Çalışma alanımız, ülkemizin enerji ihtiyacını karşılamak için kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtlar yerine güneş ve rüzgârdan yararlanmayı önermek, bu konularda çalışmalar yapmaktı. Bugünden itibaren, çalışma alanımızı daha da genişleterek doğa ve yaşam alanlarının tahrip edilmesine karşı mücadele etmeyi ve halkı bu konularda bilgilendirmeyi de ekledik. Bu doğrultuda Ordu Temiz Enerji Platformu olan adımızı Ordu Doğa ve Yaşam Alanlarını Koruma Platformu olarak değiştirdik.

 

 

Bu zamana kadar Ordu Kent Konseyi Çevre Grubu içinde yürüttüğümüz çalışmaları bundan sonra bağımsız bir şekilde sürdüreceğiz. Kent Konseyi, yalnız (kendi sınırları içinde) kenti ilgilendiren çalışmalarda bize destek  olabildiği, bizim çalışmalarımızın ise kentimizle birlikte ilçe, belde ve köyleri de kapsadığı için bu kararı aldık.

 

 

Ordu Doğa ve Yaşam Alanlarını Koruma Platformu çatısı altında ilçe, belde ve köylerde birimler oluşturulacak, belirlenecek temsilcilerle ayda bir kez toplantı yapılacak.

 

Her birim kendisi için bir fon oluşturacak, hukuki mücadelede gerekli olan harcamalar bu fonlardan karşılanacak.

 

 

 

5 Haziran 2011 pazar günü Gölköy Alanyurt beldesinde çevre ilçelerin ve köylerin de katılacağı bir miting düzenlenecek.

 

Doğamızı ve özellikle yöremizdeki suyu ticarileştirenlerle, tehdit ve baskılara karşın mücadele etme kararlılığımız devam edecektir.

Daha önce imzalanmış olan doğaya ve yaşama zarar veren uygulamaları destekleyen uluslararası sözleşmeler derhal iptal edilmeli ve yürürlüğe konmuş olan yasalar geri çekilmelidir.

 

 

“Acil Kamulaştırma” adı altında ancak savaş ve seferberlik zamanlarında ancak kamu yararına uygulanabilecek bir yasayla, özel şirketler yararına insanların topraklarına el konulmasına son verilmelidir.

 

 

Kamu görevlileri, bulunmuş olduğu yönetim birimlerinde yaşayan insanların can ve mal güvenliğini sağlamak zorundadır. Kamu görevlileri, özel şirketlerin elemanlarıymış gibi davranamazlar.

 

Vatandaşın dereden su almak için DSİ’ye yaptığı müracaat, var olan suyun ancak barajlara yettiği gerekçesiyle geri çevrilmesi su kıtlığının göstergesidir. Yaşam için gerekli olan suyun, güneş ve rüzgâr gibi seçenekler varken, enerji için kullanılması kabul edilemez.

 

 

Sağlık sorunu, çevre sorunuyla başlar. Her canlı sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Hiçbir güç bu haktan vazgeçilmesini isteyemez.