"KORUMA YASA TASARISI” GERİ ÇEKİLMELİDİR

"KORUMA YASA TASARISI” GERİ ÇEKİLMELİDİR

12 Eylül 2010’da yapılan halk oylamasında, Anayasa değişikliğinde öne çıkan, en önemli maddelerden biri de, İdari Yapının ve Sayıştay’ın yetki alanlarının kısıtlanmasıydı. Bu değişiklikle, halkın idari dava açabilme hakkı elinden alınmaktadır. Bunu dayana

 

TALANI YASALLAŞTIRAN

TABİATI VE BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİ KORUMA YASA TASARISI

GERİ ÇEKİLMELİDİR 

12 Eylül 2010’da yapılan halk oylamasında, Anayasa değişikliğinde öne çıkan, en önemli maddelerden biri de, İdari Yapının ve Sayıştay’ın yetki alanlarının kısıtlanmasıydı. Bu değişiklikle, halkın idari dava açabilme hakkı elinden alınmaktadır. Bunu dayanak yapmak isteyen AKP Hükümeti tarafından TBMM’ye “Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasa Tasarısı” gönderilmiş bulunuyor.

Ancak, Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Yasa Tasarısı” olarak isimlendirilen tasarı, tabiatı ve biyolojik çeşitliliği yok edecek olan; doğayı ve insan yaşamını hiçe sayan, sermayeye yeni rant alanları açmak üzere hazırlanmış bir rant ve talan yasasıdır. Milli Park, Doğal Sit, Özel Çevre Koruma Bölgeleri vb. alanlarını da içine alan, doğayı metalaştırmayı amaçlayan bu yasayla geçmişte verilen koruma statüleri ortadan kaldırılacak, hiçbir Sit alanı güvencede kalmayacaktır. Böylece doğal Sit alanlarının varlığı nedeniyle, 3. İstanbul Boğaz Köprüsü projesinin önündeki yasal engeller de kaldırılacaktır.

Su havzaları, tarım arazileri, mera ve hazine arazileri, ormanlar, tarih ve kültür pazarlanıyor

Tasarının yasalaşması halinde ülkemizde yetişen birçok endemik bitki türü yok edilecek, tüm doğal alanlar, 3–8 yıllığına yasal koruma sınırı dışına çıkarılarak bu yasadan aldığı güçle hiçbir engeli tanımak istemeyecek olan Çevre ve Orman Bakanlığı’nın insafına terk edilecektir. Ülke düzeyinde, “üstün kamu yararı ve stratejik kullanım izni” adlı düzenlemelerle doğa, tarih ve insanlık kültürü sermayenin emrine devredilebilecektir.

Su kullanım hakkı sözleşmeleri ile Hidroelektrik Santral (HES) yapımı için 49 yıllığına şirketlere devredilen 2000 civarında dere ve su havzasının ticarileştirilmesinin önündeki tüm engeller ortadan kaldırılacak; tarım arazileri, hazine arazileri, ormanlar, meralar şirketlere peşkeş çekilecektir. Siyanürle maden arama ve çıkarma faaliyetlerinin önündeki cılız sayılabilecek yasal engeller de kaldırılarak, Türkiye’nin her yanı şantiye haline getirilecektir.

Yaşam Alanına Sahip Çıkan Halka Karşı Özel Güvenlik Oluşturulacak

Yasa taslağıyla, koruma planlarının yapılması özel kuruluşlara, koruma görevi de özel güvenlik birimlerine verilerek, şirketlerin “silahlı” elemanları halkın karşısına dikilecek. Suyu, ormanı, tarlası, merası, doğası, tarihi ve kültürü için mücadele eden, yaşam alanlarını savunan halkımız her türlü saldırıyla karşı karşıya kalacaktır.

Yasa Tasarısı  Geri Çekilsin

Dünyamızın hızla tüketilen doğal kaynaklarının artık sınırına gelmiş  durumdayız. Kapitalizmin sınırsız sömürü hırsı nedeniyle doğal alanlarımız hızla tükenip yok olmaktadır. İçinde bulunduğu krizi geçici olarak çözme çabasındaki kapitalizm, varlığını bugüne kadar sürdürebilmiş olan doğal alanlarımıza saldırının hazırlıklarını yapmaktadır. “Sürdürülebilir kalkınma” masallarını artık terk ederek, maskeleme gereği bile görmeden, gözlerini doğal koruma alanlarına dikmiş bulunuyorlar. Kentsel dönüşüm, HES’ler, suyun ticarileştirilmesi,  nükleer ve termik santraller, Munzur, Allianoi, Hasankeyf projeleri, bütün çevre ve kültür varlıklarına yönelik saldırılar bu politikanın ürünüdür. 

İlimizi de yakından ilgilendiriyor

İlimizde 63 regülatör tipi HES projesinin olması, suyumuzu ve çevreyi kirleten maden ocaklarının hızla artması da dikkate alındığında bulunduğumuz her alanda bu yasanın çıkmasını engekllemek için mücadelemizi yükseltmek zorunluluğu orataya çıkmaktadır.

İnsan yaşamını, Doğayı, Tarih ve kültürü Koruyan Bir Düzenleme Yapılsın

Yaşam alanlarımızı Yağma Hasan’ın böreği haline getirecek olan bu yasal düzenlemeden vazgeçilmelidir. Tüm halkımızı bu süreci durdurabilmek için her alanda tepki göstermeye çağırıyoruz.  Bu pervasızlığın önünü alacak tek güç halkımızın örgütlü gücüdür.  Türkiye’nin dört bir yanında gelişecek tepki ve halkın yaşam alanlarına sahip çıkma mücadelesi, AKP hükümetinin ve sermayenin saldırılarını engelleyecektir.

.

                                                                                     Hikmet POYRAZ

                                                                                       İl Başkanı

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.