M.KÖKSAL:SPORTİF ALANDAKİ DÜŞÜNDÜREN ADIMLAR

M.KÖKSAL:SPORTİF ALANDAKİ DÜŞÜNDÜREN ADIMLAR

Yıllarca bu işin içindeyim, ama vurgunların bir elde, bir cepte toplandığını daha yeni anlıyorum. Profosyonel takımların iki tane kazananı var, biri dili ile yönetimi tuş eden teknik adam, diğeride dili ile allayıp pulladığı sporcusunu değerinin çok üstün

SPORTİF ALANDAKİ DÜŞÜNDÜREN ADIMLAR

           Yıllarca bu işin içindeyim, ama vurgunların bir elde, bir cepte toplandığını daha yeni anlıyorum. Profosyonel takımların iki tane kazananı var, biri dili ile yönetimi tuş eden teknik adam, diğeride dili ile allayıp pulladığı sporcusunu değerinin çok üstünde kulüblere veren menejer…

       Teknik adamlar ki, büyük camialar  ve orda çalışan isimleri bilemem, oralar da bu tip oyun yoktur, ama 2. Liğ yada 3. Liğ lerde teknik adamlar birkaç yüz milyara anlaşırlar, bir kaç on milyara aylıklı çalışma anlaşmasını önce yardımcılarndan sonrada etrafından saklarlar, baş yardımcısıda aldığı komik ücretlerle ve yaptığı özel işlerle o insanı zengin eder, dışarda da onun ve yardımcılarının çok para aldığı sanılır..

      Kazanan bunlar. Hayali ihracat gibi, bilmeden, yeniliklere açık olmadan, spor içinde çok akıllı olup ama düşük paralarla yanlarına aldıkları yardımcılarının sayesinde milyarlarca parayı kulübleden alıp kısa sürede servet yaparlar, elinden avucundan bir damlada onlara damlasında, hizmet ettikleri süre içinde alamadıklarını ben vereyim demezler.

      Sonra menejer diye, yetenekli sporcuların sırtından terlemeden para kazanan  emek çalıcılar vardır.

Düzgün iş yapanı tenzih ederim, onlarda, getirdikleri sporcular da her daim işini en iyi yaparlar.

      Fakat hocanın ruhen ve kalben namuslu olanını, teknik adamın hep bana değilde, benle çalışanın da kazanması lazım diyenine, menejerlerin sağlam oyuncularla kapınıza  gelenine her takımın ve yönetimlerin ihtiyacı var.

        Profosyonel kulüblerde, dürüstlük ilke olmalı, aslında her birimde alınteri emeği verecek takdir edecek olan yönetimin, muhasebe elinde olmalı. Daha iyi çalışma ortamı ve emeği onlardan isterken onların emeklerini asla geçiktirmeden ödemeli..

        Profosyonel camiaların yapacağı harcamaların, müsriflik boyutuna da yönetim izin vermemeli..

      Sporun içinde dışardan bakınca başka, içinde olunca bambaşka mutlu duruşları görmek mümkün. Sanıyorsunuz ki, çalışanlar anında emeğini alıyor. Aylarca almadıkları maaşları yüzünden sıkıntı içinde verimsiz olan bir çok insan da bir çok kulübte var..

        Bunların sıkıntı da olmaları, takımların çalışma temposu sırasında   çok fazla hissedilir.  Mutsuzluk ve sahtekarlığın, yada arkadaşına madiğin bir adıda bu olmalı. Bunun yeri ne dürüstlükte var nede sporun içindeki çalışma birlikteliğinde..

        Güven yoksa, siz ordan ne alabilirsiniz ki?

       Sizce, baş hoca “23” alırken, ona herşeyi veren akıl hocası, çalışma bilği bankası, en büyük yardımcısı”2” alıyorsa, bunuda aylarca alamıyorsa, hocasıda onun sıkıntısına rağmen ona sırt dönüyorsa, bu işin neresinde tutar yan varda o ipleri kulüplerde tutan yönetimleri anlamamız mümkün olsun…

          Acı bir durum, kerizlenmişcesine… Çok iğrenç.

Büyük tarihci “Tony Judt” bu tipler için diyorki, cahil dilden tiksiniyorum.. varlığı düşünceye, düşünceyi kelimelere, kelimeleride iletişime tercüme edebilme becerin yok olursa, o zaman sıkışıp kalırsın..” üzerinden kazanma adına yürüyen yer fareleri çoğalırlar.

En iyisi bilene bırakmak işi, değilmi?

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.