MAHKEME DİNK DAVASININ SANIĞINI UNUTTU
Öldürülen gazeteci Hrant Dink davasında, Yasin Hayal,Tasarlayarak öldürmeye azmettirmek suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Mahkemenin bir sanık hakkında karar vermeyi unuttuğu ortaya çıktı.19 sanıklı "Dink Suikati"davasında 1
MAHKEME DİNK DAVASININ SANIĞINI UNUTTU
Dink davasına bakan mahkeme bir sanık hakkında karar vermeyi unuttu!
Öldürülen gazeteci Hrant Dink davasında, Yasin Hayal,“Tasarlayarak öldürmeye azmettirmek” suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Mahkemenin bir sanık hakkında karar vermeyi unuttuğu ortaya çıktı.19 sanıklı "Dink Suikati"davasında 18 sanık hakkında karar verildiği ortaya çıktı.. Mahkemenin sanıklardan biri içi hüküm kurmayı unuttuğu anlaşıldı. Hakkında karar açıklanmayan sanık Coşkun İğci . İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi dün 10 sayfalık bir karar verdi. Mahkeme 19 sanıklı davada 18 sanık hakkında karar verdi. 1 sanığı ise unuttu. Unutulan sanık Coşkun İğci’ydi.
Yasin Hayal’e ağırlaştırılmış müebbet, Erhan Tuncel hakkında beraat kararı veren mahkeme heyeti kararında sanık Coşkun İğçi hakkında hüküm kurmayı unuttu. Mahkemenin en kısa zamanda toplanarak İğci hakkında hüküm vermesi bekleniyor.
Odatv.com
http://www.odatv.com/n.php?n=sanigi-unuttular-1801121200
HRANT DİNK’İ KAF DAĞI’NDAKİ CANAVAR MI ÖLDÜRDÜ
Hrant Dink cinayeti davasının karar duruşmasından sonra Hrant Dink’in dostları mahkeme kararını protesto ettiler. Aslında mahkeme kararı toplumun vicdanı olan tüm kesimlerini rahatsız etmiştir.
Davanın savcısı defalarca açıklama yapmış, her seferinde Hrant Dink cinayetinin Ergenekon’un işi olduğunu beyan etmişti. Bir önceki duruşmada şöyle demişti.
“Bu sadece milliyetçi duyguları kabarmış gençlerin işlediği bir cinayet değildir. Ergenekon örgütünün Trabzon'daki bir hücresinin işidir. Bu hücrenin üstyapı ile örgütsel irtibatları ortaya çıkarılamamıştır.”
Bu ifadeyi mahkeme heyeti verseydi anlardık. Çünkü mahkeme önüne gelen delillere göre karar vermek durumundadır. Deliller toplanmamışsa, ya da mahkemeden saklanmışsa yargıçların yapabileceği bir şey yoktur. Bazı delillerin kendisinden saklandığından kuşku duyan bir mahkeme heyeti böyle bir serzenişte bulunabilir.
Ancak dava savcısının böyle bir serzenişte bulunmaya hakkı yoktur, çünkü delilleri toplamak zaten onun işidir.
Eğer bazı Ergenekon yanlısı bürokratlar ve kurumlar savcının delilleri toplamasına engel olmuşlarsa savcının bunları kamuoyuna açıklaması gerekir.
Savcının yukarıdaki ifadesi, “Ben cinayeti Kaf Dağı’ndaki canavarın işlediğini biliyorum, ama Kaf Dağı’na çıkamadığım için canavarı yakalayamadım” ifadesi kadar muğlak bir ifadedir.
Son yıllarda Türkiye’yi sarsan büyük davaların ortak sorunu, bazı kanıtların gizlenmesi, sahte kanıt üretilmesi, yalancı ve gizli tanıkların kullanılması, yasadışı yollardan kanıt toplanması, davanın savcı ve yargıçlarına iktidar tarafından baskı uygulanmasıdır.
Türkiye’yi sarsan, silah kullanılmış belli başlı büyük olaylara bir bakalım.
Trabzon’da Mc Donalds’ın bombalanması
Peder Santoro cinayeti
Malatya’da dört Hıristiyan’ın öldürülmesi
Danıştay saldırısı
Hrant Dink cinayeti
Bütün bu olayların bazı ortak noktaları vardır. Bu saldırılarda tetikçi olarak kullanılanlar ya ışık evlerinde, ya da Alperen Ocaklarında yetişmiş gençlerdir.
Bir kısım bürokratlar ve devlet kurumları önlerine gelen cinayetin işleneceğine dair emareleri görmezden gelmiştir, cinayetten sonra da delillerin toplanması sürecine destek olmak yerine köstek olmuşlardır.
Eski polis müdürü Hanefi Avcı bu bürokratlar ve kurumlarla ilgili bir kitap yazmıştır, şu anda Silivri’dedir.
Ahmet Şık yine bu bürokratlar ve kurumlarla ilgili kitap yazmış, kitap daha basılmadan yasaklanmıştır, kendisi şu anda Silivri’dedir.
Nedim Şener yine bu bürokratlarla ve kurumlarla ilgili bir kitap yazmıştır, o da Silivri’dedir.
Eski BBP Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu Hrant Dink cinayetinden sonra bir televizyon programında, “Meğer bizim nadasa bıraktığımız tarlaları başkaları sürmüş” demişti.
O tarlaları sürenler devletin yeni sahipleri olmasın sakın.
Hrant Dink cinayeti davasının savcısı tetikçilerin arkasındaki örgütü Kaf Dağı’nda aramak yerine gözünün önünde arasa daha iyi olmaz mıydı?
A. Metin Akpınar
Odatv.com
http://www.odatv.com/n.php?n=hrant-dinki-kaf-dagindaki-canavar-mi-oldurdu-1901121200
DİNK'E CEZA VEREN HAKİMLER NASIL ÖDÜLLENDİRİLDİ
Hrant Dink davasında dün verilen karara yönelik tepkiler devam ediyor. YÖN Haber'e konuşan İstanbul eski Baro Başkanı Avukat Turgut Kazan"örgüt yok" kararına şaşırmadığını belirterek çarpıcı bilgiler verdi.
Hrant Dink'in Türklüğe hakaret davasında mahkum edilmesini savunanların ödüllendirildiğini ifade eden Kazan, Hrant türklüğe hakaret suçu işlememiştir diyen hukukçuların da sürgün edildiğini söyledi.
Bu cinayete ilişkin planın ilk adımı, Hrant'ın "Türklüğe Hakaret" iddiasıyla atılmıştır, diyen Turgut Kazan dava sürecinde yaşananları şöyle anlattı.
• Hrant'a verilen cezayı onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı Hasan Gerçeker Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu Başkanlığına getirildi.
• Hrant'a verilen cezaya itirazı reddeden ve Hrant'ın ceza almasını canla başla savunan, 35 sayfalık mütalaa hazırlayan Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu üyelerinden Nihat Ömeroğlu'nun oğlunun İstanbul'daki nikah törenine başbakan Erdoğan katıldı.
• Hrant'ın mahkum edilmesi yönünde oy veren diğer üyelerden Hasan Erbil , Yargıtay Başsavcılığına getirildi.
• Yargıtay Başsavcılığı değiştikten sonra , Hrant Dink'in Türklüğe hakaret suçu işlemediğini söyleyen, 9 ve 12 sayfalık iki ayrı tebliğname ile böyle bir suç işlenmemiştir diyen Ömer Faruk Eminağaoğlu İstanbul'daki sulh ceza mahkemesine sürgün edildi.
Kazan, sözlerini şöyle tamamladı: "Bütün bunlara Nedim Şener'in tutukluluğu eklenince cinayetin örgüt işi değil meczup işi olduğu kararına ben hiç şaşırmıyorum"
Odatv.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.