KASET DEYİP GEÇME
Aslında bu hikayenin tarihi bir hayli eskiydi. 2004 yılında yapılan Belediye seçimlerini AK Partinin kaybetmesi üzerine sorumlu aranmış ve fatura kesilen birkaç kişi hakkında ileri geri sözler söylenmiş ve benimle ilgili de bu gerçek dışı isnat ve i
KASET DEYİP GEÇME…
VEYA SİYASETTE HER ŞEY MÜBAH MI ?
Av Tevfik KARABULUT
Kastamonu ve çevresi halkına mal edilen güzel bir darbı mesel vardır. ”Yol işidir. Belli olmaz. Ayı çıkabülü, daş düşebülü” derler.
Durup dururken bizim de başımıza neredeyse taş düştü.
Geçtigimiz Cuma günü akşam üstü bir tanıdık beni arayarak yarı şaka yarı ciddi, seni mahkemeye vereceğiz abi haberin olsun dedi.
Hayırdır dediğimde de bizim (yani Gürcülerin) aleyhimize konuşmuşsun, bize iki buçuk Gürcü demişsin dedi.
Yahu Abuk subuk konuşma Allah’ını seversen dediğimde de şimdi geliyorum gelince görüşürüz dedi ve biraz sonra buluştuk.
Hele anlat bakalım dediğimde de önüme bir telefon uzatarak sesli ve görüntülü olarak seyredip dinlememi istedi.
Açıkça şok olmuştum.
Yenimahalle’de bir kahvede yapıldığı anlaşılan bir sohbette Ak Parti Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Enver Yılmaz kahvede bulunan ve çoğunluğu Gürcü kökenli hemşehrilerimiz olan vatandaşlarla yaptığı sohbetinde isim vererek benimle ilgili konuşuyordu.
Neymiş efendim.2004 Belediye Seçimleri sonrası gündeme düşen iki buçuk Gürcü sözünü ben söylemişim.
Güya Enver Bey’e giderek adaylıkta bana destek olmasını istemiş, arkasından da aday adayları arasında bulunan diğer arkadaşlar için şu tam Gürcü şu tam Gürcü şu ise yarım Gürcü gibi sözler edip “Sen Ordu’yu iki buçuk Gürcü’ye mi bırakacaksın “gibi laflar etmişim.
Sonrasında yine bir sürü gerçekle ilgisi olmayan hikaye.
Ve aday olamayınca da güya bunları kendisi söylemiş gibi piyasaya yaymışım.
Açıkça ismim verilerek söylenenler bunlar.
Hayrete düştüm zira söylenenlerin tamamı gerçek dışıydı.
Üzüldüm çünkü beni tanıyan ve benimle hukuku olan birinin benimle ilgili bunları söylemesi beni derinden yaralamıştı.
Anlayamadım çünkü benim Enver Bey’le bir alıp veremediğim yoktu.
Herhangi bir politik pozisyonum yoktu.
Rakibi değildim.
Üstelik kendisiyle aramızda bir hukuk vardı.
Aslında bu hikayenin tarihi bir hayli eskiydi.
2004 yılında yapılan Belediye seçimlerini AK Parti’nin kaybetmesi üzerine sorumlu aranmış ve fatura kesilen birkaç kişi hakkında ileri geri sözler söylenmiş ve benimle ilgili de bu gerçek dışı isnat ve iftiralar dedikodu halinde yayılmıştı.
O zaman bu sözlerin kaynağı belli değildi.
Duyduğumda çok ağır sözlerle karşılık vermiş ve tabir caiz ise bu sözleri uyduranlara ağzıma geleni söylemiştim.
Aradan 10 sene geçtikten sonra aynı sözleri duymak ve üstelik yakın tanıdığım birinden duymak beni gerçekten şok etti.
İlk düşüncem şu oldu.
Bu konuda hiçbir şey söylemeyecek ve sadece Allah’a havale edecektim ama son iki üç gündür o kadar kişi aradı ve sanal ortamda sordu ki artık bu konuda bir şeyler söylemek benim için tabir caiz ise farz oldu.
Zira, herkes yoksa doğru mu demeye başlamıştı
Onun için şimdilik kaydıyla birkaç şey söyleyecek ve bekleyeceğim.
Bizi bilen bilir ama yine de herkes bilmeli ki;
-Benimle ilgili söylenenlerin tamamı yanlıştır. Hiç birinin gerçekle ilgisi yoktur. Özellikle , benim hepsi de arkadaşım ve tanıdığım olan diğer arkadaşlar için tam Gürcü, yarım Gürcü, iki buçuk Gürcü gibi laflar söylediğim yolundaki ifadelerin tamamı külliyyen yalandır. Bunları söylemeyi kendim için şerefsizlik sayarım.
-Benim için insanların Türk,Kürt, Gürcü olması önemli olmayıp adam gibi adam , insan gibi insan olması önemlidir. Ben büromda Alevi vatandaşlar için ileri geri konuşan kişiyi büromdan kovmuş adamım.
-Benim her on arkadaşım ve dostumdan iki üç tanesi Gürcü kökenlidir. Onlarla arkadaş ve dost olmaktan da şeref duyanlardan biriyim.
-O sözler söylendi mi, kim söyledi, uyduruldu mu, kim uydurdu, onlar benim meselem değil. Ben o konularda şimdilik bir şey söylemeyeceğim. Ama bildiğim bir şey var ki bu sözlerin benimle hiçbir ilgileri yoktur.
-İnsanları bilerek veya bilmeyerek hedef göstermek en azından ayıptır.
-Gözünüzü seveyim arkadaşlar ben kıyısına köşesine çekilmiş, işi gücü ile uğraşan biriyim. Beni böyle üstelik bana uymayan işlere bulaştırmayın.
Unutmayalım. Kırılan gönüllerin tamiri zordur ve bir de mahşer günü hesaplaşması ve helalleşmesi vardır.
Şimdilik bu kadar.
Umarım bu fitne böylece kapanır ve gider.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.