Elektrik, su, doğalgaz ve telefon…
Evet telefon… Bu günlerde birçok kişinin başlıca sorunlarından biri de telefon ve beklenmeyen abartılı miktarlarda gönderilen faturaları!

Beklenmeyen diyorum, çünki; tarifeden tarifeye koşan, en ucuzu hangisi iseonunla konuşmaya çalışan biz, bu koşuşturma içerisinde gelen faturayla soluğu abone merkezlerinde alıyoruz.

Telefon, internet ve 3G!

Telefon bir nebze internet ve3G’ye oranla biraz daha insaflı sayılır. İnternet kullanımında olay şudur; başvuru yaparsın, kampanyadan yararlanmak istersen 2 yıl sözleşme imzalamak zorundasın. İptal ettirmek istediğinde ise uzun dökümanlı bir faturayla karşılaşıyorsun ki bu da hiç hoş bir durum değil.

Zaten faturaları hoşlanarak ödediğimiz söylenemez…

Sıra 3G’ye gelince iş biraz daha karmaşıklaşıyor, üç bilinmeyenli denklem çözmedeki başarısızlığımız burda da baş gösteriyor.

3G hediyeli bilgisayar yani mini notbook alıyorsun ve bir ay sonra sizi şok edecek bir faturayla karşılaşıyorsunuz. Hediye kelimesinin altını çizerek vurgulamak istiyorum ki ne kadar adil(!), iş hukukuna ne kadar uygun bir satış gerçekleşmiş anlatmak istiyorum.

Benim hediye kelimesinden anladığım aldığın bir şeye, eşya, kıyafet, her hangi bir ürün vs. de size verilen indirim yada ikinci bir üründür. Ben parasını ödedikten sonra hediyenin ne anlamı kalır ki?

Elinizdeki o şok edici faturayla hesap sormaya gittiğinizdede ikinci bir şok daha yaşıyorsunuz. Yanlış bilgilendirme!


Eskiden 3G mi vardı? Diye düşünüp mektuplaşma devrine dönmek, ajansları dinleyip, siyah beyaz ekranlı küçük televizyonumla mutlu mesut yaşamak istiyorum. Diyeceğim şey o ki ben derslerde gördüğüm, kitaplarda okuduğum iş hukuku ve ticaret ahlakı böyle değildi…

Müfredat değişti de benim mi haberim yok?

CANAN YÜCEL