Emel SUNGUR
ÜZGÜNÜM KATILAMADIM BAŞTAN ÖZÜR DİLİYORUM;
ÜZGÜNÜM KATILAMADIM BAŞTAN ÖZÜR DİLİYORUM;
Emel Sungur 8 Kasım 2009
Başarılı bir biçimde bitirilen mitingi izlerken gözlerim doldu adeta yarım hissettim kendimi. Çünkü 20 yıl önce Türkiye genelinde en fazla 50 kişiyle başlayan yolculuk bu güne taşınmıştı. Nasıl bu güne gelindiğini zaman zaman anlatıyorum ancak bu güne gelinmenin bedeli çok ağır oldu en yakın tarihlerden biri 2 Temmuz 1993.
Cumhuriyet, barış ve laiklik karşıtları, demokrasi düşmanları 2 Temmuz 1993"te Madımak Otelini ateşe verirken, canlarımızı katlederken asker, sivil, iktidar, muhalefet seyretti.
Kızgındık, üzgün ve öfkeliydik bu seyircilere, ayrıca geleceğe dair yaşam kaygılarımız vardı. ( Bu kaygılarım hala ortadan kalkmış değil yanlış anlaşılmasın)
Ama ne yazık ki bütün öfkemiz güvenip yola çıktığımız ve bizi yarı yolda bırakan partinin genel başkanını katıldığı bu Karşıyaka yolculuğunda 500 bin kişiyi geçen bu mahşeri kalabalığın sadeceyuh sesleriyle tepkiye dönüştü ve tezahür etti.
O günden bu güne hızla sayısı artan demokratik Alevi örgütleri, su yüzüne çıkan ve ihtiyaçtan kaynaklanan birlikte olmak istemi Türkiye"nin çeşitli bölgelerin de örgütlenmeye götürdü bizleri. O zaman yola çıkanlar bu gün gelinen noktanın mutluluğunu paylaşmaya ortak olmalılar. Ayrıca bu gün o mutluluğu paylaşanlar saçın bir teli kadar katkısı olanı dahi unutmamalı. Çünkü temeli olmadan çatıyı kapatmak asla mümkün olmaz.
Bu gün Alevilere yaraşır bir sesleniş vardı. Aleviler 72 millete bir nazarla bakışı,barışı, Hacı Bektaş"ı Veli"nin hoş görüsünü sergilerken bu davete icabet edenlerinde Alevilerin Demokratik taleplerini ifade ederken onların yanında duruşu bu talepleri saygı çerçevesinde dinlemeleri ve en önemli
Cem olma nedenini unutmamalarıydı. B görüntünün Türkiye geleceğinin en güzel fotoğrafını oluşturacağına inanmak istiyorum. Ve buna mecbur olduğumuzu biliyorum.
Bu coşkulu, inançlı ve kararlı topluluğun aralarında bedensel olarak değil de ruhen her saniye bulundum. Ama ruhi birlikteliğin bedensel birlikteliğe dönüşmemesinin acısını çekiyorum.
Ankara Mitinginden sonra 2. Miting olan İstanbul Mitingine emek veren Tertip Komitesi, Federasyon Başkanına ve Yönetimine, Pir Sultan Abdal Derneği Başkan ve Yönetimine, Alevi Dernekleri Başkanı ve Yönetimine, Hacı Bektaş Vakfı ve Yönetimine önce bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, daha sonra da bir Demokratik Alevi Örgütü emekçisi olarak teşekkür ediyorum.
Toplum için önem arz eden böylesi bir istemler şöleninin kimler tarafından çağrısının yapılmasından ziyade 20 yıllık demokratik alevi örgütlenme sürecimizin ses, ten ve güce dönüşmesi dir.
En fazla teşekkürü hak edenlerse artık YETER EŞİT YURTTAŞLIK HAKKI İSTİYORUZ demek için
köylerinden, ev barklarından gelen sade, inançlı Alevilere ve onlara katkı veren sendika, siyasi parti, dernek, meslek odalarına teşekkür ediyorum.
Bir şey bu mitingde bir kez daha anlaşılmıştır. Pir Sultan Abdal"ın;
Sefasına cefasına dayandım
Bu cefaya dayanmayan gelmesin
Rengine hem boyasına boyandım
Bu boyaya boyanmayan gelmesin diyerek bizlere seslenişi yanıtını bulmuştur.
Umarım böylesi bir başarıdan sonra hiç birimiz bu sadece ve inançlı Alevilere bir hayal kırıklığı yaşatmayız. Elbette bu işin mutfağında olan ve tüm bu görevleri bir yöneticiden aldığı talimatla değil yüreğinin taaaa derinliklerinden gelen içsel bir dürtüyle yapan sessiz ve sade emekçilere en fazla teşekkür. Ancak miting başarılı olduğu için bu yazıyı yazdığım anlaşılmasın acı tatlı, mutlu mutsuz her şeyi birlikte yaşadık ve yaşayacağız.
Korkum ve kaygımsa bütün bu güzelliklerin dışında sessiz sessiz toprak altında oluşan hareketin su yüzüne çıkıp Anadolu Aleviliği"ni Anadolu"ya haslıktan çıkarıp bir başka coğrafya ya taşıma kaygısı ve endişesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu güzellikten sonra söylediğim dip not sadece uzağı ve tuzağı görmek.