Muhatabı Nedim Türkmen

Muhatabı Nedim Türkmen

Bugüne kadar yayınlanan her haberde, duyurularda, röportajlarda, kuytu köşelerde verilen demeçlerde Orduspor Kulübü'nden çıkan bir açıklama var "Büyük Orduspor Taraftarı" ve bu taraftarla övünen bir yönetimimiz var. Ne güzel(!)

Bugüne kadar yayınlanan her haberde, duyurularda, röportajlarda, kuytu köşelerde verilen demeçlerde Orduspor Kulübü'nden çıkan bir açıklama var "Büyük Orduspor Taraftarı" ve bu taraftarla övünen bir yönetimimiz var. Ne güzel(!)

Büyük Taraftarımız mı Var?

İnsanın hoşuna gidiyor bu tür açıklamalar, şahsen ben kendi fikrimi söylemem gerekirse yönetimden yapılan her açıklamada "büyük Orduspor taraftarı" geçen her cümlede güzel duygulara kaptırıyorum. Bunun nedeni kendimi büyük görmemden kaynaklanmıyor, demekki birşeyler başarabilmişiz, adımızı duyurmuşuz ki kulüp de bizim arkamızda duruyor.

Bazen de çok büyük çelişkiler içerisinde düşünmeye başlıyorum. Biz büyüğüz ama;

 

  • Maç öncesinde veya maç sonrasında (skor ne olursa olsun) futbolcuları tribüne çağırıyoruz, maçın bitiş düdüğüyle birlikte hemen soyunma odasına koşanlar, sözde "Büyük Orduspor Taraftarı"nı iplemeyip izin gününde ne yapacağını düşünenler. Bunlar yalan değil, hemen hemen her maçta yaşıyoruz bunları.
  • Maçın başlamasına dakikalar vardır futbolcuları çağırırsın, hani sen bu takımı karşılıksız seversin ve güçlü olmasını istersin de futbolculara da içindeki enerjiyi vermek istersin ya, işte düşünce sadece odur. Ama ne olur? İki elini havaya kaldırıp birini kalbinin üzerine koyar. Sen o futbolcu için bi taraflarını yırtarsın o şöyle bi doğrulur ve 3 saniyelik hareketiyle herşeyi bitirir. Bazen inat edersin, o futbolcu ayağına kadar gelsin istersin ve susmazsın. Beste üstüne beste söylersin. Bu sefer de 4 adım atar sana doğru alkışlayarak geri döner.
  • Sonra 8 Mart'a gelir tarih, senin o içinde büyük fedakârlıklarla büyüttüğün sevdanın 45. yılıdır. Stadda kutlama olur. Büyük Orduspor Taraftarı yine oradadır. Hani "her zaman her yere gider, ne yağmur ne çamur dinler" diye bağırdıklarında bu sözün daima arkasında duran topluluk var ya işte onlardan bahsediyorum. 45. Yıl Pastası gelir. Koskoca kulübün pastasında bile reklam vardır. Pastayı yapan firma tarafından "Orduspor'umuza başarılar dileriz." gibi bir yazı yazar üzerinde. Oysaki "Taraftarımızla birlikte nice 45'li senelere" yazmak kimsenin aklına gelmemiştir. Asıl mesele ise bu pastanın kapalı tribününün önünde kesilmiş olmasıdır. Maraton'da "doğum günün kutlu olsun mutlu ol senelerce, pazar günü koy kartala, coşalım gecelerce" diye ritim tutan taraftarlar sadece uzaktan izlemekle yetinmiştir.
İşte Büyük Orduspor Taraftarı, bazılarının gözünde budur. Biz büyüğüz ama derken buradaki "ama" yukarıdakileri ifade etmektedir.
 
Orduspor'un Taraftarı Büyük DEĞİLDİR ! Bir büyük aranacaksa, o büyük; medyayla barışık bir yönetim kuruludur. Orduspor - Medya işbirliğidir. Sen o pastayı maraton tribününün önünde kesmezsen o taraftarın hiçbir büyüklüğü kalmaz. 
 
Sizin o büyük diye seslendiğiniz taraftar, sizin her zaman yanınızdaysa bunun tek nedeni karşılıksız olarak sevdikleri o kutsal Mor Beyaz renklerdir. Bu fotoğrafta 45. yıl kutlamalarından geriye kalan ve kutlamada adeta arka plan gösterileri yapan sözde Büyük Orduspor Taraftarı'na aittir.
 
 
20180
 
https://www.facebook.com/search/results.php?q=http%3A%2F%2Fsolserbest.blogspot.com%2F&init=quick&tas=0.6496140918000451&search_first_focus=1334130634126

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.