ŞİKECİ SİSTEM
Son günlerin toplumuzdaki popüler kırışması, ulusal futbolumuzu ve Avrupa futbolunu yakından ilgilendiren ve önemli sonuçlar doğurması muhtemel şike soruşturmasıdır. Ünü, ülkeye değil, Futbol oyununun oynandığı her yere yayıldı. Önümüzdeki sezon ülkemiz
ŞİKECİ SİSTEM
ABDULLAH AYDIN
Şike… Daha çok sportif faaliyetlerde kullanılan bir terim…
Şike nedir; tek taraflı olabilir mi? Kişiler mi, kurumlar mı yapar? Niçin şike yapılır? Sadece spor sektöründe mi var?
Şike için en az iki tarafın olması gerekir. Üç taraflı veya daha çok taraflı da olabilir…
Şike, tarafların çıkar sağlayacağı, imzaya ve yazıya dökülmeyen, sonuç alıcı ve maddi çıkar sağlamaya yönelik sözlü ve gizli antlaşmadır…
Son günlerin toplumuzdaki popüler kırışması, ulusal futbolumuzu ve Avrupa futbolunu yakından ilgilendiren ve önemli sonuçlar doğurması muhtemel ‘şike soruşturmasıdır’. Ünü, ülkeye değil, Futbol oyununun oynandığı her yere yayıldı. Önümüzdeki sezon ülkemiz futbolunda büyük karmaşalara neden olabileceği gibi, UEFA ve FİFA nezdinde de önemli etkileri olacaktır.
Şayet sonuç iddialar doğrultusunda çıkarsa, Spor kulüplerimiz zarar görebileceği gibi, sporu yönetenler, kulüp çalışanları, antrenör grupları, futbolcular, basın yayın kuruluşları, hatta inşaat firmaları da zarar göreceklerdir. Zarar göreceklerin arasında taşımacılık sektörü ve esnaf kesimi de unutulmamalıdır…
Ülkemiz ve sistemimizde şike sadece futbolda mı var? Sadece sözlü mü yapılıyor? Hayır! Yazıya döküp, altını imzaladıklarımız da var. Aslında sosyal sistemimizin, siyasal sistemimizin, uluslar arası ilişkilerimizin çoğu alanında bilinmeyen şike olayları var. Biz geniş toplum kesimlerinin fark edemediğimiz bu sosyal ve siyasal şikeden öyleleri çıkar sağlıyor, öyleleri sınıf değiştiriyor ki; şayet farkına varabilsek bu ülkedeki şikeci sayısını hesap dahi edemeyiz…
Örneğin: Türkiye ile egemen ülkeler, NATO ve AB arasında imzalanan ikili ve çoklu antlaşmaların hemen hemen tümü halkın bilgisi dışında yapılmakta, imzalanmakta ve çoğu halkın bilgisi dışında olmaktadır…
1964 yılında Kıbrıs olaylarında, Türklere yardım amaçlı yola çıkan Donanmanın yarı yoldan geri döndürülmesi, (meşhur Johnson mektubu sonucu) halktan gizli yapılmış ve tek taraflı menfaat sağlayan, yazıya dökülmüş şikeli bir antlaşmanın sonucudur...
Yine, son yıllardaki Kuzey Irak çıkarmasının, ABD’ in tehdidi ile yarıda kesilmesi ve askerlerimizin geri çekilmesi halktan gizli yapılmış ikili ve çoklu antlaşmalardaki tek yönlü yarar sağlayan şike kokan antlaşmaların sonucudur… Kafamıza çuval geçiren ABD generalini Ankara’da törenle karşılayışımız, yaptığımız kabadayılıkların da şike olduğunu göstermiyor mu?
Yaşadığımız askeri darbeler tümüyle şike… İki darbe ve bir muhtıra sağ iktidarlara karşıymış gibi gösterilmiş, ama Türk solunun üzerinden silindir gibi geçmiştir. Türkiye’nin içinde bulunduğu sosyal ve siyasal kısırlığın, bu şikeci askeri darbelerin eseri olduğunu söylersek, hiç de yanılmış sayılmayız…
Anayasamızda yazan ve ülkemizdeki sistemi tanımlayan bazı Anayasa maddeleri de şike kokuyor. Güya, sistemimiz Yasama, Yargı, Yürütmeden müteşekkil üç ayağa oturuyor. Anayasamız, yazılı metninde kuvvetler ayrılığı ilkesini emrediyor. Acaba buna inanan safdil kaldı mı aramızda? Yürütme hepsini derdest edip, tek egemenliğini ilân etmiş durumda. Yaşıyor ve tanık oluyoruz…
Askeri silâh ihtiyacımızı daha çok ABD’den temin ediyoruz. Satın aldığımız savaş uçağı ve insansız istihbarat uçaklarının alım satımı da tamamen şikeli. Uçakları veriyor, ama araçların beyin bilgilerini vermiyorlar. Veya herhangi bir askeri harekât esnasında karşımıza çıkarak, bizim verdiğimiz silâhlarla istediğinizi yapamazsınız diyorlar. Son günlerdeki terör olaylarını dikkate alarak, Kuzey Irak’ı BBG evi gibi gözetliyoruz diyen, milyonluk zırhlı arabada gününü gün eden, hiçbir darbeye karışmamış(!) generalin kulakları çınlasın! Hani ABD terör konusunda bizi anında bilgilendirecekti! Şike bu kadar da aptalcasına yapılmaz ki!
Seçim öncesi yapılan torba içindeki sözde yardımlar da iğrenç bir şike. Sosyal Devlet yapacağı yardımı yurttaşını deşifre etmeden, gururunu incitmeden yapmak zorundadır. Propaganda malzemesi olarak kullanılan yardımların hiçbir insani yönü olamaz…
ÖSS, LYS, SBS, KPPS gibi sınavlardaki rezaleti bütün ülke yaşadı. Bu ülkenin en az yarısı, sınavlarda şike olduğunu, bazı kesimlerin kayırıldığı inancına sahip, Ama Ulus olarak sessizliği yaşam biçimi olarak seçtiğimizden kaderimize razı olduk… Kazığı yiyenlere Tanrı sabır ve selâmet versin!
Kendilerini aydın diye yutturmaya çalışan Basın mensupları, Üniversite çevrelerinden güya bilim adamları, kimi siyaset erbabının yaptıkları şikeye ne demeli! İktidarların bir yerlerini yalamaktan aşınmış dilleriyle, pelteleşmiş beyinlerini gücün emrine vermiş, sol satıp sağ kuburdan yiyen dönekler, şikenin dik âlâsını yapıyorlar. Hiç de saklamadan açık açık rahatlıkla yapabiliyorlar ve biz de kitlesel olarak onları seyredip, sabır taşının çatlamasını bekliyoruz…
Bu sistemin, bu düzenin, bozulan bu sosyal yapının her tarafı şike. Büyüdüğü iddia edilen Türkiye’de yoksullaşan, işsiz kalan, açlık tehlikesi ile karşı karşıya olan geniş yığınlar. Hepsi, hepsi şikeci sistemin, şikeci yönetimlerin eseridir. Sadece Futbolda şike aramak ise, duygulara pompalanan farklı bir şike aldatmacasıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.