KANAL İSTANBUL PROJESİ: DOĞAL DENGELERİ BOZACAK PROJENİN İPTALİ

KANAL İSTANBUL PROJESİ: DOĞAL DENGELERİ BOZACAK PROJENİN İPTALİ

Beni hep çöl kökenli tozların doğaya ve sağlığımıza etkileri veya meteoroloji ile ilgili haberler ile tanıdınız. Ama benim asıl uzmanlık alanım deniz bilimleridir. Uzmanlığım da Türk Denizleri özellikle de Marmara Boğazlar ve İstanbul Haliç’i dir.

KANAL İSTANBUL PROJESİ: DOĞAL DENGELERİ BOZACAK PROJENİN İPTALİ


Prof Cemal SAYDAM Ordu'luların Yüz akı bir yurttaş olarak Tayyip Erdoğan'ın  Yanlış bir projesine karşı  Bayrak açacak kadar "Bilim İnsanı duyarlılığı" gösterirken, Ordu Kent Gazetesi olarak Cemal Saydam Hocaya Desteğimizi belirtiyoruz...

"Kolay gelsin hocam" diyoruz. 

Sizde lütfen yazıyı okuyup doğru bulursanız, paylaşın ve Ordu'nun Yüz akı "Cemal Hoca"'ya  destek veriniz...                                      

                                                                         Nevzat AKATA


Kime:  KANAL İSTANBUL PROJESİ 

Sayın yetkili,
 
Karadeniz ile Marmara'yı birleştirmeyi amaçlayan "Kanal Istanbul" projesi hakkında bu işin oşinografi uzmanları tarafından detaylı olarak dile getirilen ve basitçe bir havuz problemi ile anlatılan nedenlerden dolayı doğada geri dönüşü imkansız olaylara neden olacağı anlaşılmaktadır.
İki denizi birleştirmeyi amaçlayan ancak konunun deniz bilimleri boyutu göz önüne alınmadan planlandığı anlaşılan ve dünyada sadece bize has olan bu ekosistemin bir daha geri dönüşü olmayacak şekilde tahrip edilmemesini ve uzmanların ifade ettiği gibi gelecek nesillere bir uluslararası çevre felaketi olarak yansımaması için projenin iptal edilmesini istiyorum.
 
Saygılarımla,   Nevzat AKATA ( Sizde Kendi Adınızı Yazabilirsiniz)

KANAL İSTANBUL PROJESİ:

DOĞAL DENGELERİ BOZACAK 

cemalsaydam--Sahra tozu - YouTube-400.jpg

 

 

 

 

Prof. Dr. Cemal Saydam

ODTÜ Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi (Emekli) 

Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi 

Beni hep çöl kökenli tozların doğaya ve sağlığımıza etkileri veya meteoroloji ile ilgili haberler ile tanıdınız.

Ama benim asıl uzmanlık alanım deniz bilimleridir. 

Uzmanlığım da Türk Denizleri özellikle de Marmara Boğazlar ve İstanbul Haliç’i dir.
 
21124
 
Yani bu konularda uzmanım, konuşabilirim hem de göğsümü gere gere. 
WOS 39 adet SCI yayınım var, bunlara 918 adet atıf yapılmış ve şu anki "h" indeksim 16. Bunları yazmamın nedeni öğünmek değil sadece bilimsel olarak "kim" olduğumu ortaya koymaktır. 
Bir başka öğünç kaynağım da ilk doktora telebemin "h" indeksinin 20 olmasıır.
 
Şimdi gelelim en son proje önerisine. Size çok basit dilde anlatayım.
 
Karadeniz’i bir tatlı su havuzu olarak düşünün.
Nedeni de basit çünkü bu havuza giren tüm sular (nehir veya yağmur suyu) tatlı su.
 
Peki o zaman Karadeniz neden tatlı su havuzu değil?
Çünkü Çanakkale ve İstanbul Boğazı altından gelen ve belirli eşikleri belirli rüzgar koşulları altına aşan tuzlu ve de dolayısı ile yoğun Akdeniz suları Karadeniz’i bugünkü tuzluluk seviyesine getirdi.
 
Geçmişi o kadar da taze ki en son hali 3500 senelik ve bildik tarihi de 12.000 senecik.
 
21125
 
Durduk yerde neden Karadeniz havuzu diyorum değil mi?
Karadeniz’i az tuzlu bir havuz diye düşünün hem de Akdeniz’den ortalama 30 cm yüksek.
İşte bu nedenle bu havuzun fazla suyu Boğazlardan akar durur.
ama havuza giren su belli ve doğanın açtığı bu kısıtlı musluktan çıkan su belli.
 
Yani Karadeniz havuzunu boşaltan bir musluk vardı. Ama doğanın yarattığı bir musluk ve dengesini ancak son 3500 senedir sürdüren bir musluk.
 
Şimdi siz bir ikinci musluk takmayı planlıyorsunuz hem de 25 metre derinlikte, yani musluk sadece Karadeniz’in suyunu Marmara’ya akıtabilecek ama alttan girmesi gereken su bu yeni kanala giremeyecek.
 
Doğanın dengeleri bozulacak ve ne olacak?
Ne olur biliyormusunuz, ah keşke bilebilsek.
Ama her ne olursa hiçbir zaman geri dönüşü olmaz, doğal dengeler bozuldu mu geri dönüş maalesef yok.
 
Akıl mantık basit.
Havuza takılı bir musluk vardı şimdi ikinci musluğu takmayı planlıyorsunuz.
Eh iyi de havuza gelen su miktarı artmayacak ki.
Yani Tuna, Dinyeper Dinyester siz musluk taktınız diye debisini arttırmayacak ki?
Diğer bazı kanalları örnek göstermek demek Karadeniz’in Marmara’nın oşinografik gerçeklerini bilmemek demektir.
 
Böyle bir sisteme sahip bir deniz yerkürede yok, sadece bizde ama değerini bilirsek elbette.
 
21126
 
Ben talebelerime derslerde Marmara’yı anlatırken onu sağlıklı Akdeniz ve sağlıksız Karadeniz’in astımlı doğan çocuğu derim.
Yani doğuştan solunum zorluğu çeken bir deniz ve de dikkat edilmesi şart olan bir deniz.
Onu kurtaran Karadeniz’den gelen ve jet akım halinde Boğazdan Marmara’ya çıkan ve 25 metrelik üst tabakayı 3 ayda bir değiştiren Karadeniz suyu.
 
O çıkışta öyle harika işler yapıp alt tabakadaki suyu yukarı çekiyor ki sormayın gitsin.
Marmara’ya oksijen pompalayan ise Çanakkale’den gelen alt su.
 
Takın bu sisteme tek taraflı bir musluk ve seyreyleyin olacakları.
Ben karada olacaklardan bahsetmiyorum denizdekiler benim uzmanlık alanım.
 
Başka tarafları da var elbette bence bu proje hiçbir zaman yapılamaz çünkü sınır aşan sular gibi sınır aşan deniz bu,
debisi ile rejimi ile oynayamazsınız.
 
Şimdi Almanya Avusturya Tuna’üzerinde muazzam bir baraj kursa suyu akıtmasa ne olur. Karadeniz’in felaketi olur. 
Altta verilen su bütçesi alt üst olur.
 
Kiminiz bu hoca da her şeyi biliyor demişsinizdir.
Ama ben aşağıda verilen ve Marmara Denizinin bütçesini çıkartan ekibin parçasıydım.
 
İstanbul Boğazının altını 4 defa al bayrak rengi kırmızıya boyayan (Rhodamin boyası ile) ekibin başı idim.
 
21127
 
Yani İstanbul Kanlizasyon Deşarj projesinin gerçekleşmesinde,
Haliç’in temizlenmesinde emeğim,
alın terim çoktur.
Ve de dediklerim doğrudur.
 
Havuza ikinci musluk takarken havuzun daha hızlı boşalacağını da hesaplamalısınız öyle iki mimara ısmarlama ile olmaz bu işler.
Keşke iş, en boy yükseklik ve debi ile hallolabilseydi.
 
Ben size hemen şimdiden diyeyim.
Karadenizin su rejimini değiştirirseniz size hesap sorarlar daha da dos doğrusu yaptırmazlar.
 
Hani neden boğaza köprü yaparken 64 metre yapmak zorunda kalıyoruz,
50 yapsak neden olmuyorun cevabı gibi.
 
İşte aşağıda Marmara’nın su ve tuz bütçesi, öyle şappadanak ortaya çıkan bir şey değil, kaç kişinin alın teri var ve bu sistemi sürdüren yegane güç Karadenize giren ama sadece Boğazdan çıktığı hesap edilen tatlı su.
O da %95 Tuna suyu,
yani Tuna’nın debisi bizim için hayati öneme sahip.
 
Siz durduk yerde Karadeniz havuzuna giren tatlı suyun debisini arttırmadan havuzu tek muslukla boşaltmak yerine bir musluk daha takarsanız sistem alt üst olur.
 
Aslında bunu anlamak için ne bilim adamı olmak gerek ne de alim,
basit havuz problemi
hani şu ilk okul çocuklarına çözdürülen cinsten.
Saygılarımla, 
 
Prof. Dr. Cemal Saydam ODTÜ 
Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi (Emekli) 
Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi 
 
Projenin oşinografik açıdan olamayacağını detaylı okumak isteyenler için..
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.