NE SANA NE BANA, BİZE YAZIK OLUR

NE SANA NE BANA, BİZE YAZIK OLUR

NE SANA NE BANA, BİZE YAZIK OLUR Uğur Işılak’ın bu yazısını okuyunca tekrar yazmaya karar verdim. Aslında seçimlere kadar yazı yazmayı pek düşünmüyordum. Ak-Parti’de Büyük Şehir Belediye Başkan Adayı belirlenmeden önce bir yazı yazmıştım. Başlığ

NE SANA NE BANA, BİZE YAZIK OLUR
 
Hüsnü Yücel
 
Uğur Işılak’ın bu yazısını okuyunca tekrar yazmaya karar verdim. 
 
Aslında seçimlere kadar yazı yazmayı pek düşünmüyordum.
 
Ak-Parti’de Büyük Şehir Belediye Başkan Adayı belirlenmeden önce bir yazı yazmıştım. Başlığı :” Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan ve İdris Naim Şahin “ idi. 
Bunlar benim geleceğe yönelik Türk siyasetinde yol haritası olarak hayalimi süsleyen isimlerdi.
 
Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı,
Abdullah Gül’ü Başbakan ve İdris Naim Şahin’i de Ordu Büyük Şehir Belediye Başkanı olarak hayal ediyordum.
Belki çoğu insanlar Abdullah Gül’ün tekrar Başbakanlığa dönmeyeceğini düşünseler de ben bunun gerekliliğine inandığım için böyle düşünüyordum. Ama hayalim çok erken suya düştü.
 
Daha ilk günden hayalimin Ordu halkası bozuldu.
Ben İdris Naim Şahin’i sadece bir yazım ile değil, bir çok yazım ile desteklemiştim. Ama olmadı.
 
Demokratik yarışı Enver Yılmaz kazandı.
Ak-Parti Ordu Büyük Şehir Belediye Başkan Adayı oldu.
Bu sonuca hepimizin saygı duyması gerekir. Ama ilk tepki İdris Naim Şahinden geldi. 
Ak-Parti’den istifa etti.
 
Bu istifaya benden fazla üzülen olmamıştır herhalde.
Hemen oturup bir yazı yazdım.
Başlığı ise “ Olmadı İdris Ağbi “ idi. Ama son anda yayına göndermedim.
 
Belki ülkemiz son günlerdeki gelişmeleri yaşamamış olsaydı, İdris Naim Şahin’in istifasına o kadar üzülmezdim ama, son gelişen olaylar bize şahsi siyasi tercihlerden önce ülkeye sahip çıkma mecburiyeti verdiğini düşündüğüm için üzüntüm katlandı.
 
İşte bunun için Uğur Işılak’ın ” NE SANA NE BANA, BİZE YAZIK OLUR.” Yazısı beni tekrar yazmaya mecbur etti.
Gün siyasi hırs uğruna birbirimizi yeme değil birbirimize sarılma günüdür.
Gün Enver Yılmaz veya bir başkasına tepki göstereceğim diye oyunlara gelme günü değil ülkeye sahip çıkma günüdür.
 
Evet bu kadar iddialı yazıyorum. Gün ÜLKEYE SAHİP ÇIKMA GÜNÜDÜR.
 
Neden bunu yazıyorum?
Daha dün Partiden aday adayı olan arkadaşlarımızın bir kısmı ve bu aday adayları ile beraber hareket edip de istedikleri kişi aday olamayınca Partinin aleyhine konuşanlara şahit oldum.
Hepsine şunu söyledim ve yazmaya da devam edeceğim.
Ne sana ne bana,
Bize yazık olur.
Ülkeye yazık olur.
 
Askeri vesayeti atlattık derken ülkemizin başına musallat olan başka bir vesayet ülkemizi teslim almak istiyor. “Bunu hala anlamadınız mı, bu olay Gezi Parkı falan olayı değil “ diyen Mehmet Alabora bunu kendisi deklere etmedi mi?
Son gelişen olayların nasıl başladığını sağır sultanlar bile biliyor.
 
Bu ülkede yolsuzluğu destekleyen bir kişiye bile rastlayamazsınız. Çünkü hırsızlığı ve yolsuzluğu destekleyen de hırsızdır.
 
Son bir yazımda yazmıştım.
Bu ülkede hırsızlık yapan her kim olursa olsun yoksulun hakkını yedi ise fitil fitil burunlarından gelsin demiştim. Ama bu hırsızlığı bilip de aylarca saklayıp bunu devlete karşı hükümeti devirme şantajı olarak kullanmaya kalkanların kimler olduğu da bir bir deşifre olmaya başlayınca ülke sevgim ve ülkeme sahip çıkma şevkim kat kat arttı .
 
Bu gün yerel seçimlerde vereceğimiz her oyun anlamı şudur.
Ya halkın iradesi ile seçilen demokrasinin ürünü olan HÜR İRADEYE SAHİP ÇIKACAĞIZ, YA DA DEMOKRASİ DIŞI GİRİŞİMLERE SESSİZ KALIP DEMOKRASİYE BY BY DİYECEĞİZ.
Tercih sizin.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.