"Oğluna gemicik memura üç buçuk"
Eğitim-İş üyeleri Yıldız Sokakta bulunan sendika bürosunda toplanarak Sırrı Paşa Caddesinden sloganlarla yürüyüşe geçti. AKP'yi protesto eden sendika üyeleri "AKP zammını al başına çal" "Oğluna gemicik memura üç buçuk" "yaşasın sınıf dayanışması" sloganla
Eğitim-İş Sendikası ve Türkiye Kamu-Sen 23 Mayıs 2012 Çarşamba günü saat 12.30’da İsmetpaşa Caddesinde hükümetin memurlara teklif ettiği %3,5+%4 zammı protesto etti.
"Oğluna gemicik memura üç buçuk"
Eğitim-İş üyeleri Yıldız Sokakta bulunan sendika bürosunda toplanarak Sırrı Paşa Caddesinden sloganlarla yürüyüşe geçti. AKP'yi protesto eden sendika üyeleri "AKP zammını al başına çal" "Oğluna gemicik memura üç buçuk" "yaşasın sınıf dayanışması" sloganlarıyla Ada Simit Evi önüne kadar kortej eşliğinde yürüdü. Coşkulu bir biçimde bu alanda bulunan Türkiye Kamu-Sen üyelerinin alkışlarıyla alana girdi.
Burada Türkiye Kamu-Sen Başkanı Ömer Okumuş bir konuşma yaptı. Ardından Eğitim-İş Ordu Şube Başkanı Hikmet Pala yaptığı konuşmada " Ordu bugün tarihi bir gününü yaşıyor. Kamu emekçileri birlikte alanlarda hükümete tepkisini gösteriyor. Kamu emekçilerinin görmeyi istedikleri manzara budur. Eğitim-İş 12 Eylül referandumunda bir kandırmaca olarak memurlara verildiği iddia edilen toplu sözleşme hakkının bir tiyatro olduğunu görmüş ve Anayasa değişikliğine açık olarak HAYIR demiştir. Şimdi toplu sözleşme yapıldığı söyleniyor verilen zam %3.5. Bu AKP'nin bir oyunudur. Şimdi "Yetmez ama evet" diyenler, "İleri Demokrasi geliyor" diyenler, "Evet" diyenler bu durum karşısında ne düşünüyorlar?Bugün bir başlangıç olsun. Birlikte direnerek memurlar haklarını alabilirler."
Hikmet PALA sözlerine şöyle devam etti;
"2010 yılında AKP’nin ülkeyi kuşatabilmek, kendi yargısını kurabilmek için, Anayasa paketinin içine toplu sözleşme, 12 Eylül yargısı gibi konuları yerleştirip, kurnaz bir manevra ile milleti kandırdığını biliyoruz. Emekçilerin önderi olduğunu düşünenler uyanık olmalı, bu tuzağa düşmemelilerdi. Fakat olmadı, bu süreçte tuzağa düşüp Evet diyenler, yetmez ama evet diyenler, boykot uygulayanlar, yalakalık-yandaşlık yapanlar, bu sonucun sorumlularıdır. Birleşik Kamu-İş bu tuzağa düşmemiş açıkça HAYIR demiştir. Sonraki süreçte de 4688 sayılı yasanın hazırlanma sürecine ortak olmamış bu sürecin sonuç getirmeyeceğini söyleyerek; “ILO sözleşmelerine, evrensel hukuka dayalı, grevli toplu sözleşme hakkı tanıyan ve (İşçi-Memur-Emekli-Asgari Ücretli) bütün çalışanların aynı sendikada örgütlenebildiği, Üyelerine siyaset yapma hakkının tanındığı, özlük haklarının özgürce aranabildiği gerçek bir sendika yasası çıkaralım” demiştik.
Birleşik Kamu İş olarak AKP’yi bir kez daha uyarıyoruz ve Konfederasyonlara da çağrıda bulunuyoruz.
Gelin tüm konfederasyonlar olarak aramızdaki etnik, dini, siyasi, örgütsel her türlü farklılığı bir kenara bırakarak, sınıf temelinde birleşelim, Emek Cephesi oluşturalım, bir günlük eylemler değil, bir araya gelerek sonuç alıcı GREV’İ örgütleyelim, ILO sözleşmelerine dayalı haklarımızı isteyelim, haklarımızı meydanlarda söke, söke alalım.
Birleşik Kamu-İş olarak bizler, Üreterek büyüyen, büyümesiyle artırdığı milli payı, üreten emekçisine ve halkına dağıtan, Laik, Demokratik, Sosyal bir Hukuk devleti için, Tam Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti için bugün üretimden gelen gücümüzü kullanıyor, aydınlığa yürüyoruz. Yürümeyenleri arkamızda boş sokaklar gibi bırakarak, havaları boydan boya yarıp ikiye, bir mavzer gözü gibi karanlığın gözüne bakarak yürüyoruz. Kellemizi orta yere, yüreğimizi yumruklarımızın içine koyup korkusuzca yürüyoruz. Haklarımızı alıncaya kadar meydanlarda olacağız, meydan okuyacağız."
Binlerce kişilik kamu emekçileri konuşmaların ardından İsmetpaşa Caddesinden garaj istikametine doğru sloganlar atarak yürüdüler.
Coşkulu ve güzel bir sendikal dayanışmanın yaşandığı eylem kısa konuşmaların ardından son buldu.
Eğitim-İş üyeleri buradan kortej halinde ve sloganlar atarak Şadırvan mevkiine kadar yürüdüler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.