendi kaderini tayin hakkı, ulusal kültürünü koruma ve geliştirme hakkı, anadilini konuşma hakkı da temel insan haklarındandır.

Üstelik bu hak ve özgürlüklere son yüzyıl içinde işçi sınıfı ve emekçilerin sosyal ve ekonomik hakları da eklenmiştir. Parasız eğitim ve sağlık hizmeti hakkı, yıllık ve haftalık ücretli izin hakkı, emeklilik hakkı, haftada 40 saat çalışma hakkı, sendika ve sigorta hakkı ve benzeri haklar…

Bu hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırılmasına, antidemokratik yasalarla, AKP Hükümeti'nin zorba yöntemlerine ve AKP'nin sırtını dayadığı, güvendiği emperyalizmin küresel saldırılarına karşı halkımızı birleşmeye çağırıyoruz. Çünkü insan haklarının, demokratik hak ve özgürlüklerin, emeğin haklarının, ezilen ulus ve milliyetlerin haklarının, kadın ve gençlerin haklarının yegâne güvencesi işçi ve emekçilerin mücadelesi ve birliğidir.

Emekçi halklar bu hak ve özgürlükleri büyük bedeller ödeyerek elde ettiği gibi korumasını da bilecektir.

Hikmet Poyraz