YALÇIN TOPÇU: AB’Yİ UNUTUN TÜRK- İSLAM ÂLEMİNE BAKIN

YALÇIN TOPÇU: AB’Yİ UNUTUN TÜRK- İSLAM ÂLEMİNE BAKIN

Elbette Araplar ile Türkler yüzyıllar bir arada yaşamış milletledir ve bugün mevcut ayrılık her iki tarafa da zarar vermekte ve Batılı emperyalistlerin ekmeğine yağ sürmektedir. Türkiye’nin Arap dünyasına yaklaşması ne yazık ki Suriye’nin ötesine geçememe

 



 

YALÇIN TOPÇU: AB’Yİ UNUTUN TÜRK- İSLAM ÂLEMİNE BAKIN

Son günlerde dış gündemde olan dış politikada eksen kayması şeklindeki hükümete yönelik eleştirileri dikkatle takip ediyor ve her konuda olduğu gibi bu konuda da yapıcı, yol gösterici, sorumlu muhalefet anlayışımız gereği hükümeti sadece eleştirmekle kalmayıp tavsiye ve somut önerilerimizi de dile getiriyoruz.

Sayın Başbakan Erdoğan’ın sözlerinden anladığımız kadarıyla hükümet yüzünü Arap dünyasına dönmüş bulunmaktadır.

Filistin meselesindeki insanlık dramı ve başta İsrail olmak üzere küresel emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli hesapları bu noktadaki hassasiyete meşruiyet kazandırabilir fakat Türk dış politikasını Arap eksenli yürütmek hem akıllıca hem yeterli hem de doğru değildir.

Elbette Araplar ile Türkler yüzyıllar bir arada yaşamış milletledir ve bugün mevcut ayrılık her iki tarafa da zarar vermekte ve Batılı emperyalistlerin ekmeğine yağ sürmektedir. Türkiye’nin Arap dünyasına yaklaşması ne yazık ki Suriye’nin ötesine geçememektedir.

Öte yandan İran ile ilgili yapılan anlaşmalar ve Irak politikası derinlikten uzak günübirlik politikalar olması nedeniyle hükümetin abarttığı ölçüde Türkiye’nin faydasına değildir.

İç politikaya malzeme edinmek için şov içerikli politikalar izlenirse bundan Türkiye zarar görür. İsrail’i yalnızlaştırma iddiasıyla çıkılan yolda mevcut duruma göre gittikçe Türkiye yalnızlaşmaktadır. Politika sadece sözle yapılırsa böyle olur. Hükümet İsrail’e yönelik somut yaptırımlar yapmadığı, Arap dünyasına yönelik somut adımlar atmadığı sürece bu politikalar sadece ve sadece iç politikaya yönelik şov malzemesi olarak değerlendirilecektir.

Sayın Başbakan Erdoğan, özellikle son günlerde Irak’taki insanlık dramına fazlaca vurgu yapmaktadır. Sanki 1 Mart tezkeresi için çabalayan başkasıymış, sanki BOP projesinin maskesi olmaktan öte bir anlam taşımayan Medeniyetler Arası İttifak Eş Başkanı kendisi değil mi?. Başbakan şayet sözlerinde samimi ise önce 1 Mart tezkeresi için milletimizden özür dilemeli ve ivedilikle Medeniyetler Arası İttifak Eş Başkanlığı’ndan istifa etmelidir. Aksi takdirde sözleri laf-ı güzaf kabilinden değerlendirilecektir.

Ayrıca Sayın Başbakan, Ortadoğu’ya gösterdiği hassasiyeti aynı şekilde Türk dünyası ve Irak’taki Türkmenlere de göstermelidir.

Sayın Başbakan’ın ‘Gazze Konya’dan, Tahran İstanbul’dan, Halep Kayseri’den ayrı düşünülemez’ sözlerinden memnunuz. Biz de böyle düşünüyoruz. Fakat Başbakan’ın görmediği ve söylemediği başka başkentlere de dikkati çekiyor ve diyoruz ki ‘ Kerkük neyse Ankara odur, Bakü neyse İstanbul odur, Saraybosna neyse Erzurum odur, Aşkabat neyse İzmir odur, Doğu Türkistan neyse Anadolu odur…

Sayın Başbakan’ın da bir zamanlar içinde bulunduğu siyasi anlayışı biliyoruz. Fakat koskoca Türk dünyası nasıl görülmez, bunu anlamak mümkün değildir.

 

Filistin’e hepimizin canı yanıyor da etrafı Çin Seddi’yle kapalı Doğu Türkistan’da, nasıl bir zulüm yapılıyor hükümetin hiç umurunda mıdır? Çin zulmü karşısında hükümet neler yapmıştır? Yahut Kuzey Irak’ta her gün onlarca Türkmen katledilirken hükümet Irak yönetimine ne tür yaptırımlar uygulamıştır? Geçtiğimiz günlerde Ankara’ya gelen Barzani’ye bunun hesabı sorulmuş mudur? Türkiye’nin Kuzey Irak’ta yıllardır korumaya çalıştığı kırmızıçizgilerine ne olmuştur?

Şayet iddia edildiği gibi dış politikada bir eksen kayması varsa yeni eksen doğru bir anlayışla tasarlanıp pergelin merkezi Ankara’ya konularak bütün Türk ve İslam âlemini kuşatacak şekilde yeniden çizilmelidir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.