Emel SUNGUR
MADIMAK OTELİ
Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı Gnl. Bşk.
Madımak Yangınının dumanı bir gün mutlaka bu olaya seyirci kalan, izleyen, alkış tutan, yok sayanları da yakacağına inanıyoruz.
“Madımak Oteli çocukların gözdesi oldu.”
Samanyolu Haber’in manşetten verdiği bu haber hepimizin de bildiği gibi 2 Temmuz 1993 yılında 35 kişinin diri diri yakılması ile sonuçlanan Sivas Katliamının yaşandığı Madımak otelidir.
Gazete manşetinde Madımak otelinin, “çocukların gözdesi” olduğu ifade ediyor.” Doğrudur… Bu haber, doğduğu günden itibaren ayni topraklar üzerinde yaşayan Aleviler, demokratlar, barış yanlısı vatandaşlara karşı, çocuklarını kin ve nefretle besleyenlerin “sonuç” aldığı görünüyor.
Gelinen noktada katliamın yaşandığı oteli gözde olarak seçen bu çocuklar, beslendikleri damar olan İmam Hatip Okullarında, Camilerde, Diyanet İşlerinde verilen fetvalarla büyüyerek şırıngalanan insanlık dışı duyguları belki de hiç umursamadan sonraki yıllarda birer Erçakmak olacak, çoğalacaklar ve Madımak yangınlarına benzin taşıyacaklardır…
Ancak yaşanan böylesi katliamlar, günün birinde, çağdaş dünyada olduğu gibi ülkemizde de mutlaka lanetlenecektir, yazılan tarih binlerce böylesi lanetlenmiş olaya şahitlik etmektedir.
Bugün Madımak Otelinin, çocuklarının gözdesi olduğunu söyleyenler, Oteli ne kadar değiştirirse değiştirsinler, duvarları ne kadar kazırlarsa kazısınlar; binanın her bir zerresine yapışan ağıtlarımızı, çığlıklarımızı, hicranımızı silemeyeceklerdir. Ve bugün suçlarını görmezden gelen, cila ve boyayla örtenler ya da onların çocukları, bir gün mutlaka 2 Temmuz 1993 tarihi ve Madımak Katliamıyla yüzleşeceklerdir. Uygarlık tarihi bunu not ediyor…
Sivas Katliamının sorumluları; bu yüzleşmeyi, bundan 18 yıl önce hükümette bulunan siyasilerden, bürokraside bulunan memurlara ve Tugay Komutanına kadar herkes yaşayacaktır. Ayrıca bugünün sahte demokratları, barış gönüllüleri yaptıkları bu müze ve uygulamalarla yüzleşmek, hesap vermek durumunda kalacaklardır.
Bizler yaşamın her alanında insan haklarına, eşitliğe, özgürlüğe, adalete olan inancımızı hiçbir gün kaybetmedik. Ve adalete, bugün böyle adalet dağıtanların da, bir gün adalete ihtiyaç hissedeceklerine inanıyoruz.
İnsanın yakıldığı, yok edildiği yerde barış olur mu; bilimden söz etmek mümkün mü? Göstermelik köşelerle 2 Temmuz Katliamının yarası sarılabilinir mi? Böyle müze olur mu? Bir katliam, dünyanın neresinde böylesine acımasızca ters yüz edilerek anımsanıyor, tarih, geçmiş yok ediliyor, 35 canı diri diri yakanlarla, vicdanla hesaplaşmak bu mudur?
Kapısında, “Bilim ve Kültür Merkezi” olduğu yazılan bu binanın kapısına bir gün mutlaka “BİLİM, BARIŞ, KARDEŞLİK VE KÜLTÜRÜN KATLEDİLDİĞİ, UTANÇ MÜZESİ” tabelası asılacaktır.
Ayrıca doğruları söylediği için “sizin hiç babanız yandı mı?” diye soran ve bu nedenle işine son verilen Zeynep Altıok veya Zeynep Altıok’lar bu ülkede hiç tükenmeyecektir.
Madımak Otelini asıl sahiplerine vermeyen, müze yapmayan zihniyeti kınıyoruz. Bu gazeteye manşeti atanın da insani hiçbir değere sahip olmadan bu manşeti attığını, manşetin iç dünyasının dışa vurumu olduğunu düşünüyoruz.
Madımak Yangınının dumanı bir gün mutlaka bu olaya seyirci kalan, izleyen, alkış tutan, yok sayanları da yakacağına inanıyoruz.