Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, Gümüşhane’deki altın rezervine ilişkin dedikodu çıkaranlara cevaben, “Bu topraklar altında bulunan servet sizlere aittir. Şimdi aleyhimize yazı yazan kardeşim beni iyi dinlesin. Ben senin hakkını savunuyorum” dedi.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Gümüşhane’de katıldığı “EkoAnaliz” programında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Baş, Gümüşhane’de toprak altındaki Altın’ın Türkiye’ye 100 yıl yeteceğini söyledi. Atatürk Kültür Merkezinde gerçekleştirilen ve çok sayıda televizyon kanalı tarafından canlı olarak yayınlan ‘Ekoanaliz’ programında BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, ülke gündemi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Baş, konuşmasında hükümet politikalarını eleştirmesinin yanı sıra geçtiğimiz hafta yapılan CHP kongresinde genel başkanlığa seçilen Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu’nun 12 yıldır partinin içindeki birisi olarak bugüne kadar kongrede belirttiği hususları niye lanse etmediğini sorgulayan Prof. Dr. Baş, partisinin Milli Ekonomi Modelinde bahsi geçen konuların bugün Türkiye’deki siyasi partilerin kullandıklarını fakat modeli inkar ettiklerini söyledi.

Gümüşhane Türkiye’ye 100 yıl yeter

Konuşmasının büyük bir bölümünü Gümüşhane’deki madenlere ayıran BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, gelini ve damadının Gümüşhaneli olduğunu beyanla başladığı konuşmasında, Gümüşhane’de yerin altında Türkiye’yi 100 yıl besleyecek altının olduğunu fakat bu altını işleten firmaların bunu gizlediğini vurguladı. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, madenlerde eskiden yüzde 15 olan verginin AK Parti hükümeti döneminde yüzde 2’ye düşürüldüğünü, buna rağmen Gümüşhane’de altın çıkaran firmanın geçtiğimiz yıl 38 milyon TL vergi ödediğini belirterek, madenin olduğu bölgede 1 ton toprakta 126 gram altın olduğu halde firmanın bunu 10 gram olarak beyan ettiğini söyledi.

Partisinin Milli Ekonomi Modeli’nin dünyada yaklaşık 100 ülkede kabul gördüğünü ve kısmen uygulanmaya konulduğunu belirten Prof. Dr. Baş, “Bu model Türkiye’de uygulanmaya başladığı zaman en kısa zamanda Türkiye dünyanın birinci devleti ve milleti olur. Avrupa ve Amerika birkaç yıl sonra bizi ancak arkadan takip eder. Biz Avrupa’dan, Asya’dan, Afrika’dan Türkiye’ye hatta Gümüşhane’ye işçi getireceğiz.” dedi.

Türkiye’nin son yıllarda yaptığı Kamu İktisadi Teşekkülleri’nin (KİK) özelleştirmelerini de ağır bir dille eleştiren Prof.Dr. Haydar Baş, 38 milyar TL masraf edilerek özelleştirilmeleri için masraf edilen KİK’lerin 38 milyar TL’ye satıldığını, satılan bu KİK’lerden satılmadan önce yılda 70 milyar TL vergi verdiklerini söyledi.

Devlet- millet olgusuna vurgu yapan Prof. Dr. Baş, şunları söyledi: “Devleti güçlü olmayan milletten asla bir şey olmaz. Sizin eğer devletiniz varsa milletiniz var demektir. İki şeye çok önem veririm. Devlet ve millet artı asker ve millet. Bu iki ana kurum kimi bekler, kimi korur: Milleti bekler ve korur. Devletiniz yok, ordunuz yok o zaman sizin adınıza millet denmez. Yıllardan beri devlet ve ordu düşmanlığı yapılıyor. Ben bunu konuştuğum zaman derin devlet adamı diyorlar bana. Eğer bu kurumlar olmazsa, millet denilen kurum asla olamaz. Millet olarak tarih sahnesinde kalabilmemiz için mutlaka bu kurumların devamı şarttır. Bu millete ömür biçenler yanılıyorlar. Tarihin en güçlü milleti, en güçlü devleti ve en güçlü ordusu bizimdir.”

‘Milleti zengin edeceğim’

Prof. Dr. Haydar Baş ifade ettiği gerçeklerin aleyhinde konuşanların yabancı maden şirketleri adına dedikodu çıkardıklarını söyledi. Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: “Ben sana diyorum ki, gel bunu seninle çıkaralım. Devlet ve millet ortaklığıyla beraber ben sizi zengin edeceğim. Bunun için söylüyorum. Benim babamın serveti değil, senin servetin. Senin elindekini alıyorlar, senin cebindekini alıyorlar. Ben sana destek almaya geliyorum. Sen seni emen sülüklerin safına geçiyorsun onlarla beraber Türk milletinin çıkarını savunanların aleyhinde yazı yazıyorsun, dedikodu yapıyorsun, elinden gelse kurşun bile atacaksın. Ayık bakalım! Bunun hesabını ukbada veremezsin. Ben, ‘Ey Gümüşhaneli senin bu kadar servetin var’ diyorum. Adam benim elimi öpmesi gerekirken ne diyor ‘atma hoca hoca’ diyor. Ama kimin adına diyor bunu? Koza altın, Gümüştaş madencilik, Anatolia Mineral bunların adına konuşuyor adam. Ve bize hakaret dolu bir takım göndermeler yapıyor. Efendim kötü söz sahibinindir. Biz bu sözleri kesinlikle hak etmiyoruz. Bu kardeşimize de Allah anlayış ihsan etsin de Haydar Hoca’nın ne kadar doğru bir insan olduğunu anlamayı nasip eylesin.”