Mehmet Albayrak:Fındık Maliyeti
Bizim köylümüz bilmeden İtalyan, İspanyol, Gürcü, Azeri köylüsünü 5 senedir zengin ediyor depolarımızda kalan stok maliyetlerine hiç değinmiyorum. Kimse maliyetler üzerinde durmuyor. Bu fındığı daha nasıl ucuza üretiriz? Gübre, ilaç neden yükseliyor? Akar
Aylık 2 milyon Türk Lirası maaş dağıtan kurum ne üretiyor da bu paraları dağıtıyor. Üç yıldır FİSKOBİRLİK kapansaydı, aylık 2 milyon Türk Lirası üreticilere ödenseydi bugün borcu kalmayacaktı.
Ama ekonomik menfaat peşinde koşan anlayışlar söylemlerinde Fiskobirliği çerez olarak kullanmışlar ve bugünlere getirmişlerdir.FINDIK ÜRETİM MALİYETLERİ DÜŞÜRÜLSÜN;
Fındık deyince bilen, bilmeyen, ilgili, ilgisiz herkes konuşuyor. Problemlerin çözümüyle ilgili yöntemler, reçeteler.
Her kafadan bir ses çıkıyor.
Coşkuyla, şevkle hem de saatlerce.
Sonuçta bir suçlu mutlaka var.
Kim bunlar?
Bunlar bir avuç aracı.
Fındık konusunda yıllardır ticaret yapan tüccarlar.
İhracatçılar, manavlar, sanayiciler.
Bu bir avuç aracı üreticinin alın terini üç kuruş paraya satın alıp zenginliklerine zenginlik katıyorlarmış.
Bunların binlerce işçi çalıştırmaları, insanlara aş, iş vermeleri önemli değil.
Ülkeye 2 milyar dolarlık döviz girdisini bunlar yapmıyorlar.
Natürel fındık ihracatından başka işlenmiş fındık ihracatı için milyonlarca dolarlık yatırımlar yaparak, ek katma değer sağlayanlar, daha fazla iş, daha fazla aş üretenler bunlar değil sanki.
Bunlar üretici düşmanları, bunları ortadan kaldırınca fındık sektörünün problemleri hemencecik çözülecek, üreticide, herkeste mutlu olacak. Hayırlı olsun.
Fındık sektöründe ticaret yapan arkadaşlarıma ve bizleri aracı olarak tanımlayan anlayışlara karşı söylenecek söz şudur; pes doğrusu.
Ya da buyurun ticaret odasına kaydınızı yaptırın bizim bilmediğimiz beceremediğimiz işleri bize örnek olarak öğretin.
Saygıyla bekleriz.
"Hamasi nutuklara bayılıyoruz.
Üreticiden siyasetçilerin emriyle yüksek fiyattan mal alıp düşük fiyattan mal satarak özel sektöre haksız rekabet yapan Fiskobirlik siyasetin desteğini kaybedince iflasın eşiğine geldi"
Devletin imkânlarıyla özel sektöre rakip olan Fiskobirlik kendi kendini bitirdi. Siyasetçilerin arpalığı haline gelen kurum, son on yıldır kötü yönetilince maalesef battı.
Anavatan iktidarları zamanında yeniden yapılanma için kendisine verilen sermaye ve borç silme gibi imkânları kötü yöneticiler yüzünden kullanamayınca bu günlere gelindi.
Aylık 2 milyon Türk Lirası maaş dağıtan kurum ne üretiyor da bu paraları dağıtıyor. Üç yıldır FİSKOBİRLİK kapansaydı, aylık 2 milyon Türk Lirası üreticilere ödenseydi bugün borcu kalmayacaktı.
Ama ekonomik menfaat peşinde koşan anlayışlar söylemlerinde Fiskobirliği çerez olarak kullanmışlar ve bugünlere getirmişlerdir.
Hala kurtulma imkânı vardır, ama kooperatifin ne olduğunu insanlar Türk Ticaret Kanunu’ndan okumalı öğrenmeli. Fiskobirliği ondan sonra konuşmalıdır.
Hamasi nutuklara bayılıyoruz.
Üreticiden siyasetçilerin emriyle yüksek fiyattan mal alıp düşük fiyattan mal satarak özel sektöre haksız rekabet yapan Fiskobirlik siyasetin desteğini kaybedince iflasın eşiğine geldi.
Aceleyle TMO devreye girdi.
Şimdi özel sektörle yarış halinde.
Devletin imkânlarıyla özel sektörle yarış yapması Bizlere aracı diyen zihniyetlerce son derece doğru, bizlerde dizimizi kırıp oturuyoruz.
Ama siyasetçiler, üreticilere yüksek taban fiyat verip oy alıp iktidar olanlar var ya onların hiç günahı yok.
Bu ürünün daha düşük maliyetlerde üretilmesi için akaryakıt, gübre, ilaç, işçi ücretlerinin yüksekliği onları hiç ilgilendirmez.
Oy alıp iktidar olunca her şey tamam oluyor nasılsa...
TMO kavrulmuş, kabuklu, natürel ve işlenmiş fındık satıyor. 5 TL ‘ye kabuklu fındık alıyor, 2.5 TL ‘ye kabuklu olarak satıyor. Nasıl mı? 8 TL ‘ye kavrulmuş fındık satmak için kabuklu fındığı 2.5 TL’ye almak lazım. Yani devlet gücüyle haksız rekabet yapmak lazım. Bu uygulama ile TMO özel sektöre savaş açmıştır.
Ziraat Odaları, Tarım Bakanlığı, Tarım İl Müdürlüğü gibi kuruluşlar fındık maliyetleri ile ilgili konuşmuyor. Daha kaliteli üretim nasıl yapılır, neler değiştirilebilir gibi konularda çalışma yok!
Oysa fındıktaki sorun; satış pazarlamada değil, üretim maliyetindedir.
İtalya çiftçisi sayemizde zengin oldu.
Çünkü fındık maliyetleri orada düşük.
Biz kilosunu 1.5-2 USD ‘ye üretirken, onlar 60 cente üretiyorlar.
Sonuçta dış pazarda fiyat aynı.
Bizim fiyatımızdan satıyorlar.
Bizim köylümüz bilmeden İtalyan, İspanyol, Gürcü, Azeri köylüsünü 5 senedir zengin ediyor depolarımızda kalan stok maliyetlerine hiç değinmiyorum.
Kimse maliyetler üzerinde durmuyor. Bu fındığı daha nasıl ucuza üretiriz?
Gübre, ilaç neden yükseliyor?
Akaryakıt tüm dünyada düştüğü halde bizde neden hala 2 USD?
Neden bizim insanımız dünyanın en pahallı akaryakıtın kullanarak üretim yapmaya mecbur bırakılıyor?
Bu politikayla dünyanın her yerinde Fındık üretilecek. Bu işten zararı Trabzon,Ordu,Giresun köylüsü görecek.
Özel sektörde istikrar istiyor, ama bu işin maliyeti belli değildir. Her yıl bir kurul toplanıyor, her yıl başka maliyet çıkıyor. Kaça alınacağı belli olmayan bir hammaddenin kaça satılacağı da belli olmaz. Ama bu sanayici, tüccar yıllardır her şeyini risk altında tutarak 2 milyar USD ’ye taşınan fındığın hamallığını yapmaktan gocunmaz. Şeref duyar. Çünkü işidir.
Ancak bir kilo fındığı olmadığı halde çeşitli sivil toplum örgütlerinde görev yapanlar fındık hakkında racon kesmeye devam ediyorlar.
Beyler herkes işini yapsın.
Bu konuda bizleri eleştirenler; işiniz çok kolay.
Ticaret odasına kimliğinizle müracaat ediniz ve işe başlayınız.
Sizlere kapımız her zaman açıktır.
Fındığı konuşmak hoştur, başladı mı bitmez.
Ama bir şey var üretici, tüccar, sanayici, kullanıcılar hepsi aynı gemide.
Herkesin kazanacağı sistemler bellidir. Sadece var olan kanunları uygulayacak basiretli yöneticilere ihtiyaç vardır.
Çarşamba ovasında yeni dikilmiş 15 bin tonluk yeni bahçeler sisteme entegre oluyor. Ziraat oda başkanları neredeler taban arazilerde fındık dikimleri devam ediyor.
Oturup konuşmak değil görevi alınca çalışmak lazım.
Güneydoğu ve doğu Anadolu ‘dan insan gelmezse fındığı toplayamayacağız.
Yüksek taban fiyat politikaları bütün dünyayı fındıkçı yapmadan Ziraat Odaları, Tarım İl Müdürlükleri gibi kuruluşlar üretim maliyetleri nasıl düşürülür?
Verimlilik nasıl arttırılır?
Üreticilerimiz nasıl daha fazla kar eder?
Bunlar için çözüm üretmelidirler.
Azerbaycan, Gürcistan, İtalya bahçelerinde fındık tarımı nasıl yapılır? Bizim bahçelerin daha düşük maliyetli üretim yapmak için yeniden düzenlenmesi mümkün mü?
Kaliteli fındık nasıl üretilir? Gizli çürük nasıl ortadan kalkar?
Aflatoksinden kurtulmak için ne yapmalıyız?
Bunlarla uğraşmak yıllarını ve servetini fındık ticaretine vermiş tüccarlarla, sanayicilerle uğraşmaktan daha faydalıdır. Daha yararlıdır.
ÇÖZÜM İÇİN BİR KAÇ ÖNERİ;
Türkiye olarak organik fındık üretimine geçersek % 35 oranında rekolte düşer. Stok fazlası olmaz fındıkta iyi para eder.
Ürün borsası ve lisanslı depoculuk tesis edilsin bu karmaşa biter. Fındık siyasete malzeme olmaktan kurtulur.
AB normlarına göre üretici birlikleri yeniden düzenlensin.
Üreticilerin finansman ihtiyacını bankalar karşılasın tüccar üreticiye para vermesin.
Trabzon, Giresun, Ordu bölgesinde fındık üretimi yapılan % 6 eğim den fazla olan arazilerde fındık fiyatı farklı olsun.
Maliyet girdilerindeki artışlar teşvik tedbirleriyle giderilsin. Üreticilerin geliri artsın.
Tüccar pahallı alır pahallı satar, ucuz alır ucuz satar. Tüccar ve sanayicinin görevi üreticinin daha fazla gelir elde etmesini sağlamak değildir. Az gelir elde edilince bunun suçlusu özel sektördür diyenler üretici dalkavukluğu yapanlar bu işi bıraksın.
Üreticinin tarifi İstanbul ‘da, yurtdışında yaşayarak yılda iki hafta gelip fındığını toplayıp fiyatı da beğenmeyip, bu fiyat düşüktür diye bağıranların bahçeleri gerçek üreticilere kiralansın
Gerçek üreticilerin destekleneceği kanuni düzenlemeleri için veraset intikal, miras hukuku değişiklikleri ile bahçelerin bölünmesi önlensin.
http://www.ordusiad.org/index_dosyalar/k%C3%B6%C5%9Feyaz%C4%B1lar%C4%B1mehmetalbayrak.htm
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.