Türkiye’de mayıs sonunda başlayıp Haziran sonuna kadar sarkan Gezi Parkı direnişlerini şaşkınlıkla karşılayan Türk medyası ve küresel güçler destekli yeni yetme siyasi analizciler (!), gelişmeler karşısında ne söyleyeceklerini bilemedikleri gibi, ülkeyi ilerideki günlerde nelerin beklediği konusunda sessizliğe büründüler.

 

Taksim-Gezi Parkı direnişi ile başlayıp ülke geneline yayılan olayları 3 ay öncesinden “Türkiye’de Devrim”  http://www.ordukentgazetesi.com/author_article_detail.php?id=1943    başlığı ile yazmış olduğum makale ile net biçimde kamuoyunun dikkatine sunmuş bir yazar olarak bu yazımda, çok daha iddialı, belki siyasi kehanet derecesine varacak tespitler yapmak ve öngörülerde bulunmaktan kaçınmayacağım. Bu öngörülerde bulunmamın nedeni, ülke ve dünya ölçeğinde gelişmelerin tarafsız/objektif biçimde okunması durumunda gelecekte olacakların tahmin edilebileceğini göstermektir.

 

Bu yazımda, net biçimde Türkiye’nin 2013 yılı bitmeden nelerle karşılaşacağını sizlerle paylaşacağım ve bu öngörülerim, siyasi analizlerimizin ne derece doğru olup olmadığını da kısa zaman içinde sınayacaktır. Bu açıdan, bir siyasi deney yaptığımızı kabul edebiliriz.

 

Her şeyden önce, 2013 yılının bir değişim ve dönüşüm yılı  olduğunun altını çizmek gerekiyor. Bu değişim, Ağustos ayına varmadan büyük bir ivme kazanacak ve 2013 yılı son bulmadan ülkede tahmin edilenin ötesinde değişiklikler gerçekleşecektir.

 

Şimdi gelelim siyasi kehanetlerimize ya da daha doğru bir deyişle “siyasi öngörülerimize”. 2013 yılı bitmeden nelerin gerçekleşeceğini adım adım sıralayalım:

 

Gezi Parkı ile başlayan genç kitlenin direnişi, yeni yöntemler bulunarak devam edecek.

AKP içinde polisiye tedbirlerin sertleşmesi nedeniyle muhalif sesler yükselecek ve öncelikle AKP’nin kendisini sol olarak tanımlayan güçsüzkanadı ve daha sonra da milliyetçi kanadında ciddi kopmalar gerçekleşecek.

AKP’den ayrılanlar, yeni bir parti çatısı altında siyaset yapmak için kolları sıvayacak, bir kısmı da CHP ve MHP ile yeni kurulacak merkez sağ bir partiye kayacak.

 

AKP içinde “tartışılmaz ve eleştirilemez adam” konumuyla Erdoğan’ın sertleşmesi, parti içinde birçok kesimi rahatsız edeceği için AKP içindesiyaset dışına çıkacak ya da siyaseti bırakacak isimler çoğalacak.

 

PKK ile yürütülen barış süreci, Erdoğan’ın ani biçimde rest çekmesi ve sertleşmesi üzerine kesilecek ve PKK öncülüğünde Türkiye’nin büyükkentlerinde ve Güney Doğu ilerlinde yasa dışı gösteriler ve çatışmalar gerçekleştirilecek.

 

2013 yılına gelmeden gerçekleşecek direnişler ve kaos ortamı nedeniyle Başbakan Erdoğan hükümeti ülkeyi yönetemez hale gelecek.

 

2013 bitmeden Erdoğan’sız bir Türkiye yaratılması söz konusu olacak.

Yeni dönemde Erdoğan, siyasi bir figür olmayacak, yeni siyasi figürlerle Yeni bir Türkiye yaratılacak.

 

Bunların akıl almaz ve inanılmaz kehanetler olduğuna inananlarınız çoğunluktadır. Bu sürecin Türkiye için iyi ya da kötü olarak nitelendirilmesi ayrı bir makalenin konusudur. Ben, sadece tahminlerimi yazmakla yetineceğim.

 

Bu kehanetlerin gerçekleşeceğine inanların belki de bir elin parmaklarını geçmeyeceğini biliyorum. Bütün bunlara rağmen, Türkiye’deki ve dünyadaki siyasi gelişmeleri analiz ederek bu çok iddialı siyasi öngörüleri sizlerin önüne koymaktan çekinmeyeceğim.

 

Bekleyelim ve görelim.