Mustafa KÖKSAL
ALMANYADA BİR ORDU SEVDALISI
Canım arkadaşım. Çocukluğumun tatlı hatıralarını yüreğinde taşıyan delikanlı. Mert, yürekli, insanlığın kitabını yazmış, bir çok arkadaşının ölümleri ile acıyı yaşamış adam gibi adam. Sporun içinden gelmiş bir ordu sevdalısı kardeş, o Almanya da. Gurbette, emekliliğin tadını mı, hasretin kuru soğanını mı yiyor bilmiyorum da bildiğim o benim can arkadaşım..
Erol Görez. Şimdi bu kadar dostluğun olduğu ne Selimiye nede boklu dere kaldı. Var sanırsında, yine biraz eskilerde yaşanıyor o dostluğun sıcaklığı, gerisi kim, ne nerde belli olmayan arkadaşlıkları günlük yaşayanlar kervanı. Ben bunu kendi evlatlarımdan bilirim. Onlara dediğimde; “Sakın ha, arkadaşlarınızı asla unutmayın, ikinci plan görmeyin, çok sevin.”Arkadaşlığın anlamını yazsam sayfalar yetmez Erol.
Bak etrafına kaç kişi kaldık. Tek tek gider olduk, rüya gibi, kabus…
Sevdalarımızı, acılarımızı, yanlışlarımızı geçmişimizi sarıp sarmaladığımız o Güneri yalnızca hayal edenleriz. Koymuşuz elimizi başımızın arkasına, uzanmışız, yummuşuz gözlerimizi nereleri gezer olmuşum şu an seninle bir bilsen diyeceğimde hemen çözersin, kurnaz. Gözünden hiçbir şey kaçmaz.
Kardeş bırakalım da her şeyi de dalalım mavri ye, kıymalıya, fındıkçıya, Cumhura ve diğerlerine en çokta gavur Ömer e, bunları topla topsuz düşün, insan yerine koy düşün benzerleri varmı şimdi kardeşim?
Acılarımı deştin, Murat İnceoğlu çalıyor ben yazarken kardeşim. O kadar içli ki dedikleri, sözleri damardan, sesi içimi deliyor. Kusura bakma hasreti çeken sensin acı çekense ben. Özlüyorum onları bazen çok Erol.
Gel kardeşim gel Ordu ya da gezeriz. Denize gideriz. Konuşulacak çok şey var. Gelince bol bol dertleşiriz yakışıklı..
Selam Almanyadaki tüm dostlara, ailene.