Gazetecilik ve noterlik
İddiaları dile getireceğiz, gelişmeleri yorumlayacağız, tehlikelerden söz edeceğiz. Yanıldığımız zaman yanıldık diyeceğiz, yazdıklarımıza yanıt verenlerin yanıtlarını büyük bir olgunlukla saygıyla karşılayacağız.
TC Lefkoşa Büyükelçisi, Mülkiye’den ağabeyim Sayın Türkekul Kurttekin’in sürpriz ve beklenmeyen biçimde görevden alındığıyla ilgili asılsız iddiaların doğru çıkmadığını öğrendik. Sayın Büyükelçi, yakın zamanda ülkemize dönüyor ve görevinin başına geçiyor. Bu mutluluk verici olayı sizlerle paylaşmak istedim.
Bizim boyalı gazetelerde gazetecilik yaptığını sanan patron yalakaları, parti Merkez Komitelerinin kararları doğrultusunda gazetecilik yapmaya çalışıyorlar. İdeolojik saplantılarından bir türlü kurtulamadılar, ülke gerçeklerini bir türlü anlamak istenmiyorlar ya da buna kapasiteleri yeterli değil. Gazetecilik değil, militanlık yapmaya devam ediyorlar.
Bir kısım gazeteci de gazeteciliği devlet olanaklarından yararlanmak biçimine dönüştürmüş. Devlet büyüklerinin yanı başına iliştirilmiş durumda Resmi Gazete gazeteciliği yapıyorlar. Üç beş gün sonra zaten öğreneceğimiz konuları büyük bir balık tutmuş gibi önümüze sürüp gazetecilik yaptıklarını sanıyorlar. Ben bunu daha önce söylemiştim diyerek müneccim havalarında ortalarda kasılıp duruyorlar. Bu tiplere de gülüp geçmemek elde değil. Resmi gazete işlevi gördükleri için fiyatları da Resmi Gazete kadar düşük.
Bir kısım gazeteci kılıklı zevat ise iktidar gazeteciliği yapıyor.
Hükümet planları ve icraatlarını gazete sayfalarına taşımak gibi çok da gerekli olmayan bir işlev üstlenmişler. Bakanlarla, Başbakan ve Cumhurbaşkanı ile röportajlar yaparak büyük gazetecilik yaptıklarını sanıyorlar. Bu türlere besleme gazeteci ismi de veriliyor. Bunlardan son zamanlarda oldukça türediği görülüyor.
Bir kısım gazeteci ise yılardır aynı yazıyı yazıp duruyor.
Yaptıkları çok zor bir iş olsa da kelimeler ve cümleleri değiştirerek aynı şeyleri yazmaya devam ediyorlar. Sıkılmıyor, gelişmiyor ve değişimi anlamıyorlar. Köşelerdeki yerleri değişmese de onları okuyanlar ve anlayanlar hiç değişmiyor. Bir avuç yandaşa ve yakın kesime hitap ederek gereksiz yere gazete köşelerini işgal ettiklerinin farkında bile değiller.
Gazetecilik zor bir iş. Her gün yazmak, gerçekleri dile getirmek, bunu yaparken en can alıcı soruları sormak ve yanıtlarını cesaretle bulmak, eleştirmekten korkmamak, iktidara göbekten bağlı olmamak, siyasetçiklere angaje olmadan yazabilmeyi başarmak ve her şeyden önce de bunu yapabilecek bir basın organı bulmak oldukça zor. Boyalı basında bunu başarabilmek hiç de kolay değil, neredeyse imkansız.
Başka bir tür gazetecilik var ki, noterlik gibi sönük ve gereksiz bir gazetecilik.
Bu gazetecilik, kanıtlanmış, bilinen, reddedilmeyen, yalanlanmayan sıradan olayları tekrar tekrar yazmayı iş edinmiş, heyecansız, işlevsiz, bir duruş sergilemeyen, sıradan haberlerin peşinde koşan gazetecilik. Bu tür gazetecilerin noter gazeteciliği yaptığı, etkileri olmadığı, toplum ve ülke gündeminden kopuk oldukları ve verilse de verilmese de kimsenin fark etmediği gereksiz haberlerle zaman harcadıkları görülüyor. Hükümet yanlısı boyalı basında bu tür noter gazetecileri çok sayıda bulunuyor.
Bizler, sorumlu, dikkatli, iyi niyetli, bilgiye dayanan, iddiaları iddia olduğunun altını çizerek dile getiren, özeleştiriye inanan, gerektiğinde rahatsız edici ve sarsıcı yazılar yazmaktan çekinmeyen nitelikte gazetecilik yapmaya çalışıyoruz. Yalakalık, iktidar yandaşlığı, mammacılık, fırsatçılık, patron yalakalığı yapmadan gazetecilik yapıyoruz. İşimiz çok zor, ama çok zevkli.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.