Halk istemiyorsa bu inat neden?
Kumbaşı halkı balık çiftliği istemiyor. Bunu açıkça vurguladılar. Halkın istemediği bir işi, kim ne hakla yapmak istiyor? Bu gücü nereden alıyor? Emek Partililer olarak Kumbaşılılarla birlikte balık çiftliklerine tepki gösterdik. Orada bulunan temsilciler
Denizi Kirletmesi ile bilinen "Balık Çiftlikleri" Perşembe ilçesinden, Perşembe Belediyesinin açtığı dava sonucu " mahkeme kararı ile kovulunca", Ordu Kumbaşı sahillerine kuruldu.
23 05 2012 de yapılan ve 500 civarında vatandaşın katıldığı protesto Yürüyüş/ Mitingi Kumbaşı sahilinde yapıldı.
Mitinge ilişkin Tepki ve Fotoğrafları yayınlıyoruz...
BALIK ÇİFTLİKLERİ DOĞANIN DENGESİNİ BOZUYOR
Ordu Doğa Ve Yaşam Alanlarını Koruma Platformu Üyesi Gül Ersan :
Denizdeki balıklar, aşırı avlanma ve denizin aşırı kirletilmesi nedeniyle artık yok olmak üzeredir. Avlanmanın sınırlandırılması ve denizin kirletilmesini önlemek yerine, denizdeki havuzlarda doğal olmayan koşullarda balık yetiştiriliyor.
Balık çiftliklerinde, balıkların verimini arttırıcı ve hastalıklara karşı antibiyotikler kullanılıyor. Bu durum çevredeki diğer deniz canlılarının bağışıklık sistemine zarar veriyor.
Verilen yemlerin büyük bir bölümü balıklarca tüketilmiyor. Çeşitli kimyasallar da içeren yemler ile birlikte balıkların dışkıları da deniz dibinde birikerek zamanla deniz dibindeki bitki örtüsünü yok ediyor. Bu durum o yörede bu bitkileri yumurtlama alanı olarak kullanan diğer canlıların bölgedeki varlığını tehdit ediyor.
Aynı zamanda bu birikimler yavaş yavaş diğer canlılar için zehir özelliği içeren birçok kimyasal maddenin oluşumuna ve birikimine, oksijenin de azalmasına yol açıyor. Bu zehirli maddeler zamanla insan sağlığını bile tehdit eder hale geliyor. Örneğin, Perşembe'deki balık çiftliklerine yakın yerlerde denize girenlerde göz ve cilt hastalıkları daha sık görülmeye başlandı.
Basında hemen her gün ilimizin bir turizm merkezi olacağını vurgulayan yetkililer, sınırlı sayıdaki kumsallarımızdan biri olan Kumbaşı'nda böyle bir tesis kurulması konusunda ne düşünüyorlar acaba? Turizme önem veren ülkeler turizme açık olan yörelerde balık çiftliklerine izin vermiyorlar. Çünkü bilinçli insanlar, denizden yararlanmak için balık çiftliklerine yakın yerleri tercih etmiyorlar.
Ordu Doğa ve Yaşam Alanlarını Koruma Platformu olarak, kıyılarımızda balık çiftlikleri istemiyoruz. Doğanın dengesini bozmadan da yaşayabiliriz, bunu hepimizin bir an önce öğrenmesi gerekiyor. Yoksa bundan sonra tüketeceğimiz bütün besinler genetiği değiştirilmiş, hormonlu, antibiyotikli olacak.
Kim ne derse desin belirleyici olan halkın kararıdır. Bu halk balık çiftliği istemiyor. Birileri para kazanacak diye halkın istemine kulak kapatamazsınız. Bu halkın sesini duyun ve yaşamımızı ve geleceğimizi tehdit eden balık çiftliğini engelleyin. Ordu Doğa ve Yaşam Alanlarını Koruma Platformu olarak bu işin hukuksal ve tepkisel boyutunda taraf olmayı sürdüreceğiz.
Emek Partisi Ordu İl Başkanı Hikmet Poyraz:
HALKIN HAKKINI GASP EDEMEYECEKLER
Ordu’da son günlerde yaşanan sıkıntılara karşı halkın tepki göstermesini olumluluk olarak değerlendiren Emek Partisi İl Başkanı Hikmet Poyraz, kamu emekçilerinin taleplerin karşılanmamsından balık çiftliklerinin yapımına, Turnasuyu’nun kirlenmesinden HES’lerle doğanın talan edilmesine kadar her alanda tepkiler yükseliyor, dedi.
Tepkiler büyüyor
Halkın bu tepkilerinin de iyi okunması gerektiğini belirten Hikmet Poyraz şunları söyledi: “ Halk yoksulluk, açlık ve işsizlikle boğuşurken; aç gözlülükle insanın tüm canlıların yaşam alanlarına saldırıyı eksik etmeyenler de bulunuyor. Rize’de çay üreticileri ayaklandı. Kamu emekçileri Türkiye’de yaşamı durdurdu. Bunlar gündem oluştururken bir avuç kalan sahillerimizin yok edilmesine karşı bir mücadelede Kumbaşı Mahallesinden yükseldi. Halkın yaşam alanları birileri para kazanacak diye işletme haline getirildi. Kumbaşı Mahallesine yapılmak istenen balık çiftliği, sahilimize, Ordumuza bir tehdittir. Bu tehdide Ordu halkı Kumbaşılılarla birlikte yanıt verdi.
Halk istemiyorsa bu inat neden?
Kumbaşı halkı balık çiftliği istemiyor. Bunu açıkça vurguladılar. Halkın istemediği bir işi, kim ne hakla yapmak istiyor? Bu gücü nereden alıyor? Emek Partililer olarak Kumbaşılılarla birlikte balık çiftliklerine tepki gösterdik. Orada bulunan temsilcilerle halkın haklı taleplerini destekledik. Kumbaşı açıklarında yapılmak istenen balık çiftliği geleceğimizi zehirliyor. Buna seyirci olmayacağız. İnatla balık çiftliği kuranların, buna olanak tanıyanların inatlarının kırılması için haklı mücadeleyle iç içe olacağız. Başaracağız.
Turnasuyu Irmağı’nın kirlemesi sürpriz değil!
Yine Turnasuyu Irmağı’nın suyunun kirlenmesi nedeniyle halk tepkili, yetkililer seyirci. HES’lerin doğaya verdikleri zarar ortada. Bu konuda çaba harcayanlar var. Sık sık bunlar dile getirildi. Turnasuyu’nun suyunu kirletenler yine HES şirketleridir. Onlar için insanların, diğer canlıların yaşamları önemli değil. Varsa da yoksa da parayı sayıklayıp duruyorlar. Çambaşı’nda yapılan HES’in marifeti ortaya çıktı. Turnasuyu Irmağı kirlendi. Sessizlik sürdükçe kirletmeye devam edecekler. Hatta HES bittikten sonra ırmakta su da kalmayacak. Zaman geçmeden bu konuda da mücadele ortaklaşmalıdır.
‘Bana ne’ anlayışı terk edilmelidir
Emek Partisi olarak bir kez daha vurguluyoruz ki, ‘Bana ne’, ‘Beni etkilemiyor’ anlayışı terk edilmelidir. Nerede sıkıntı varsa, o sıkıntıyı hepimiz hissetmeliyiz. Turnasuyu Irmağı kirlenmişse Melet Irmağı havzasında yaşayanlar da rahatsız olmalı; Kumbaşı Mahallesinde balık çiftliği nedeniyle deniz kirleniyorsa Gölköylüler de rahatsızlık duymalıdır. Kamu emekçileri hükümetin dayatmalarından, onuruyla oynanmasından rahatsızsa emekli de, işçi de bu rahatsızlığı içselleştirmelidir. Yani hepimiz birimiz, birimiz hepimiz olmayı başarmak zorundayız. Emek Partisi olarak bu konuda üzerimize düşeni yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.