Dünyayı Okuyan Adam…

Dünyayı Okuyan Adam…

Ya biz? Egemen medyanın önümüze koyduğu bilgiler haricinde onları ne kadar tanıyoruz. Bırakın onları kendimizi ne kadar tanıyoruz. Mesela taziye ziyaretleri hangi bölgede nasıl yapılır? Özellikle yöneticiyseniz bunları bilmek zorundasınız.

Dünyayı Okuyan Adam…

Adnan Yıldız

Karşısındakini tanımayan kişi ve topluluklar kendisini tanıyanlar karşısında mağlup olmaya mahkumdur. Bu yüzden Batı Aydınlanma çağı sonrasında emperyalist hesaplarına araç olması bakımından hem kendini hem de ötekini özellikle Doğu’yu tanıma çalışmalarına ağırlık vermiştir. Önce kendilerini tanımışlardır. Çünkü 1870 yılına kadar Fransızların birçoğu Almanya’yı Ormanlarla kaplı ve bu ormanlar arasında yer yer şato harabeleri olan bir yer’’ olarak biliyorlardı Daha sonra ise seyyahları aracı ile topladıkları bilgiler vasıtasıyla Doğu’yu da köy ve mahallelerine kadar tanımışlardır. Mesela bugün bir Fransız siyasetçi, Karadenizlinin neye kızıp neye kızmadığını, hangi yemekleri sevdiğini, düğünlerini nasıl yaptığını iyi bilir.

Ya biz?

Egemen medyanın önümüze koyduğu bilgiler haricinde onları ne kadar tanıyoruz. Bırakın onları kendimizi ne kadar tanıyoruz. Mesela taziye ziyaretleri hangi bölgede nasıl yapılır? Özellikle yöneticiyseniz bunları bilmek zorundasınız.

Cumhuriyet sonrasında Mustafa Kemal haricinde maalesef hiçbir siyasi liderin kendi milletini ve Avrupalıları gerçek manada tanıma gayreti içinde olmadığını ilişkilerde ortaya çıkan sonuçlardan anlamak mümkündür. Bu yüzden Mustafa Kemal Atatürk Avrupalıyı halen şaşırtan liderdir. Çünkü onların hassas noktalarını bilerek başarılı olmuştur. Ve sadece bu konuda okuduğu kitaplar dahi epey bir yekun tutar.Okuduğu tüm kitaplar ise bilindiği kadarıyla 3997’dir. Üstelik her birinin altını çizerek ve notlar alarak okumuştur.

Bu kitaplardan bir tanesi de Fransız felsefe tarihçisi ve düşünürü Alfred Fouille (1838-1912) tarafından 1903 yılında Paris’te yayınlanan “Esquisse Psychologique Des Peuples Europens” adlı eserdir. Eser Avrupalıların etnik kökenleri, kültürleri ve tarihleri ile birlikte toplumsal ahlak, karakter ve davranış kalıplarını ortaya koymaktadır. Atatürk bu kitabın da birçok yerinin altını çizmiş ve notlar almıştır. Altını çizdiği yerlere bakılınca hiçbir İtalyan liderle neden sarmaş dolaş olmadığı daha iyi anlaşılmaktadır.

Çünkü,‘‘Makyavel ekolünden gelen İtalyan siyasileri, kandırmak icap edince yemin etmekten çekinmezler. İhanet etmek isterse sebebini kolayca bulur. Rakibine dostça sarılırken iğneler. Veya davet edip zehirler’’di.

Fransızların nasıl düşündüğünü de biliyordu.

‘’Fransızlar kendilerini mutlu edecek şeyin bütün dünyayı da mutlu edeceği gibi bir saflığın içindedirler. Bütün insanlık Fransızlar gibi düşünsün ve hissetsin isterler’’

İngilizlerin dostluğunu da.

‘‘İngilizler kimseye dost olmazlar. Becerikliye, kuvvete ve başarılı olana saygı gösterirler.’’

‘‘Yapılan hesaplar sonucu anlaşılmıştır ki “Tek bir İngiliz’in yediği şey ile Yunanistan’da sekiz kişilik bir aile geçinebilir.’’

Yunanlıları ve diğerlerini de iyi tanıyordu.

‘‘Günümüz Yunan kavminin iradesi zayıftır. Hafif meşreptirler. Daldan dala atlarlar. Büyük ve devamlı gayret veya mücadele gerektiren işleri sevmezler. Zekâları her şeyi çabuk kavrar fakat sorgulamazlar. Sürekliyoğunluk isteyen zihinsel meselelere gelemezler. İşlerinden daha çok gürültü koparan farfaracıdırlar.’’

‘‘Bugünkü Yunanlılar kendilerini eski Yunanlıların torunları olarak göstermek istiyorlarsa da tarihsel bilgiler bu durumu desteklemiyor.’’

‘‘İspanyollar rüzgârları gibi sert, toprağı gibi katı ve merhametsiz, güneşi gibi hararetlidir.

‘‘Çeviklik ve zihin açıklığı İspanyollara, Endülüs Araplarından miras kalmıştır.’

‘‘Alman beyni, birden bire parlayıveren bir demet ot gibi değil, için için, ağır ağır yanan kömür gibidir. Almanlar, dış düşmanlarından çok nefret ederler.’’

‘’Alman bir meseleyi derinden derine düşünerek ele alır. Meselenin uyan ve uymayan yönlerini inceden inceye araştırır. Fransızlar gibi değildir.’’

‘‘Rusların yön duyguları bozuktur. Bunlarla ekonomik ilişkilerde ihtiyatlı olmak lazımdır.’’

O yüzden Atatürk’ün ilişkilerinde hayal kırıklığı yoktur. Çünkü O okuduğu dünyada adımlarını altını çizdiği şekilde atmıştır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.