Yiğit Çocuklar

Yazan: Rıdvan Yalçın

Zor zanaattır siyaset. Hele büyükse hedeflerin ne parayla olur, ne nufuzun yeter, ne geçmiş başarıların işe yarar,ne potansiyelin. Hatta çoğu zaman en kuvvetli avantajın olan durumlar aslında en büyük handikapındır.

Onun içindir ki; Önce nasibinde olmalı insanın .

Öyleyse eğer en büyük engeller küçülür, büyür en önemsiz saydığın artıların.Ulaşırsın sonuçta varsa nasibinde kısaca. Asıl iş ondan sonradır. Ulaşmak nasiptir, kalmak çaba ister, yakışmak ister, direnç ister, güç ister,moral ister, özveri ister, sabır ister, tahammül ister.

  Gün gelir senin için canını vereceğini düşündüğün insan, düşmen için canını verir, gün gelir düşmen için çırpınan biri kalkman için en önce tutar elini. Sen bütün herşeyi tasarladığını zannederken herkesin tasarladıklarıdır çoğu zaman sonucu belirleyen.

 Büyük başarıların en çok sahiplenenleri çoğu zaman en az emeği olan, başarısızlıkların en çok eleştireni aslında sonucun sebebidir büyük ihtimalle.

Gözgöze gelip selamını kaçırmadıklarınçok anlatmaz bunu ama kaçırdıkların her yerde söyler, iyi yaptıklarına taktir edilmezsin çoğu kere bir hata yapmaya gör sen bile şaşırırısın herkesmi duydu diye, umudun biter bazen gücün tükenir, acaba dersin çokmu aştık boyumuzu.

Sonra aklına senin hiç tanımadığın ve çoğunluıkla bir sıkıntısı olsada seni aramaya ya çekinecek yada çok işi vardır bana zaman ayıramaz diye kaderine razı gelecek isimsiz kahramanlar gelir.

Onlar çoğu zaman senin face de bile yazıştığı insan olup olmadığından emin olamayacak  kadar saygılıdırlar. ordunun dörtbir yanındadır onlar, hatta ülkemin dört yanında...

Siyasetin profesyonellerine karşı senin kavganı verirler bilirsin, hatta bir türlü laf anlatamadıkları dedelerine hatta babalarına.

Onlar siyasetin bir insana kişisel birşey sağlayıp sağlamadığından bile habersizdir genelde. Onlar delikanlıca bir aşk gibi tutkundur bayragına. askerden yırtmak için uğraşırken birileri onlar gönüllü gider şehitliğin en kolay yaşamanın en zor olduğu hudutlara.

İş için peşinde olan iş olmazsa gider çoğu kez, mevki için koşan olmayınca döner çok zaman ama onlar hep koşar hep koşar ve akıllarından küsmek geçmez bile yeterki yücelsin türklük yeterki yücelsin milletim, yeterki azametli olsun devletim .

Onlar gelir aklına damarların şişer yeniden hırsla,kırk çerinin başında kürşat olursun bazen,bazen sultan alparslanın yanında nefer,Yavuzun kutsal emenetlerine bekçi olursun bazen , bazen Süleymanın gözü önünde boğdurduğu muhteşem Mustafa .Kosovadan ,varnaya,otlukbelinden, sıpsındıya,merçidabıktan malazgirte,sakaryadan ridaniyeye, yemenden viyanaya koşuşturur durursun. Alparslandan alparslana , mustafadan mustafaya yeniden dirilişi yaşar ve onların kaparken gözlerini dünyaya gördükleri son atlasa bakar daha çok yol var diye düşersin yollara.

İşte orda ne kapris kalır, ne hesap , komik olur bütün koltuklar, bütün sıfatlar.

Sonra yeniden dönersin bugüne iş lazımdır seni aramaktan ar eden yiğit yürekli çocuklara, aş lazımdır yardımı bile almaktan haya eden kutsal analara, babalara.

Zor zanaattir siyaset.  O çocuklar var ya onlar olmasa o altın nesil o yiğit   çocuklar o kanaatkar, o yaşından büyük zamanları yaşayan çocuklar, aslında hiç çocuk olmamış cocuklar işte onlar olmasa insanın ne umudu kalır ne inancı.

Allahım varetsin sizi güzel çocuklar, yiğit cocuklar.