1 MAYISI KENDİ TEKELİNİZDE Mİ SANIYORSUNUZ?
Eğitim-İş Ordu Şubesi Yönetim Kurulu İl Örgütlenme Sekreteri Onur TORUN Yaptığı açıklamada 1 Mayıs Alanına alınmamak istenmelerine tepki göstererek; 1 Mayıs 2012 Salı sabahı güzel bir güne uyandı emekçiler. Bu gün onların günü idi, meydanlarda omuz o
1 MAYIS’I KENDİ TEKELİNİZDE Mİ SANIYORSUNUZ?
Eğitim-İş Ordu Şubesi Yönetim Kurulu İl Örgütlenme Sekreteri Onur TORUN Yaptığı açıklamada 1 Mayıs Alanına alınmamak istenmelerine tepki göstererek;
1 Mayıs 2012 Salı sabahı güzel bir güne uyandı emekçiler. Bu gün onların günü idi, meydanlarda omuz omuza kutlama yapmak üzere toplandı ilimizin her tarafından emekçiler. EĞİTİM-İŞ üyeleri de bu heyecana ortak olmak adına toplandı sendikalarında, tüm hazırlıklar tamamdı ancak beklenmedik bir telefon geldi tam çıkmak üzere iken. Arayan kesinlikle demokrasi değildi, arayan meydanlarda birlik olmaya geldik derken, EĞİTİM-İŞ’ lilere siz gelmeyin diyen demokrasi katilleri idi. Neden diye sordu 100 kişilik Eğitim-İş emekçileri neden? Siz kimsiniz ki bizim elimizden 1 Mayıs’ı alacaksınız, siz kimsiniz ki bize ait olandan bizi mahrum bırakmaya çalışıyorsunuz. Sağduyulu davrandı üyeler, birlikte karar verdiler ve haykırdılar “Direne direne kazanacağız” ve yine duyun sesimizi dercesine bağırdılar “Her Yer Taksim Her Yer 1 Mayıs” diyerek. Üyelerinin birlik ve bütünlüğünden aldığı güçle ve Cumhuriyet değerlerine olan inancı ile sloganlar eşliğinde belediye meydanına doğru yürümeye başladı Türkiye’nin yeni sendikası ve onun aydınlık yüzleri.
Bakalım 1 Mayıs alanında nasıl karşılandık, takdir sizlerindir.
EĞİTİM-İŞ sendikası olarak 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlamak amacıyla alana girdiğimizde Eğitim-sen yöneticileri hızla yanımıza gelmişler ve sataşmalarda bulunmuşlardır. Eğitim-Sen yönetim kurulu üyeleri 400’den fazla kişinin üye olduğu bir sendikanın şube başkanını omzundan iterek “Sen nasıl gelirsin bu alana’’ ve bununla da yetinmeyip polislere dönerek “Bunlar alana giremez, izin vermeyin, izinleri yok” bağrışları ile polisleri üzerimize salmak, emek ve dayanışma bayramına gölge düşürmek istemişler, ancak sendikamıza bağlı üyeler sağduyulu davranarak provokasyona kapılmamış ve ardından alanda yerini almıştır. Bu kişiler geçen sene bazı parti üyelerini Ankara’da provoke ederek üyelerimizin üzerine salarak yaralanmalarına neden olmuş, bu sene de yine Ankara’da onları alana almayın alırsanız olaylar çıkacak diyerek polisin sert müdahalesine sebep olmuşlardır.
Yapılmaya çalışılan engellemelere rağmen alanda yerini alan sendikamız muhatap alınmamış ve hoş geldiniz denmemişken, terör örgütünün sözde paçavrasına benzeyen bir flama açan küçük bir grup, coşkulu bir şekilde alana girerken anons edilmiştir. Neyse ki alandaki çeşitli insanların duyarlı tavırları ile bu grubun açtığı bayrak şeklindeki paçavra kaldırtılmıştır.
Soruyorum sizlere, siz değil misiniz sahnede 1 Mayıs’ı omuz omuza kutlayalım derken perde arkasında bizleri alana almak istemeyenler, siz değil misiniz polis şiddetine karşı naralar atarken bir taraftan biz alana girerken polisten medet umanlar. Sizleri tüm üyelerinize ve kamuoyuna şikayet ediyoruz, KESK kendisinin her zaman yakındığı faşizan tavırları kendisi sergilemeye başlamıştır. Bizleri gittiğimiz okullarda devrimci şiddet uygulamakla tehdit edenler iyi dinleyin; insan hakları, kardeşlik ,demokrasi deyip de bizleri her ortamda psikolojik şiddet ve sözlü sataşmalarla ezmek isteyen sizler, şunu iyi bilin gücünüz buna yetmez, EĞİTİM-İŞ camiası birbirine sıkı sıkıya bağlanmış, çıkar gözetmeyen, hiçbir siyasi parti ile ismi anılmayan, Atatürk Devrimleri ve Cumhuriyet değerlerinden aldığı güçle mücadele eden bir emek örgütüdür.
Türk-iş yönetimi de “KESK gelmenizi istemiyor, onlar şu an bizim şuan komite ortağımız, onlar maddi katkı sağladı, biz arada kaldık, siz alana gelmeyin, gelirseniz yeleklerinizi çıkarın, flama açmayın,sivil kimliğinizle katılın’’ deme gafletinde bulunmuşlardır. Soruyorum sizlere; bizler siz gelmeyin dediniz diye gelmese idik 1 Mayıs’ı adına yakışır şekilde kutladığınızı ve meydanların hakkını verdiğinizi mi zannedecektiniz.
Soruyorum sizlere 1 Mayıs satın alınabilecek bir bayram mıdır? Sizlerin teklifi üzerine komitede yer almak için maddi katkıda bulunsa idik bizleri çok sıcak karşılayacak mıydınız?Kandırmayın kendinizi bu sadece sizin bahaneniz idi, antidemokratik baskılarınız ne olursa olsun devam edecekti. Sizlerin emek anlayışı bu mudur, sizler diğer sendika, sivil toplum örgütleri ve değişik çevreleri coşku ile anons ederken onlardan da para istediniz mi?
Çok komiksiniz! Şunu mu demek istiyorsunuz “Top benim, ben sizi oynatmak istemiyorum”. Sizi gidi gafiller sizi! 1 Mayıs para ile satın alınabilecek, sınır koyulacak bir olgu değildir, 1 mayıs kimsenin tekelinde değildir, 1 Mayıs belli kitlelere bırakılacak kadar dar bir bakış açısı değildir; 1 Mayıs kenetlenme omuz omuza durma yeridir, dosta düşmana karşı dik duruşun en önemli simgesidir, 1 Mayıs emek ve direnişin simgesidir. EĞİTİM-İŞ sendikası da emek ve direnişin yeni adresidir. Başka çevreleri faşist ve despot olmakla suçlayan kişiler aynı tavırları her fırsatta kendileri de uygulamaya çalışmıştır. Ancak sendikamız her zaman sağduyusunu ön planda tutacak, provokasyona gelmeyecek ve yükselen bir değer olarak tüm gerçek emekçilerin buluşma noktası olacaktır.
Tüm bunlara ek olarak İşçi Bayramı konser organizasyonu ile alanın erkenden boşalmasına sebep olan komiteyi de bu bağlamda kutluyoruz. Evet, Gaye Aksu Ordu’nun değerli bir sanatçısı olabilir, öyledir de, ancak alakasız bir şekilde kutlamalarda yer aldığı çoğu kişinin malumudur. Keşke bu organizasyona bu kadar para vereceğinize Gaye Aksu’dan önce çıkan guruba, müziğin tamamını yaptırsaydınız. Siz belki komite olarak yukardan farkında değildiniz ancak, başta sendikalılar olmak üzere, üniversiteli gençlerin ve siyasi grupların şikayetlerini yakinen duyduk ve memnuniyetsizliklerine şahit olduk.
Sınıfta kaldınız eyyyy tertip komitesi! her şekilde sınıfta kaldınız. Bayrama damgasını vuran, halayları ve sloganları ile alanı coşturan ve herkesin imrenerek baktığı kenetlenmiş genç yürekleri, EĞİTİM-İŞ’i alana almamaya yeltenerek, bunlar da yetmezmiş gibi insanların güneşin altında pişmesine aldırmadan yaptığınız uzun,sıkıcı ve sıradan konuşmalarla, KESK ve EĞİTİM-SEN’i ön plana çıkaran ve sürekli öven söylemlerinizle (unutmayın orada sizden başka onlarca sivil toplum örgütü ve sendikalar da vardı, bu kadar egoizme gerek yoktu) ve müzik organizasyonunda yaptığınız seçimden dolayı yine sınıfta kaldınız.
Kamuoyu nezdinde Emek ve Dayanışma Bayramını kutlamamıza engel olmaya çalışan karanlığı kınıyor, karanlıkları aydınlığa çıkaracağımız umudu ile meydanlarda kenetlenen tüm emekçi arkadaşlarımıza diyoruz ki; “akın var güneşe akın,güneşi zaptedeceğiz güneşin zaptı yakın”, dedi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.