BÜLBÜLE SU VERDİM ALTIN TASINAN
Obada hatırı sayılır bazı kişilere bu projeden işler veren HES şirketi Obalıyı teslim almış. Obalının tek derdi Obaya gidecekleri yolun güzergahı olmuş. Taşbaşı Obası sakinlerinden ve bir dönem Orduda önemli bir birimin Müdürlüğünü de yapmış bir tan
BÜLBÜLE SU VERDİM ALTIN TASINAN
Taşbaşı Obası İkidere mevkiinde olası tepkilere karşı yapımına yoğun kış şartlarında başlanan Darıca 2 adlı HES projesi çevreyi hunharca katlederek yoluna devam ediyor.
Oba’da hatırı sayılır bazı kişilere bu projeden işler veren HES şirketi Obalıyı teslim almış. Obalı’nın tek derdi Oba’ya gidecekleri yolun güzergahı olmuş.
Taşbaşı Obası sakinlerinden ve bir dönem Ordu’da önemli bir birimin Müdürlüğünü de yapmış bir tanıdığım, bu proje ile ilgili kendisini aradığımda şöyle dedi: “Eminciğim benim projeye itiraz etme şansım yok; çünkü projenin elektrik ile ilgili işiniben aldım.”
Yani anlayacağınız “beni teslim aldılar” diyor.
Ormanlarıyla, su kaynaklarıyla, endemik bitki türleri ve yaban hayatıyla Milli Park olabilecek bu güzelim Oba’yı kendilerine teklif edilen sus payları karşılığında satan bu zihniyetle İsviçre’den çok çarpıcı farklı bir zihniyeti karşılaştırmaya ne dersiniz?
“İsviçre'nin Medel vadisi sakinleri sadece 'evet' diyerek alabilecekleri 43 milyon euroluk bir serveti çam ağaçları için ellerinin tersiyle reddetti.
Medel vadisi İsviçre’nin ‘şirin bir beldesi’. Nehirleri ve çam ormanlarıyla tanınıyor. O da tanınıyor denilebilirse. Vadide köy demeye bin şahit isteyecek ufak tefek yerleşim yerleri mevcut. Bölgede Romanş dili konuşuluyor. Roma hâkimiyeti zamanında vadi ve çevresine yerleşmiş Roma birliklerinin konuştuğu dilin günümüze gelmiş hali.
Vadi halkı yaşlı. Gençleri bağlasanız durmuyorlar. Bölgenin doğal güzelliklerine diyecek yok ancak kayak turizmine müsait bir arazi değil. Nüfus giderek azalıyor. Biraz kır gezisi turzimi, biraz da avcılık ve balıkçılık. Hepsi bu. Haliyle Avrupa’yı vuran kriz Medel vadisini teğet geçmiyor. Neticede İsviçre’de yaşıyorlar, açlıktan sürünmüyorlardır ve fakat yine de gelecekleri ışıl ışıl değil.
Medel ahalisinin imdadına Kanada merkezli bir maden şirketi yetişiyor. Sık çam ormanlarının altında Avrupa’nın sayılı altın madenlerinden biri olduğu ortaya çıkıyor.
Haber hâlâ Medel’de yaşamaya direnen 450 kişi için ümit vaat ediyor. Yüzyıllardır bir altın madeninin üzerinde oturduklarını öğrenmiş bulunuyorlar. Hem de öyle böyle bir maden değil.
Kanadalı NV Gold şirketine göre çam ormanının altında bugünkü piyasaya göre 1.4 milyar euro değerinde altın yatıyor. Normal şartlarda maden şirketlerinin bir altın madenini karlı saymaları için ilk araştırmalarında bir ton kayada beş gram altın bulmaları yeterli. İsviçre’nin bu şanslı 450 köylüsünün yaşadığı bölgede ise bir ton kayada ortalama on gram altın bulunuyor.
Bunun köy ahalisine pratikte faydası şu şekilde: Şirket, Medel vadisi halkına on sene için 43 buçuk milyon euro taahhüt etmekte.
Giderek yaşlanan ve ufkunda herhangi bir iktisadi canlanma ihtimali görünmeyen hepi topu 450 kişinin yaşadığı bir bölgede bundan iyi bir haber olamaz diye düşünülebilir. Medel bölgesi belde başkanı da aynı fikirde. Vadinin en büyük köyünün en büyük ve tek lokantasının sahibi de.
Fakat Medel vadisi halkının çoğu onlarla aynı fikri paylaşmıyor. İşin daha fenası kendi yaşadıkları topraklarda ne yapılıp ne yapılmayacağına karar verme yetkisi de onlarda.
Bu ay başında 450 kişilik vadide altın madeni konusunda yapılan referandumda madene hayır diyenlerin sayısı toplam oyun neredeyse %70’ine ulaştı. Böylelikle Medel vadisi köylüleri toplam değeri 1.4 milyar euro olan ve bunun 43 buçuk milyonunu sadece ‘evet’ oyu vererek alabilecekleri bir altın madenini çam ormanlarının altında hapsetmeye karar vermiş oldu.
Sorulduğu zaman Medel halkı “vadi berbat olacaksa, parası batsın” demiş durumda. Kanadalı maden şirketi ise referandum sonucuna şaşırdıklarını ancak sonucu saygıyla karşıladıklarını açıkladı. Şirketin CEO’su John Watson, Christian Science Monitor muhabirine verdiği demeçte “Demek ki vadilerine büyük bir sevgi besliyorlarmış” dedi ve biraz da özeleştiride bulundu: “Dünyada altın madenciliğinin kötü bir şöhreti var. İnsanları bunun çevreye zarar verilmeden de yapılabileceğine ikna etmemiz gerek”.
Şirket ümidini yitirmiş değil. Belde başkanı hâlâ onları destekliyor. Belki bir referandum daha yaparlar, kim bilir?
Şimdi yazıyı Bergama Ovacık ve Kozak altın madenlerine bağlama yerine gelmiş bulunuyorum.
Ve fakat bağlamayacağım. Neresini bağlayayım? Altın hariç başka bir benzerlik yok ki.”
ÖZGÜR MUMCU
23/04/2012 Pazartesi – RADİKAL
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.