Son zamanlarda artan terör saldırıları karşısında TBMM’nin artık iktidarı ve muhalefeti ile birlikte Milli Birlik Şuuru içerisinde harekete geçmesi gerekmektedir. Günü kurtaracak açıklamalar yapmak, şehitlerimizin ardından ağlamak ve hamaset cümleleriyle olayları geçiştirmek durumun vahametini görmemek demektir.

PKK artık sivillere de saldırmaya başlamıştır. PKK’ya ‘taşeron örgüt’ demek Yetmez. Hükümetin bu soruna teşhis koyup gerekli etkin psişik, sosyal, ekonomik, istihbârî ve inzibati tedbirleri yeterince almış olduğu kesinlikle söylenemez. Bir Başbakan bu şekilde şikâyetçi olmaz. Bu konularda samimi olan bir Başbakan, terörle mücadele için gerekli yasaları hemen çıkartır, müteahhitlerini ilan eder içeride ve dışarıda gereğini yapar devletin kuvvetlerini hemen harekete geçirir, ABD’ye, İsrail’e  ve AB’ye karşı gerekli tavrı alır. Kandil’i söndürür, İmralı’daki caniyi sonsuza kadar susturur.

Öte yandan terör meselesi sadece hükümetin meselesi de değildir. Bundan önceki hükümetlerin sorumluluğu da büyüktür. Çekiç Güç’e oy verenler AB Uyum Yasaları’nı, İkiz Yasalar’ı TBMM’den geçirenler, idam cezasının kalkmasını sağlayanlar, yani; iktidar ve meclis içi muhalefet terörün bu noktaya gelmesinde sorumludurlar. Dolayısıyla herkes sorumluluğunun farkında olarak hareket etmelidir.

Öncelikle belli başlı suçlar için TBMM’de idam cezası yeniden kanunlaştırılmalıdır. Hatta bu konuya MHP ve CHP grubu öncülük etmeli ve kanun teklifini hemen vermelidir. Siyasal bölücülerin dokunulmazlıkları ile ilgili TBMM’deki partiler üstüne düşeni yapmalıdır. Hükümet AB ülkelerinde konuşlanan PKK diasporasının yok edilmesiyle ilgili süreci kararlılıkla başlatmalı bu noktada AB üyelik sürecini dondurmalıdır. 

Türkiye bu kadar tecrübeden sonra ABD ve İsrail ile istihbarat işbirliği ve paylaşımına güvenerek hareket etmemelidir.

Sabit karakol sistemi değiştirilmelidir. Belirli ve güvenlikli lojistik ve intikal merkezleri dışında karakol olmamalıdır. Stratejik noktalara sızarak konuşlanan geçici ve hareketli timlerle bu ihtiyaç karşılanmalıdır. Mobil birlikler kurularak terör örgütünün tüm silahlı unsurları yok edilmelidir. Teröre karşı topyekûn bir savaş başlatılmalıdır. PKK, Kürtlerin temsilcisi değil ihanet şebekesi benzine  bulanmış Büyük Türk Milleti’nin üzerine atılmış bir paçavradır ve ABD’nin, İsrail’in, AB’nin İsrail Hükümetlerinin oyuncağıdır. Bu bütün okullarda öğretilmelidir.

BBP olarak daha önce şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun sağlığında devletin bütün üst kurumlarına terör ile ilgili çözüm önerilerimizi içeren raporumuzu sunmuştuk. Hükümete düşen görev, önerilerimizi dikkate alarak bir an önce uygulamaya geçirmesidir.

TBMM’de bulunan iktidarı ve muhalefetiyle bütün partiler ve tabii ki meclis dışı muhalefet partileri bölücü terörün yok edilmesine karşı bir ve beraber olmalıdır. Bu konu üzerinden siyaset yapılmamalıdır. El birliğiyle bu habis ur kesilip atılmalıdır. Bu duruş Büyük Türk Milleti’nin düşmanlarının moralini çökertecek, Büyük Milletimizin moralini yükseltecektir.

Gün birlik günüdür. 73 Milyon’un düşmanı, PKK ve onun destekçisi ülkelerdir.

Şehitlerimize rahmet, gazilerimize sağlık, Büyük Türk Milleti’ne başsağlığı diliyorum.