Mustafa KÖKSAL
EĞİTİM KİMSENİN YERİ DEĞİLDİR
Hangi iktidar olursa olsun milyonların hayatını ilgilendiren bir yerde kimse burası benim malım, istediğimi değiştiririm diyecek ne boyutta nede güçte olmalı. Olmamayı iktidarına bir kanun gibi dikta etmeli. İki yer;” Adalet ve Milli eğitimin “sahibi iktidarlar değil, 80 milyon Türk milletidir .
Buralarda kirli ve sinsi oyunlarda olamaz. Bunların solcusu, sağcısı yada dincisi hiçbir zaman sahibim gibi tapu iddiası asla güdemez.
Benim yerim derken de milletin ferdi olarak der, o kadar. Hain fikirlerini okulların müfredatına sokmayı hangi düşünce olursa olsun, bunu derken PKK gibi katil ellerden ya da onlara destek veren BDP gibi parti olmayan partilerden bahsetmiyorum. Ben ciddi siyasi partilerden bahsediyorum.
Bunların tek hedefi olmalı, milletin refahı..
Aslı buda, iktidarda ne kadarı yapılıyor ne kadarı kendi tarafına yontuluyor ne kadarı etrafında paylaşım malzemesi oluyor yada bu iktidarın yüzü gözü hürmetine rahat nefes almalar başlıyor günahları ve yaşayan 80 milyonun hakkı boyunlarına…
Ama şurada yapılan” 4+4+4 “sistemi içim çocukların hedef konan okula başlama alt yapılanması ilk senede okullarda yada sınıflardaki olacaklara değil, sene sonunda olmuş olan fayda yada zarara bakında sonra gelin bizimle onun muhalefetini yapın.
Eğitimci olarak ben bugün izliyorum. Yalnızca , Türkiye de verilmek istenen en iyi eğitim ise, bunun için okullardaki ve sınıflardaki derse bakış sistemi, çocukların kılık kıyafetleri sonra ders içindeki onların ilgisi öncelik olmalı.
Yoksa hangi yaşta başlarsa başlasın, genel yada özel okullardaki eğitimi verecek olanların tecrübe yada kalitelerini hesap etmeli iktidar. Sonrada eğitimcilerin çocuklara ders diye evlerinde verdiklerinin de yasaklanmasına fırsat verecek kanunu çıkarmalı. Kimse okulların dışında çocuğun parasını alacak bir adımı atmamalı zaten.
Haramı ceplerinden iktidar acilen bunların almalı.
Ben bu yaşla ilgili değil de milletin olan eğitimi kendilerine çekerek darmadağın edeceklere biraz kızarak bakıyorum. Bırakın çocuklar başlasın. Seneye de okullarını birinci sınıfına kendileri severek gitsinler.
Ağlayan değil gülen çocukların olduğu meydanları olsun okulların. Bundan kim mutlu olmazki?