Gelenler inanç ile, Aşk ile sarılsınlar
Şimdi itiraz etmenin zamanı yoksa özgürlük ve eşitlik sözleriyle ne yazık ki daha da geriye gidiyor her şey sistem değişiyor. Değişim var bizler gibi yenilikten, özgürlükten eşitlikten yana olanlar elbette değişime itiraz edemez ama değişimin yerine konul
Gelenler inanç ile, Aşk ile sarılsınlar,
Emel SUNGUR
TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in açıklaması haftanın en konuşulanı oldu. Aslında yapılan açıklama ne çok yakışmıştı bugünün meclis başkanına. Bugünün Meclis Başkanı Cemil Çiçek 1990 yılında ANAP Hükümetinde Aileden Sorumlu Devlet Bakanıydı. İşte o yılı yaşayan biz kadınlar Cumhuriyet Gazetesinin 13 Kasım tarihli sayısının son sayfa manşetini anımsarız bugün Alevilikle ilgili inciler yumurtlayan bu ağız o yıllarında hiç unutulmaz manşetlerinden biri olan şu manşetinde sahibiydi
“ Flört fahişelikten farksızdır” diyerek başladığı sözler “Bu, hayvani içgüdülerle insanların birbirine yaklaşmasıdır. Konfeksiyoncu dükkanı mı bu! Sık sık elbise gibi değiştirsin. Bunu kabul etmek mümkün değil. Flörtün fahişelikten ne farkı var” diyerek sonlanıyordu sözlerini. Asıl doğru olmayan bugün 2012 yılında böylesi bir dünya görüşüne sahip olan bir meclis başkanına sahip olmaktı ancak ne yazık ki bu bakış sadece bir siyasi partiye ait bir söylem değildi.
Uzun yılların hikayesiydi ve bu toprakların ürettiği bir bakışın yansımasıydı. Elbette bu konuşmayı yapanlar bu toprakların suyu ve toprağıyla büyütüp serpilmemişleri onları güçlü kılan ilk anda dikkat çeken iki unsur durmaktaydı karşımızda; birincisi bu güne değin süre gelen siyasi iktidarların direnç gösteremediği, itaat ettiği hatta her sözünü yerine getirdiği okyanus ötesi topraklar ve o toprakların yönetici Beyaz Saray ikincisi ise yine okyanus ötesinin istediği zaman susturduğu istediği zaman konuşturduğu Arap Sermayesi. Besleyen damarlar bu denli güçlü olunca konuşturuyordu yüce adalet insanı TBMM Başkanı gibi veya bir zamanların Devlet Bakanı gibi. Önemli olan konuşanın kim olduğu değildi, konuşulan ve konuşturandı ve bu hiç değişmedi. Bazen üniforma giydi konuşan bazen Çoban oldu, bazen çağdaş kadın! Kıyafetiyle çıktı ortaya.
Bugün konuşulan ve bana Cemil Çiçeğin mazisini anımsatansa Alevilik ile ilgili söylemler, yorumlar, fetvalar.
Şimdi bütün bunların hiç birini bilmeden, bu insanları tanımadan konuşulanları duyduğunuz da ilk düşüncesi insanın “diktatör” diyesi geliyor. Farklılıkları yok sayıyor her şeyde olduğu gibi inkar ediyor, sanki TBMM Başkanı değilmiş de bir fetva kurumunun başkanıymış gibi, sanki topraklar Cumhuriyetle! yönetilmiyormuş ta Şeriatla yönetiliyormuşçasına.
Topraklar üzerinde yaşayan çok sayıda vatandaş ısrarla ben Aleviyim diyor ve devam ediyor benim inanç merkezim Cemevi diyor, benim çocuklarıma Zorunlu Din Dersleri verilerek zulüm ediliyor diyor, Diyanet İşleri Başkanlığı beni temsil etmiyor ayrıca biz inanca müdahale edilen böyle bir kurumun olmasını istemiyoruz, kaldırılması gerekiyor diyor, Nüfus Cüzdanlarında İnanç Hanesinin kaldırılması gerekiyor diyor. Nedir bu talepler Eşit Yurttaşlık taleplerinin ötesinde bir şey mi hayır. Bu bütün talepler zincirini ülkeyi yönetenler, devleti kuranlar nasıl okuyor evet Alevilik var ama sizin dediğiniz değil şudur “ALEVİLİK” siz böyle bir Alevi iseniz varsınız yoksa yoksunuz diyor, Zorunlu Din Derslerini kaldıramayız bir ikincisini ilave ederiz diyor, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılmasını bizde istiyoruz diyor ( bu da yalanın en büyüğü) ama Devletin bütünlüğü için inanç birliği için bu kurum kalmalı isterseniz size bir Sosyal Demokrat genel başkanın konuşmasında dediği gibi bir müdürlük adı veririz oraya da atadığımız maaşlı Alevi Dedelerini oturturuz diyor.
Şimdi itiraz etmenin zamanı yoksa özgürlük ve eşitlik sözleriyle ne yazık ki daha da geriye gidiyor her şey sistem değişiyor. Değişim var bizler gibi yenilikten, özgürlükten eşitlikten yana olanlar elbette değişime itiraz edemez ama değişimin yerine konulanlar ne yazık ki daha da kötü günlerin habercisi.
Bir diktatörlük serinliği var topraklar da bunu bizler birkaç kez yaşadık; susanlar yok olmaya mahkum oldular, ama mevcut değerin farkında olmayanlar da ne yazık ki bu diktatörlere bir gün boyun eğecek gibi görünüyor. İşte şimdi bir siyasi partinin kongresi var ya yine açılıp okyanuslarda yeni ortaklıklar arayacak veya eskiden yanında olanları bir araya toplayacak yönünü de sağ değil sola çevirecek. Umurunda mı bu kurultaya katılacak delegelerin Bahçelievler Katliamını yapanlar, CHP İl başkanını öldürenlerin ve bugün salıverilenlerin ağzını doldura doldura “yeniden yapardım, doğruyu yaptım” demesi, umurunda mı delegenin “Alevilikle” ilgili yorum yapan hiç değişmez siyasetçi Cemil Çiçek’in dedikleri, kadına yönelik şiddete maruz kalanlar, sendikalara yapılan baskılar umurunda mı delegelerin. Bana kalırsa umurunda belki de hiç olunmadığı kadar umurunda bunu okumalı siyaset ve siyasetin yönlendiricileri. AKP, HAS Parti ile görüşüyor oyu çok yüksek olduğu için değil bu görüşme bir moral değer, bir birliktelik fotoğrafı. Şimdi yapılması gerekende delegenin değerleriyle, oy verenlerin değerleriyle genel merkez yönetiminin değerlerinin kaynaşması. Nereden nereye taşıdım yazıyı ama ne kadar ilgilenmiyorum desem de ilgilendiğim ortada kolay gelsin, yeni bir liman olsun.
Gelenler inanç ile Aşk ile sarılsınlar göreve. 16.07.2012
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.