PARADAN UZAK BURUŞUK BİR ADAM.

PARADAN UZAK BURUŞUK BİR ADAM.

Aferin Hüseyin, pardon paradan uzak, buruşuk olmayı seven, Avukat Hüseyin… Aferin! Bu kadarmı bir adam kendince olur da, yaşamı tığ geçer. Bu kadar mı bir adam sevilir de, sevgisini, buruşuk bir pantolon bir parke ve bir kazak içinde ters düz eder, bu

 PARADAN UZAK BURUŞUK BİR ADAM

 Bu ülkede para için anasını  satacak kadar şerefsizliği kendine ilke edinmiş  tiplerin yanında, asil bir aileden gelmesine, dünya kadar üst düzey dostu olmasına ve rahatca bir makama gidecek kadar sevilmiş  olmasına ragmen; Avukat  Hüseyin diye isim yapmış olan sevgili Hüseyin Akata"dan bahsediyorum…

 78  kuşağının o en hareketli zamanında yurtlar arasında dolaşan ve bin bir olumsuz  işi , akıllı  başında ekmek kırar gibi parçlayan, en güzel  yılların da çile çeken, zarar gören avukat Hüseyin, yine kendi dünyası içinde ve paraya uzak, buruşuk bir yaşamın fotografı içinde kendince  hayatını yaşıyor.

O da Şarkiyenin ve Bokluderenin ve hepimiz kadar iyi bir semtin çocuğu. Şimdi yıllarca sevdiği İstanbulda yaşıyor. Kankardeşim Nevzat"ın değerli kardeşi, iyi bir kişiliği parkesinde her daim taşıyabilen bir isim Hüseyin.

Bir garip yaşam felsefesini kendine giydirmekten ve öyle olmaktan gocunmayan bir adam.

Gittiği her makamı da kendine yakıştıran bir adam.

Emniyetin de, askeriyesin de, bakan yanın da, bürokrasi de  ve dostları arasında sevilen bir adam.

 Dedim ya, adam gibi bir adam. Avukat lakabı  ile her daim korkusuz ca işleri yağdan kıl alırcasına  yapabilme yeteneğin de bir adam. Bu kadarmı bir adam kendince olur da, yaşamı tığ geçer.

Bu kadar mı bir adam sevilir de, sevgisini, buruşuk bir pantolon bir parke ve bir kazak içinde ters düz eder, bu kadar mı..?

Aferin Hüseyin, pardon  paradan uzak, buruşuk olmayı  seven, Avukat Hüseyin… Aferin!

Yine bildiğin gibi yürü.

Yoksa birilerinin istediği gibi yürümeye kalkarsan, işte o zaman düşersin. Bunu ne dostların ne ailen nede biz isteriz.

Sen bildiğince takıl, Avukat Hüseyin, korkusuz  ve buruşuk bir halde, kardeş..

YAZMAK VE YAZDIGINA SAHİP ÇIKMAK..!

Bunları onurlu, ğururlu ve kalemini asla bir başkası için kullanmayacak kadar da adam olan insanlar yapabilirler. Sahtekarlar, ucuz adamlar, ve kiralık kalemler yapamazlar. Onların yazdıkları eserlere, kitaplara ve bu ülke için hergün köşelerinden halk için yazdıklarına, satılmış kalemler yetişemezler..

Fakirlik, işsizlik, eğitimdeki bitişin yol haritasını, belediyelerin, iş adamıyım diye geçinen ihale vurğuncularının, talan edilen ormanlar içine yapılan siyasi rant sitelerinin, parsellenmiş illerin ve onları parsellemekten hiç utanmayan elleri yazmaktan çekinen satılmış kalemler dir. Bunlar ,yandaş, yakın, dost, akrabaya hediye olarak sunulan gazete sayfalarında gülen suratları ile her daim varlar. Siz okurmusunuz?

O kadar çok akademisyen, alanında ki başarısı uluslar arası alanda tescillen miş, sanatkar, bürokrat varken,sırf yalakalıkları sayesinde lüks bir hayatın tam ortasında olan, yüzleri , ne olduğu belli olmayan kalemleri ile bizlere bir takım saçmalıkları yazanları siz inanıpta okurmusunuz?

Bugün utanmadan, şeytanın avukatlığından nema kapan el gibi, şerefli türk askerine ve yedi şehide şerefsizce yazı yazanlar,onları otuz şehid ile benzer bir konuma sokmak için pislik bir yazı düzeninde halka sunan bu sahte kalemlerin bir de cigerine bakın, pislikten başka bir şeyleri kalmamış.Onur ve gurur onlar için olmayacak duanın adı. Siz bu tipleri okurmusunuz?

Cahil, zır boş insanları, ekranlara çıkartıp, TSK ve siyasi partilere karşı konuşturan, sonrada taraf yapanların, yarınlarındaki olumsuzlukları bu kalemler acaba savunacaklar mı? Göreceksiniz, ilk vuran ve yazan onlar olacaktır. Sahtekarın kalemi daima kiralık olur, Siz bunları okurmusunuz?

Her daim dürüstlükten bahseden kalemler, her daim dinden imandan bahseden kalemler, nedense onca fakir, işsiz, çaresiz, ve isyan noktasında yüzbinler varken, ne bir bakanın oğlundan, ne yaptıkları işlerden, ne vurdukları trilyonlarca vurğundan, ne belediye ihalelerini alan deniz fenerinin başrol oyuncularından yada hastahane,emniyet,devlet dairelerindeki yemek ihalesi vurgunların dan yazıyorlar.

Onların tek derdi, nemalandıkları kaynakların başarısız oldukları ; halkın, şehit yakınlarının, işcilerin, memurların isyanları nı ve açılımı red eden siyasi partilere bir takım ucuz yazılar yazmak..Akılları sıra kalemşörlük yapmak, nemalanmak. Afiyet olsun. Sizi okuyanlar vardır tabi de, beyler siz onları okurmusunuz?

Onların onuru ğururu bile birkaç doların ucunda asılı. Yazılarını halka yazan, doğrularla sayfalarını ışıl ışıl eden kalemlere yetişebilmeleri çok zor. Bırakın birilerinin televizyonunda ve gazetelerinde üç beş yolunu bulma adına yazsınlar.Ben okumam, siz okurmusunuz?

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.