HAYAT ÖĞRENMEK İÇİNDİR

HAYAT ÖĞRENMEK İÇİNDİR

Çocuklar yasak dinler mi, adı üstünde; çocuk. Bir gün yolda karşılaşmışlar ve biri diğerine sormuş; “nereye gidiyorsun?”. Diğeri yanıtlamış: "Rüzgar beni nereye götürürse"

HAYAT ÖĞRENMEK İÇİNDİR

22134Azize Taştemel ÖNCEL


Öğretileri birbirilerinden farklı iki tapınak varmış. Bu tapınakların ustaları birbirleriyle kesinlikle konuşmuyorlarmış ve öğrencilerinin de karşı tapınağın öğrencileriyle konuşmalarını hatta o tarafa bakmalarını bile istemiyorlarmış.

Her iki tapınağında çocuk hizmetçileri varmış. Ustaların ve tapınağın tüm işlerini bunlar yaparlarmış. Her iki tapınağın ustası hizmetkar çocuklara, karşı tapınağın hizmetçisiyle konuşmamasını, onların çok tehlikeli insanlar olduklarını söylemişler.

Çocuklar yasak dinler mi, adı üstünde; çocuk. Bir gün yolda karşılaşmışlar ve biri diğerine sormuş; “nereye gidiyorsun?”. Diğeri yanıtlamış:

"Rüzgar beni nereye götürürse"

Soruyu soran çocuk cevabın şıklığından çok etkilenmiş ancak verecek bir cevap bulamayınca utanmış, bozulmuş, öfkelenmiş ve suçluluk duygusu içinde "Ustam, bu insanlarla konuşmamamı söylemişti. Bu insanlar gerçekten tehlikeli. Beni küçük düşürdü" diye düşünmüş.

Ustasına gitmiş ve olanları anlatmış: "Onunla konuştuğum için çok özür dilerim. Haklıymışsınız, o insanlar gerçekten çok garip. Ona nereye gidiyorsun diye sordum. Onun tıpkı benim gibi pazara gittiğini de biliyordum. Ama o bana “Rüzgar beni nereye götürürse”dedi." Demiş.

Ustası; "Sana onunla konuşmamanı söylemiştim. Fakat tapınağımızın gücünü korumak için bir cevap vermelisin. Yarın aynı yere git. O geldiği zaman “Nereye gidiyorsun” diye sor. Sana ”Rüzgar beni nereye götürürse” dediğinde şimdi sana öğreteceğim felsefi cevabı hemen ver. Ruh bedensizdir ve rüzgar ruhu hiçbir yere götüremez, bu yüzden ona “Demek o kadar zayıfsın ki bu zayıf rüzgar ayaklarına hükmedebiliyor” de" demiş.

Çocuk bütün gece bu cevaba çalışmış, prova yapmış. Ertesi gün erkenden gitmiş ve beklemeye başlamış. Diğer çocuk gelmiş. Ona haddini bildireceği için çok heyecanlıymış ve sormuş; "Nereye gidiyorsun?"

Diğer çocuk şöyle bir bakmış "Pazardan taze sebze alacağım" demiş.

Soruyu soran çocuk yine cevap verememiş. Bütün gece çalıştığı, prova yaptığı o cevabı şimdi ne yapacak, bilmiyormuş.

Bu çok eski bir Hint hikayesidir. Bu tarz hikayeleri çok seviyorum. Bir anda beni derin düşüncelere sevk ediyor. Derin derin düşünmeyi seviyorum.

Hayat, ciddi ciddi hazırlık yapmayı kaldıramayacak kadar sürprizlerle doludur. Biz düşünür taşınır, planlar yaparız ama her defasında farklı bir şey çıkarır karşımıza.

Şaşırtır. Bazen çok canımızı yakar, bazen hiç ummadığımız kadar mutlu eder.

Belki de bizi kendisine çeken ve vazgeçilmez kılan, bu özelliğidir, kim bilir.

Hayat böyledir işte. Onun karşısında her zaman planlı olamayız. Her durum karşısında, her olasılığı bilme ve ona göre hareket etme şansımız da yoktur. Bazen doğru bazen yanlış hareket edebiliriz. Yanlış yapmaktan korkmamak lazım. Sonuçları zaman zaman kaldırmakta zorlansak da, çoğu zaman doğruya açılan, en doğru yoldur. Bizi olgunlaştırır, değiştir, farklılaştırır, büyürüz. “Yanlış yapmaya heveslendiriyor” şeklinde düşünmeyiniz lütfen.

Söylemeye çalıştığım şey, korkmamamız gerektiğidir. Çünkü hata yapacağım korkusu, bizi hareketsiz kılar ve hayat anlamını yitirmeye başlar.Kendimize olan güvenimiz ve inancımız kaybolur gider. Ben yanlışlarımı hep sevdim. Hatalarıma tepeden baktım. Onlar beni yukarı kaldırdılar ve doğruyu görmemi sağladılar. Kimsenin bana ne yapacağımı söylemesine gerek kalmadı.

Şunu hiç unutmamanızı tavsiye ediyorum; “HAYAT ÖĞRENMEK İÇİNDİR”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.