Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Üyesi Kibar Aydemir, Rusya Federasyonu'nun Türkiye'den yaş sebze ve meyve ithalini yasaklaması kararının etkisini giderek artırdığını ve başta ihracatçılar ve üreticiler olmak üzere geniş bir kesimi olumsuz etkilediğini söyledi.

Rusya Federasyonu, kimyasal kalıntı ve bitkisel hastalık bulunduğu gerekçesiyle 7 Haziran Cuma gününden itibaren Türkiye'den yaş sebze ve meyve ithalatını durdurma kararı almıştı.

DKİB Yönetim Kurulu Üyesi Kibar Aydemir, yasağın her yıl Mayıs ayı sonlarında Rusya'daki hasat mevsimine denk gelmesinin akla başka soruları getirdiğine dikkat çekerken, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın da bu konuda hatalı davrandığı ve yükü ihracatçının sırtına yıkmaya çalıştığı gerekçesiyle eleştirdi.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın krizi çözmeye çalıştığını ama bunu yaparken kolaycılığa kaçtığını ileri süren Aydemir, şöyle konuştu: "Bakanlık bizce kolaycılığı seçiyor ve bütün yükü ihracatçının omuzlarına yüklüyor. İhracatçının satın aldığı ürünleri laboratuvarlarda kendisinin kontrol etmesini istiyor. Oysa bu iş bakanlığın sorumluluğunda. Biz bakanlığa ürünün tarlada tahlil edilmesini ve ihracatçılara da yapılan tahliller sonucunda hangi ürünün alınıp alınmayacağının bize bildirilmesini teklif ettik. Bu bizim işimiz değil, bakanlığın işi."

Dünyada kullanımı yasak olan tarım ilaçlarının Türkiye'de satıldığını ve son yıllarda ülkeye yüksek miktarda kalitesiz gübre girdiğini öne süren Aydemir, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'nın bu konuda da gerekli denetimleri yapmadığını iddia etti.

Rusya Federasyonu'nun Türkiye'ye uyguladığı yaş sebze meyve ithali yasağı faturasının giderek büyüdüğünü anlatan Aydemir, ihracatçıların yasağa hazırlıksız yakalandığını belirterek "Bütün ihracatçılar ürün sahipleriyle sözleşmeler yaptı, ürünler satın alındı ama depolarda bekletiliyor. Oysa depolardaki ürünlerin analizi yapılmış ve hepsi çok temiz ürünler. Bu yasak sektörde çok geniş bir alanı olumsuz etkiliyor. İhracatçılar Akdeniz'deki depolarda ve paketleme tesislerindeki işçileri çıkartmaya başladı.

Bankalardan aldıkları kredileri ödeyememe riskiyle karşı karşıya kaldı. Ürünler de tarlada çürümeye terk edildi. Yasağın sürmesi durumunda etkilerinin daha ağır bir şekilde hissedilmesi kaçınılmazdır."

Yasağa son günlerde medyanın da alet olduğunu belirten ve yabancı firmaların Rusya'daki pazar mücadelesine işaret eden Aydemir, sözlerine şöyle devam etti: "Maalesef Türkiye'deki basın da 'Domateste ilaç kalıntısı var' şeklindeki haberlerle bu tartışmalara alet oluyor. Bu yasağın siyasi yönü de var. Mayıs ayının sonlarına doğru Rusya'da hasat mevsimi geliyor. Dikkat edilirse tartışmalar hep bu tarihlerde ortaya çıkıyor. Ayrıca Türk ihracatçısı Rusya'da çok önemli pazarlar elde etti. Aralarında

yabancıların bulunduğu bazı firmalar bunu çekemiyor ve söylenti çıkarıyor. Krasnodar'da İsraillerin seraları var. Mısır ve Fransız firmaları da Rusya'da önemli pazarlara sahip. Bütün bunların yasağın arkasındaki gerçek güçler olduğunu düşünüyoruz."

Tarım sektörünün bütün dünyada desteklendiğini ancak Türkiye'de bunun gerçekleşmediğini ileri süren Aydemir, çok geniş bir alanı ilgilendiren yasağın en kısa sürede sona erdirilmesi için yetkililerden daha gayretli çalışmalar beklediklerini sözlerine ekledi.