#hayırlıkonvoy Teğmen Çelebi Yazdı

#hayırlıkonvoy Teğmen Çelebi Yazdı

Yola çıkarken ki temel amaçlarımızdan birisini de sürekli vurguluyoruz: Bizler FETÖ kumpasları nedeniyle içeride yatmış insanlarız, PKK ile mücadele etmiş insanlarız. Hayır diyenler Terörist dendiğinde, bizlere de Terörist denmiş oluyor. Ama herkesin bizl

Bir şeyler yapılmalıydı, millete doğrudan ulaşılmalıydı. Milletin azim ve kararlılığı uyandırılmalıydı. Salonlardan ziyade sokaklara, kahvelere, pazarlara inilmeliydi. Partiler-üstü, doğal ve samimi, yalansız ve çıkarsız bir alan açılmalıydı. Ferhat’ın aşkı Şirin’e ulaşması gibi milletle aramıza örülmüş karanlıkları yara yara ilerlemeliydi. 

#hayırlıkonvoy

Teğmen Çelebi Yazdı

Mehmet Ali Çelebi / twitter.com/tgmcelebi

Odatv.com

Amasya’nın bir köyünden çıkıp gelen, Cumhuriyet’in hiçten alıp yetiştirdiği ve pilot yaptığı bir vatan evladı olarak milletimizin gerçekleri duymaya ihtiyacı olduğundan ve gerçeklere kulak vereceğinden hiçbir şüphem yoktu. İlk gerçek de şuydu: Beni hiçten alıp pilot yapan kimsesizlerin kimsesi Cumhuriyet rejimi yok edilmek isteniyordu. Mesele gerçeğin sesini ulaştırmakta, gerçeğin yüzünü göstermekteydi. Mesele irade ve itimat meselesiydi, bir tutam sıcaklık ve samimiyet meselesiydi. Bu toprakların kokusu gibi kokma, bu toprakların mayası gibi tutma meselesiydi.

Milletimize gitmeli, onlarla selamlaşmalı, onlarla dertleşmeli, onları dinlemeli, onlarla hemhal olmalıydık. Vatan ve millet aşkında hep birlikte erimeliydik. Ülkemizin geleceğine Hayır’lı bir harç taşımalıydık. Aydın olmanın, örnek olmanın sorumluluğuyla, korkmadan elimizi taşın ta en altına sokmalıydık. Daha kaybedilmiş bir şey olmadığını, Türkiye’nin her yanında birleştirilmeyi bekleyen anaların, kardeşlerin, gençlerin, kadınların olduğunu ilan etmeliydik. Korkacak hiçbir şey olmadığını, milletin gönlünde, milletin bağrında olunduğunda korkacak hiçbir şey olmadığını haykırmalıydık. Yılgınlık asla olmadan, umutsuzluk asla olmadan, nasılsa Evet çıkar diye Türkiye’yi ve sandıkları sahipsiz bırakmamalıydık. İrademizi mutlaka yansıtmalı ve korumalıydık. 17 Nisan sabahına kadar “Bir hayırda bin hayır vardır”, “hayırda hayır vardır” diyen bir gönül konvoyu oluşturmalıydık. Bir bilinç ve farkındalık konvoyu oluşturmalıydık ve farklı kollardan dalga dalga büyümeliydik.

Hayır’lı Konvoy fikri işte bu düşüncelerle doğdu ve gelişti. Projeyi ilkin kumpaslara karşı dik durmuş, doğru bildiğinden şaşmamış ve sembol haline gelmiş tüm komutanlarıma götürdüm. Sonra da aydınlara çağrıda bulundum. Böylece 1-8 Mart arası planlanan Hayırlı Konvoy Anıtkabir’den, sarsılmaz bir aşkla bağlı olduğu Atasından yola çıktı. Parolamız da: “Halka Doğru” oldu. 

Daha ilk durağımız olan Kırıkkale’den itibaren çok yoğun bir ilgi ve sıcaklıkla karşılaştık. Üstelik #hayırlıkonvoy resimleri, videoları sosyal medyadan da duyuldukça; geçerken bile olsa uğradığımız her yerde konvoyumuza kendi arabalarıyla eşlik eden yurttaşlar birikmeye başladı. Her il ve ilçe girişinde Türk Bayraklarıyla bizleri bekleyen onlarca yüzlerce vatandaşımızla sarıldık. Türk Milleti’nin ferasetini ve büyüklüğünü yeniden ve yeniden kavradığımız nice an yaşandı. Büyük yürüyüş böyle başladı.

Kırıkkale’nin ardından sırasıyla Amasya’ya, beni yetiştiren, Atatürk’ün özel önem verdiği, Kurtuluş Savaşı’nın en önemli uğraklarından birisini oluşturan Amasya’ya geçtik. Yeşilırmak’ın kenarında, Atatürk’ün evinin karşısında bir halk forumu düzenledik ki, uzun yıllar hatırımızdan çıkmayacaktır. Milletimizin teveccühü ve sevgisi inanılmazdı. Onlara: “Bugünlerden geriye bir yarınlara gidenler, bir de direnenler kalır” dedik ve onlarla tek yürek olduk. Ardından hep birlikte sokak sokak esnaf esnaf Amasya’yı kat ettik. 

Amasya’nın ardından ertesi gün sırasıyla Suluova, Merzifon ve Gümüşhacıköy’e geçtik. Yine milletimizle yüz yüze, gönül gönüle sohbetlerimizi gerçekleştirdik. Merzifon’da bir kahvehanede yaşanan ve hepimizi hem biraz şaşırtan hem de üzen, ama yine de tebessüm ettiren bir olay yaşadık. Muhtar bir vatandaşımız bana dönerek: “Siz soruları çaldınız, FETÖ’cü olarak pilot oldunuz ve meclisi bombaladınız” diye çıkıştı. Ben de acı bir tebessümle kendisin düzelttim ve ona “Karıştırıyorsunuz, onlar FETÖ’cülerdi, bizler onların kumpaslarıyla hapis yatmış insanlarız. Onlar bizler kumpaslarla içeriye atılınca yerimize atananlar. 15 Temmuz’da biz darbeye direndik” diye yanıt verince sessizleşti ve köşesine çekildi. Ardından bir diğeri yıllarca PKK ile savaştığını söyleyen Ahmet Yavuz paşamıza, “PKK ile nasıl savaştığınızı biliyoruz, bombaları oraya değil buraya attınız” dedi. Yine tebessümle ve usulünce yanıt verdik. 

Bu diyaloglar Hayır’lı Konvoy’un acı hatıralarından, aynı zamanda derslerinden birisiydi. Aslında bize bu yolculuğun ne kadar da hayırlı olduğunu gösterdi; yalanlarla, iftiralarla milletimizi zehirleyen odaklara karşı yine doğrudan milletin kendisine giderek mücadele edilmesi gerektiğinin bir ifadesi oldu. Sebat ederek, sevgi ve saygıyla, ötekileştirmeden ve etkin bir şekilde mücadele etmenin, bıkıp usanmadan doğruları anlatmanın en doğru yöntem olduğunu herkesin anlamasının ne kadar hayati olduğunu ortaya serdi. Hayırlı Konvoy işte böyle böyle hiçbir ayrım yapmaksızın, bizden sizden yapmadan milletin gönlüne yollar yapıyor. Türkiye’nin dört bir yanına uzanan bir gönül konvoyu oluşturuyor. Yaşar Kemal’in dediği gibi “İnsan, evrende gövdesi kadar değil, yüreği kadar yer kaplar.” İşte bu konvoy da yürekle yer kaplayanların konvoyu. 

VATANLAR KURTARAN COĞRAFYA ÖĞRETMENİMİZ OLDU

Amasya’dan sonra Kastamonu ve Karabük’e geçtik; her birinde giderek bir sele dönüşen hayırlı konvoy gönüllülerini gördük. Gördükçe tüm yorgunluklarımız eridi gitti; gördükçe inancımız ve umudumuz katlandı. Millet kendisine gösterilen ilgi ve alakayı asla karşılıksız bırakmıyor; hatta fazla fazla karşılık veriyor. Anadolu coğrafyası, bu plan bozan coğrafya, bu vatanlar kuran ve kurtaran coğrafya bizim öğretmenimiz oldu. Millete güven vermenin, millete güvenmenin, vatanı hiçbir karşılık beklemeksizin sevmenin, insanların gönlünde yer etmenin ne demek olduğunu bir kez daha öğretti bize. 

Öylesine duygulu ve yoğun manzaralara tanıklık ettik, öylesine asil insanlarla karşılaştık ki, kelimeler tariflemekte yetersiz kalır. Yenice’de sadece kadınlardan kurulu, ekmeğinin peşinde güler yüzüyle dolanan analarımızın pazarını mı; yürümekte bile zorlanırken madalyalarıyla bizleri karşılamaya gelen gazilerimizi mi; çay içmeden bırakmayız diyen misafirperver esnaflarımızı mı, davul ve zurnayla İzmir Marşı’nı çalan Çaycumalıları mı; gökten boşanırcasına yağan yağmura rağmen bizler için, bizlerle birlikte sokaklara akın eden, yağmuru yerden ufka doğru yağdıran Karabüklüleri mi anlatsam bilemiyorum. Yoksa her ilçede her ilde yokluklar, işsizlikler, perişanlıklar içindeyken bile gülen, elinde ne varsa paylaşan, gönlünde ne varsa ortaya koyan o onurlu insanları mı anlatsam… Gönlümüzü genişleten Anadolu insanına, hayatın bu yiğit öğretmenlerine binlerce selam, saygı ve sevgi olsun.

Hayırlı Konvoy’a destek olmak için ya da konvoyun kendi şehir ve ilçelerine gelmesi için Türkiye’nin dört bir yanından talepler yağmur gibi yağıyor. Elimizden geldiğince, gücümüz yettiğince, gidebileceğimiz her yere gideceğiz. Bu konvoy Cumhuriyet’e, Atatürk’e, vatana ve millete karşılıksızca bağlı insanların kendi imkanlarıyla ve emekli maaşlarıyla oluşturduğu, şahsi arabalarıyla dolaştığı bir konvoy. Hiçbir kurum ya da kuruluşla bağımız yok; hiçbir yerden de bu konvoy için bir destek almıyoruz. Maddi destekte bulunmak isteyen tüm yurttaşlarımızı Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’na, Mehmetçik Vakfı’na ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bağış yapmaya yönlendiriyoruz.

HAYIR DEMENİN NE KADAR HAYATİ OLDUĞUNU AKTARIYORUZ

Anadolu’da durumun ne olduğunu soran onlarca soru alıyoruz. Ekonomik kriz ve işsizlik, aşsızlık her yeri vurmuş durumda. Milletimizin Başkanlık diye bir derdi hiç yok. Öte yandan referandumla ilgili herkese şu aşamada söyleyebileceğimiz tek bir şey var: kafalar karışmış durumda, ciddi biçimde hala karar vermemiş yurttaşlarımız var. Hayırlı Konvoy özellikle onlara ulaşmak için etkin bir Hayır kampanyası yürütüyor. Bizler Evet diyene de Hayır diyene saygı duyuyor, kimseyi terörist ilan etmeden, hiç kimseyi ötekileştirmeden, saygı ve sevgi çerçevesinde deneyimlerimizi, düşüncelerimizi milletimizle paylaşıyoruz. Bunun bir rejim değişikliği olduğuna ve Cumhuriyetin tapusunu Tek Adam’a emanet etmek anlamına geleceğine yönelik fikirlerimizi samimiyetle paylaşıyoruz. Yüz yüze geldiğimiz herkesten tek ricamızın düşünüp taşınıp sandığı gitmeleri olduğunu söylüyoruz. Bunun bir seçim olmadığını da ısrarla vurguluyoruz. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere, mutlaka sandığa giderek Hayır demenin ne kadar hayati olduğunu aktarıyoruz.

Yola çıkarken ki temel amaçlarımızdan birisini de sürekli vurguluyoruz: Bizler FETÖ kumpasları nedeniyle içeride yatmış insanlarız, PKK ile mücadele etmiş insanlarız. Hayır diyenler Terörist dendiğinde, bizlere de Terörist denmiş oluyor. Ama herkesin bizlere bu yakıştırmada bulunanların FETÖ ve PKK karnelerini bir bakmasını rica ediyoruz. 15 Temmuz sonrası “Aldatıldık, kandırıldık” diyenlerin bir kez daha aldatılmayacağının, kandırılmayacağının garantisinin ne olduğunu soruyoruz. 2010 Referandumunda da Evet isteyen ve alanların ülkeyi 7 yılda ne hale getirdiklerini hatırlamalarını istiyoruz. 2017 Referandumunun Türkiye Cumhuriyeti’nin en kritik referandumu olduğunu vurguluyoruz.

Takdiri ve kararı Türk Milletine bırakıyoruz. Milletimize inanıyoruz. Hayır’lısıyla muvaffak olacağız.

Katılan tüm komutanlarıma, Atilla Kezek’e, Ahmet Yavuz’a, Atilla Kıyat’a, Fikret Güneş’e, Semih Çetin’e, Bora Serdar’a, Ali Türkşen’e, devrim şehidi Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar’a ve Nasuh Mahruki’ye ne kadar teşekkür etsem azdır. Basın desteği için de Nasuh Bektaş’a da müteşekkiriz. Her zaman olduğu gibi vatanın çağrısını aldılar ve komutanlarım Hasdal’dan sonra bir kez daha gözlerini bile kırpmadan vatan görevine çıktılar. Kuva-yi Milliye ruhunun sarsılmaz bekçilerine selam olsun.

Ve en çok da bizi bağrına basan vatandaşlarımıza, milletimize teşekkür ediyoruz. Kaç vatan görevine çıksak da, onlara borcumuzu asla ödeyemeyiz…

* Hayırlı Konvoy’u facebook grubundan, Semih Çetin, Ali Türkşen, Ahmet Yavuz, Atilla Kezek, Ahmet Tatar ve Nasuh Bektaş’ın twitter hesaplarından takip edebilirsiniz.

** Hayırlı Konvoy’u Türkiye’nin her yanına uzanan bir gönül konvoyuna dönüştürmek için videolarınızı ve resimlerinizi #hayırlıkonvoy tagiyle sosyal medyada bizlerle paylaşabilirsiniz.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.