ENVER YILMAZIN TELEFERİK PROJESİ İLE İLGİLİ TESPİTLERİ
Belediye yöneticileri hiçbir zaman doğruları dile getirmiyorlar. Bu yasal bir haktır ve payları hiç kimse istese de kesintiye uğratamaz.Ama siz her yatırımı kredi ile borçlanarak yaparsanız o zaman borcunuza mahsuben yapılan kesintileri de bizim Ankara
Yüksek öğrenimimi 1983 yılında tamamladıktan sonra genç bir mühendis olarak kendimi Ordu’da buldum. Önce Anavatan Partisinde politikaya başladım.
Önce yöneticilik ve daha sonra da Belediye Meclis üyeliği ve Başkan Yardımcılığı yaptım. İşte benim teleferik sevdam ta o zaman başladı. O dönemde Teleferik Projesi için Avusturya’ya gittim.
Orada görüştüğümüz firmaları Ordu’ya davet ettim.
Almanca bilmemden dolayı da firma yetkilileri ile Boztepe’de Proje çalışmaları yaptık.
O zamanki projenin istasyon durağı rıhtımın olduğu alan olarak belirlendi ve projelerde ona göre hazırlandı. Ama bizim hedefimiz teleferik projesini yap işlet devret sistemi ile yaptırmaktı.
Yani Belediyeden tek kuruş çıkmayacaktı. Daha sonra ben belediyeden ayrılınca bu proje güme gitti. Ama benim teleferik sevdam hiç bitmedi. Daha sonra MHP den Belediye Başkan Adayı olunca teleferik projesini tekrar gündemime aldım. Hazırlamış olduğum proje kitapçığında bu projeyi en önemli proje olarak Ordu’lulara müjdeledim.
Ama olmadı.
Neden bu zaman akışını çok kısa özetledim.
Yazımın başlığına dönmek istiyorum.
Salı günü akşamı Enver Yılmaz teleferik projesi ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Bu projenin ilk sahibi ve isim babası Hüsnü Yücel’dir dedi. Yani hakkımı teslim ederek beni onurlandırdı.
Siyasete noktayı koyan biri olarak en azından hakkımın teslim edilmesi beni çok onurlandırdı.
Belediye Başkanı Seyit Torun’un Teleferik Projesi ile ilgili bana ve hükümete teşekkür borcu olması gerekirken her seferine hükümetten yardım alamıyoruz diye doğru olmayan açıklamalarını esefle takip ediyorum.
Teleferik Projesi gündeme gelince Seyit Torun Belediye Meclisinden kredi yetkisi istedi.
Biz Ak-Parti grubu olarak destek verdik.
Enver Yılmaz o yıllarda Ordu milletvekili idi.
Biz Belediye Meclis üyeleri ile beraber temel atma törenine de katıldık.
Yani iktidar partisi olarak bu projeyi hep destekledik. Ama o hep bu desteği inkar etme yolunu tercih ederek hep kamuoyunu doğru bilgilendirme yerine, ucuz politika uğruna ağlama yolunu seçti.
Bütün başarısızlıklarının sorumlusu olarak hep iktidarı göstermeye çalışırken devamlı iktidar partisinin kredilerinden istifade etti.
Yaptığı projelerin tümünde hükümetin kredi desteği vardır. Hiçbir projesi belediyenin kaynağı ile yapılmamıştır.
Çöp Tesisi dedi Ordu halkını kandırdı.
Çöp Tesisi dediği projeyi başka bir yazımda anlatacağım.
Yaptığı çöp tesisi ülke tarihine en “ÇAKMA PROJE” olarak geçmiştir.
Enver Yılmaz’ın televizyon programındaki belediyecilik ile ilgili performansını da çok yeterli bulduğumu da ifade etmek istiyorum.
Programda Ak-Parti’nin Ordu’ya kazandırdığı projeleri referans göstermesi Ordu halkına güven vermiştir.
Son yıllarda Ordu’ya kazandırılan mega projeleri tek tek hatırlatması tam bir isabettir.
Çünkü Ordu’yu Türkiye sıralamasında en alt seviyelere düşürüp en kirli şehir olarak alt sıralarda süründüren Belediye Yönetimi bu da yetmiyormuş gibi “BU BAŞARI HEPİMİZİN BAŞARISI DİYE” broşürler ile kendilerinin de inanmadığı sloganlar ile Ordu halkını hafife alma gayretlerini esef ile takip ediyoruz.
Belediye yöneticileri hiçbir zaman doğruları dile getirmiyorlar.Belediyelerin merkezi yönetimlerden aldıkları paylar asla keyfi olarak kesilmez.Bu yasal bir haktır ve payları hiç kimse istese de kesintiye uğratamaz.
Ama siz her yatırımı kredi ile borçlanarak yaparsanız o zaman borcunuza mahsuben yapılan kesintileri de bizim Ankara’dan gelen paylarımız kesiliyor diye yalan yanlış açıklamalarda bulunursanız bun da etik karşılamak mümkün değildir.
Enver Yılmaz bu konuda da kapsamlı açıklamalarda bulundu.
Durmak yok yola devam dedi.
Görünen o ki, Ordu halkı ayağına kadar gelen Büyükşehir olma fırsatını en iyi şekilde değerlendirecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.