Emel SUNGUR
6 MAYIS 2011
Bugün 80 sonrası ilk darbeye meydan okuyanların yanı sıra “bu işlere bulaşmayalım, uzak duralım “diyenler in dahi bir buluşma yeri gibiydi Karşıyaka 2. Kapının önü.
Bugün 6 Mayıs’ta hakka yürüyen Halit ağabeyi biliyordum artık o çok yorgundu. Onun yaşadığı acıları anlatmak yetmez anlatırken hissetmekte yetmez ya yaşamak ne zordur yaşamak. Ne zordur Azrail’in gelip “ senin çocuklarını götürmeye geldik” demesi karşısındaki çaresizlik. Eğer olabilseydi
“ onları değil, beni götürün ” diye Halit ağabey bin kez demezmiydi? Olmadı 39 yıl bu gün burada olan birçoğumuz için acı çekilerek geçti. Ve çok önemlisi bazen müthiş yalnızlıklar yaşandı.
1984 yılında ilk Karşıyaka’ya gittiğimizdeki yalnızlık gibi. O zamanın bıyıkları malum, kıyafetleri çizgili takım elbiselilerden oluşan her ağacın gövdesinin arkasına pusu kurmuşların görüntüleri ve bizlerin 20 kişiyi geçmeyen sayısı.
Korkumuz bu günkü ki kadar pişmediğimiz için o günün çaresizliğinin getirmiş olduğu korku, 80’den sonrasının acılarının üzerimizdeki baskısı ve sindirilmişliğimiz.
Dün gibi hatırlarım o günü. Yıl 1984 Karşıyaka’da anma toplantısına katılan grubun yaş ortalaması 25- 30 ve aramızda orada karşılaştığımız 2 lise öğrencisi bulunmaktaydı. Kendimizce yapmış olduğumuz ziyaretin ardından oradan ayrılmaya yöneldiğimiz de çocukların orada kalmakta ısrarcı olması ve bizim onları almadan oradan ayrılmamamız. Bizleri dinlememekte önce kararlı olan gençleri zorla ikna etmemiz. Daha sonra birbirini kovalayan yıllar 1990’lı yıllarda artık hiç olmazsa “bizi buralarda öldürseler kimsenin haberi olmaz” noktasından çıkarak 150- 200 kişinin katılmaya başladığı anma toplantıları, 1991 yılında 68’liler Vakfının yaptırmış olduğu yakamıza taktığımız gözüm gibi sakladığım rozet. Bazen azaldık, bazen bölündük, bazen birleştik. Bu gün hem Halit ağabey, hem de Türkiye’de esen rüzgarlar bizi yine bir araya getirdi. Kırmızı, sarı, mavi, yeşil, beyaz bütün renkler vardı, liseli gençlerden buralarda ihtiyarlayan bizlere kadar.
Karşıyaka görüntü olarak da Deniz, Yusuf, Hüseyin’in Halit ağabey ile buluşması gibiydi. Hala yirmili yaşlarında duran Deniz, Yusuf ve Hüseyin ile Halit ağabeylerinin buluşmasıydı 2011 yılı.
Halit ağabey belki bizlerle paylaşmadığın şeyler vardı, belki ifade edilemeyecek fotoğraflar yolculadığımız yolun sağında solunda asılı kaldı ama böyle bir günde terk ettin ya bizleri her sene senin yaşlı ve yorgun bedenini buralarda arayacağız ancak inanıyorum ki orada da konuşacak çok şeyin var.
Işıklar içinde yatın toprağınız bol ve yaşamınız gibi verimli olsun. Üzerinize örtülen topraktan ülkemize barış ve sevgi fışkırsın.