KALİTE RANDIMAN--ELİTİZM
Geçtiğimiz günlerde Saraçoğlu Stadyumunda oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçı esnasında, Türkiyenin tüm Stadyumlarında görmeye ve yaşamaya alıştığımız o çirkin mutat görüntülere tanık olduk. Sportif hiçbir ahlâka yakışmayan bu saldırgan davranışlardan mi
KALİTE – RANDIMAN--ELİTİZM
ABDULLAH AYDIN
Şöyle diyor Yunus Emre:
Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı,
Söz ola ağulu aşı
Yağ ile bal ede bir söz.
Söz, kişiyi bağladığı gibi, mensubu olduğu ve temsil etmekle yetkili olduğu kurumu da bağlar. Sözlerden geri dönmek zordur, dönüş kimi zaman da anlamsızdır ve daha büyük tahriplere neden olabilir.
Halkımız, olumsuz, itham edici ve suçlayıcı, biraz da kibir içeren söz ve davranışlar karşısında geliştirdiği sokak edebiyatında derki: “Dinime söven bari Müslüman olsa!”. Bu tepki karşı tarafın söz ve davranışlarının beğenilmediği anlamını taşır…
Geçtiğimiz günlerde Saraçoğlu Stadyumunda oynanan Fenerbahçe-Galatasaray maçı esnasında, Türkiye’nin tüm Stadyumlarında görmeye ve yaşamaya alıştığımız o çirkin mutat görüntülere tanık olduk. Sportif hiçbir ahlâka yakışmayan bu saldırgan davranışlardan misafir takım Galatasaray mensupları üzerine sporla ilişkisi olmayan yabancı maddeler atıldı ve küçük de olsa bazı yaralanmalara sebep oldu. Bu kötü davranış spor tarihimize leke olarak mutlaka geçecektir. Bu leke, bu saldırıyı yapanların alınlarında da koca bir ayıp olarak kalacaktır…
Ayıbın, saldırganlığın ve küstahlığın daha büyüğüne ise, GS kulüp Başkanı Ünal Aysal’ın açıklamaları ile tanık olduk. Diyor ki Ünal Aysal: “Galatasaray taraftarı ile Fenerbahçe taraftarı arasında kalite farkı var”! Tepkiler karşısında sözlerini tevil toluna gidiyor ve “ Galatasaray taraftarı ile Fenerbahçe taraftarı arasında Standart farkı var”, “biz elitiz” diyerek koskocaman bir ayıbın altına ikinci kez imza atıyor…
İnsanların nasıl ve neresi ile konuştuğu ve sözlerinde neyi hedeflediği hususunda Anadolu’da birçok tanımlama vardır. Ancak, Ünal Aysal’ın sözleri ağzından çıkmasına rağmen, sağlıklı bir beynin ürünü olmadığı, kabalık ve cehalet içerdiği açıkça ortadadır…
Spor Kulüpleri (özellikle FB, GS, BJK) çok geniş yığınları kapsayan ve ilgilendiren ‘Sivil Toplum’ kuruluşlarıdır ve taraftarları ile adeta özdeş duruma gelmişlerdir. Aynı zamanda toplumun bütününün ayrışma olmamış parçalarıdırlar. Tolumun geneli ne ise, kulüp taraftarları da odur. Kulüpler üye kaydeder ama taraftar kaydetmez. Taraftarın rengine, boyuna, ağırlığına, dinsel ve etnik kimliğine, servetine ve diplomasına bakılmaz. Taraftarlık hiçbir aracı ve baskıya gerek olmayan gönüllü bir yoldaşlıktır, sevgidir, bağlılıktır…
Ünal Aysal’a sormak lâzım: Siz, kulüp taraftarlarınızı ‘Mekteb-i Sultanî’ mezunlarından mı seçiyorsunuz? Sizin taraftarlarınız sporcularınızı ‘Galata Sarayı Efendileri’ diyerek mi destekliyor. Rakip takım sporcularına ‘Padişah Macunu’ sunup ‘sizler çok yaşayınız’ diye mi tezahüratta bulunuyor? Yoksa kafalarına Rakı şişesi de fırlatıyorlar mı? Su savaşları hangi takımın sahasında oldu? Galatasaray taraftarları tuvalet kâğıdı kullanıyorlar da, diğer kulüp taraftarları taşla mı temizleniyorlar? Sizin taraftarlarınız dişlerini macunla temizlerken, diğer kulüp taraftarlarının ağızları soğan-sarımsak mı kokuyor? Sizin taraftarlarınız gülsuyu ile temizlenirken, diğer kulüp taraftarlarının ayakları mı kokuyor? Ha! Ne dersin mösyö Ünal Aysal?
Elitmiş! Kaliteliymiş! Standardı yüksekmiş! Peh peh peh!
Toplum yaşamında sorumluluk alan ve onu hakkıyla taşımak zorunda olan kişiler ağızlarının ayarına dikkat etmek zorundadırlar. İnsanları Ünal Aysal dışında Standardize eden birileri var mı acaba? İnsanların standardını metre ile mi, kilo ile mi, metrekare ile mi, metreküp ile mi yoksa karat ile mi ölçüyor acaba Ünal Aysal?
Yapılan kötü davranışı koz olarak kullanıp, rakip takımları kötüleyeceğim diye, toplumun içine zıtlaşma ve kin tohumları atmak hiç kimseye ve kuruma yarar getirmez. Ülkemizde yeteri kadar kaşıma ve tahrik noktası zaten var. Toplumumuzun daha yumuşak ve daha doğru bil dile ihtiyacı varken, dostluğun ve centilmenliğin en yoğun olması gereken spor alanında karalayıcı, tahrik edici söz ve davranışlardan kaçınılması gerekir…
Bu söylemi vesilesiyle, topluma biraz yabancı olduğu anlaşılan Ünal Aysal’ın elitliğini, kalitesini ve standardını da öğrenmiş olduk. Keşke her şey ve insanlar dışarıdan göründüğü gibi olsa!
Ve ‘söz ola kese savaşı’…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.