İnsan olan bizdik, biz de direndik
yanlış varsa, düzeltin. çünkü insanların yanlışlarını bir başkası düzelttiğinde doğruları daha iyi görmeye başlar.
İnsan olan bizdik, Biz de direndik
Kaç gündür uyku problemi yaşıyorum.
Ya uyuyamıyorum ya da uyumak istemiyorum.
Emin olma yolunda bildiğim tek şey uyumamak için elimden geleni yaptığım gerçeğidir.
Uyuyup uyandığım her gün yeni bir gün demek ancak ben yeni bir bir güne uyanmak istemiyorum, hangi gündeysem o günü değiştirmek istiyorum. Ve yine bir sabah, yine bulutların arkasına saklanan güneş, bugün 6 Haziran 2013.
Bugün, Taksim ve Kızılay’ınn sayısını bile bilmediğim direnişinin herhangi bir günü.
Bugün, insanların bir şeyleri değiştirebilme umuduyla kolkola girip diktatöre karşı herhangi bir siyasi parti bayrağının altına girmeden direndikleri bir gün.
Bugün, onların direnişine bin selam gönderenlerin memleketin her köşesindeki devrim inancını taşıyanların günü.
Bugün; Zulmedenlerin, gücünü öfkesinden alanların, %50′lik kısmı zor tutuyorum diyenlerin, polise el kaldırıyor diyerek kendini kandıranların, işbirlikçilerin, ülke bu haldeyken yurtdışına gidenlerin, hiçbir şey yokmuş gibi dizi, magazin, spor programı yapanların günü değil.
Bugün; Gazetesi ve televizyon kanalları diktatörün yanında olduğu halde yüreği bir melek kadar temiz olan İhsan abimin, polise taş atmak yerine evde yaptığı böreği polise uzatan sevgi teyzemin, onlar orada faşizme karşı sabaha kadar direnirken, Ordu’da sabaha kadar oturma eylemi yapan ve dünyanın değişeceğine inanan insanların günüdür.
Elleriyle kurt işaretleri yapan insanlarla sol yumruğunu havaya kaldıran insanların omuz omuza direnişe geçtiği bir yurtta, hiçbir şeyin imkansız olmadığı gerçeğini dünya gördü.
Bu insanlar, V’nin filmindeki gibi işkence gördükçe devrime olan inancı artan insaları gördü.
Daha önce ne zaman hiç tanımadığınız insalar için endişelendiğinizi hatırlıyor musunuz?
Açık büfe paranın geçmediği yiyecek ve içeceklerin dağıtıldığı bir devrimde, insanların içinde nasıl kötülük arayabilirsiniz?
Kitap okuyarak eylem yapan insanlara, tazyikli su sıkacak kadar nefret besleyen insanlar (!) görmemiş miydiniz?
Peki şimdi daha iyi anlayabildiniz mi? birleşince neler yapabileceğimizi?
Her devrim 5 Kasım’da mı olur ?
Bir günlük direniş, bir yıl sürecek bir devrimin fitilini ateşlemiş midir?
Siz insanları iyi tanıyın, insan olan insanlardan zarar gelmeyeceğine inanın.
Dedikleri gibi, Taksim yılbaşından kalabalık ancak en ufak bir taciz olayı bile olmadı.
Evde kalan %50′nin faydaları olarak mı görmemiz gerekir bunu bilemedim, ki %50′nin %5′inin sokaklarda olduğuna da eminim, çünkü insanları birbirine düşürmeye çalışan insalar türemeye başladı son zamanlarda.
Ve siz insanlarda o kadar büyük bir nefret biriktirmişsinizki, tüm bu olaylar ilk başta bir fidan içindi doğru ancak uzun zamandır bunun sebebi bir fidan ya da ağaç değil.
23 Nisan’lar, 19 Mayıs’lar, İşçi Bayramları, kaç çocuk yapılması gerektiğine karıştığınız yobaz düşünceleriniz, eğitim sistemi, Türkiye’nin çoğu yerinde isminde doğrudan ya da dolaylı bir şekilde Atatürk ismi geçen stadyumların yıkılıp yenisi yapılması, en babasından Rize Atatürk Stadyumu’nun Rize Yeni Şehir Stadı olarak değiştirilmesi gibi.
Tekel’in, Telekom’un özelleştirilmesi ve buraya çok rahat bir şekilde yazabileceğim yüzlerce sebep.
Çalıştığım çağrı merkezinde bile son zamanlarda internet erişiminde olan engellemelerde, işyerinde bizlere söylenen o bölgede çalışma bilgisi ver demelerine karşı, direkt olarak devlet tarafından engellendi bilgisi veriyor olmam bile arayan müşteriler için bir umut doğuruyor.
Çünkü arayanlar, acaba bu engellemelere nasıl bir bahaneniz var diyerek giriyor cümleye, tarafımıza sizlerin bahsettiği gibi bilgi verilmesi istendi ancak, gerçek olan devlet tarafından engelleniyor olmasıdır dediğimiz zaman insanların bizlere söylemiş olduğu güzel sözleri duyabilseniz nelerin değiştiğini daha iyi anlayabilirsiniz.
Gerçekten iyiliğinden şüphe etmediğim polisler var, özellikle yakın çevremde ancak suçsuz, masum insanlara biber gazı sıkan polislerin yatacak yerleri yok, inanın yok. Ekmek parasını kazanıyor diyenlere, en güzel örnek kendimi ve arkadaşlarımı veririm.
Bizler de ekmek parası kazanıyoruz ancak gerçekleri saklamadan yapıyoruz ne yapıyorsak, ucunda kapı dışarı edilmek bile olsa.
Ordu’da sabaha kadar battaniyelere sarılıp uyumaya çalışan gençleri görebilseydiniz eğer, sizler de gerçekleri söylemekten asla vazgeçmezdiniz.
Bizi büyüten annelerimiz, babalarımız her şeyden önce insan olmayı öğretti.
Zaten insanlığı öğrendikten sonra din,dil, ırk, mezhep, görüş, fikir, sağ, sol hep arkaplanda kaldı.
Napabilirim, ben böyle büyüdüm, ama devrim hala çok genç.
“yanlış varsa, düzeltin. çünkü insanların yanlışlarını bir başkası düzelttiğinde doğruları daha iyi görmeye başlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.