Abdullah AYDIN
TEMELSİZ TARTIŞMALAR
TEMELSİZ TARTIŞMALAR
İnsanın öbür canlılara karşı üstünlüklerinden biri de konuşabilmesi ve niyetini karşısındakine anlatabilmesidir. Doğa, çeşitli canlılara karşılıklı iletişim kurabilmeleri için bazı özellikler vermesine karşın, konuşma gibi bir özelliği sadece insana vermiştir.
İnsanların konuşabilmeleri üstün bir özellik olmasına rağmen, kimi zamanda, konuşmalarımız suç işlemenin ve kavganın hazırlayıcısı bir özellik olabiliyor. Nitekim kişiler, gruplar ve ülkeler arası ilişkilerde konuşmanın olumsuz hazırlayıcılığını çeşitli örneklerde görmemiz mümkündür.
Demokrasilerin en büyük olumlu yönlerinin başında, bireylerin, yurttaşların özgürce tartışabilmeleri ve ülke yönetiminde, dolaylı da olsa verilecek kararları etkilemesidir. Son ayların, son haftaların tartışma konularımıza bir göz atalım ve tartışmaların ülkemiz ve insanlarımızın yararına olumlu bir sonuca ulaşıp ulaşmadığına bakalım:
Açılım adına, yanlış açılan bir kapıdan girmeye çalışan Hükümet, attığı ilk adımın ülke genelinde tartışılıp, alt yapısı en azından düşüncelerde hazırlanmadığı için, temelsiz ve nereye varacağı belli olmayan, önü açık tartışmaların başında geliyor. Ülkemizin gerçek ihtiyacı olan Demokratik açılım, özellikle dış baskılar nedeniyle ve hükümetin basiretsizliği yüzünden Kürt açılımına dönünce, tartışmalar yarar yerine sert tartışmaların nedeni oldu. Sadece hükümetin yanlış uygulamaları değil, ülkemizdeki hukuk sistemi ve bazı kurumlar da tartışılır hale geldi
Islak imza: Ne tanımlamalar varmış da haberimiz yokmuş! Tanımlama, neden "gerçek imza" değil de ıslak imza? Türkiye, bu konuda da temelsiz bir tartışmanın içinde; temelsizlikten de öte, anlaşılmaz bir hukuk garabeti yaşıyor. Darbe tartışmalarına dayanak yapılmak istenen bir belge, suretiyle beraber ortalıkta dolaşırken, darbe tartışmalarının çıkış kaynağı olan, darbe hazırlıklarının yapıldığına dair belgelerden toplumun yeteri kadar haberi yok, günlükler ortalıkta yok ve darbe günlüklerinin sahibi kişi suçlananlar arasında yok! Al gözüm seyreyle Hukuk Devletini! Temelsiz tartışmalara devam
Köylerin boşalmasıyla çoğalan Domuz sürülerinin kırsal istilâsı yetmedi, şimdide gribi istilâ etti ülkeyi. Bu istilâ, biz sıradan yurttaşları etkisi altına almakla kalmadı, Meclisimizi ve AKP hükümetini de esir almış durumda. Aşı için beş yüz milyon lira ödenmiş; kimin umurunda; yeter ki bizim oğlan para kazansın! Başbakan henüz etkisi tam kanıtlanamayan aşıyı yaptırmam diyor ve kendi Sağlık Bakanına güvensizliğini belirtiyor. Sağlık Bakanı nasıl bir hakaret bekliyorsa; hâlâ makamında oturuyor. Bu pişkinliğe pes doğrusu! Ya vatandaş? O da temelsiz bir konuda tartışıp duruyor İşsiz vatandaş başka ne yapsın!?
Son günlerde GDO"lar (Genetiği Değiştirilmiş organizmalar) sardı etrafımızı. Birdenbire patlak verdi nedense! Bu zamana kadar acaba nerede idi bu GDO"lar, yoksa yeni mi türedi bunlar.. Varsın olsunlar; biz yıllarca radyasyon bulaşmış gıdalar yedik, sütü, çayı, suyu içtik de ne oldu. Öldük mü hepimiz? Çok çok birkaç on binimiz Kanser hastası olmuştur o kadar! Sonumuz gelmedi, soyumuz tükenmedi ya! GD"lu gıdalardan bize bir şey olmaz; boş verin bilimin ne dediğini. Siz temelsiz tartışmaya devam
Cumhurbaşkanı öyle bir kükremiş ki, sormayın gitsin. İslâm Konferansı Ekonomik toplantısına katılacak olan Sudan Diktatörü El Beşir"in Türkiye"ye kabul edilmemesini isteyen ABD ve AB taleplerine karşın: Herkes işine baksın, kimin katılıp katılmayacağına biz karar veririz buyurmuş. El Beşir"in aniden işi çıkıp(!) toplantıya katılamayacağını bildirince, kararların kimler tarafından verildiği(!) daha net anlaşılmış oldu. Avaralıktan uyuz olmak üzere olan milletimize, tartışacağı gıcır gıcır bir konu.. Sakın temel, dayanak aramayın; tartışın da tartışın
Bu kadar temelsiz tartışmanın yanında tartışılmaması gereken bir konu var; MHP kurultayı. Kurultayda ülke sorunları öyle derinlemesine tartışıldı(!), kongre öylesine Demokratik(!) bir yöntemle yapıldı ki; tartışılacak hiçbir tarafı yoktu(!) Ülke yönetimi ve demokrasi, bazılarının tahmin ettiği kadar basit olmasa gerek
Biz neden hep böyle abur-cubur işlerle uğraşırız da, tartışılacak can alıcı konularımızı görmezden geliriz? Çünkü siyaset sosyolojimizin temeli bozuk. Sosyal yapıyı ve onun üstüne siyasal yapıyı menfaat ve çıkar ilişkileri üzerine temellendirmişiz. Tartışmalarımız samimiyetten yoksun, ilkesiz, içeriksiz ve temelsiz. Bu tür itici ve incitici tartışmalarla Türkiye"nin gelişme ve çağdaşlaşma hedefini vurması, tartışmaların ve eylemlerin toplum yararına dönüşmesi oldukça zor
Dertlerimizi kime yansak acaba?...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.