YUH YUUHH
Canım ülkemin canı yanmış canım insanlarının eline yeni bir eğlencelik daha geçti Ancak bu eğlencenin nerede biteceği pek tahmin edilemediğinden, gülmekle ağlamak arasında salınacakları, neler oluyor? şaşkınlığı içinde seyrederken dudaklarının uçuklaya
YUH YUUHH
ABDULLAH AYDIN
Canım ülkemin canı yanmış canım insanlarının eline yeni bir eğlencelik daha geçti… Ancak bu eğlencenin nerede biteceği pek tahmin edilemediğinden, gülmekle ağlamak arasında salınacakları, ‘neler oluyor?’ şaşkınlığı içinde seyrederken dudaklarının uçuklayacağı, Türkiye adına dramatik sonuçlara gebe, utandırıcı ve yüz kızartıcı bir eğlencelik…
Yıllardan değil, asırlardan beri acılarla, aldatmalarla, sömürüyle kavrulan bu toprağın acılı insanları, çektikleri acıları ve çileleri tevekkülle karşılamış, eğlenip gülebileceği sözlü metinlere çevirerek savuşturmayı yeğlemiştir. İşin en acı tarafı ise; kötülüklerle yaşamayı öğrenirken, onlarla mücadele etmeyi pek başaramamıştır…
Utanma, arlanma bitarafa bırakılmış olacak ki; son yıllarda Türkiye’de yolsuzluk ve rüşvet dereleri açıktan akıyor ve ortalığı iyice kirletip kokutuyor. Yaşadığımız AKP-Fethullah Gülen Cemaati kavgası da bunun son örneği. Kavgalarının, dalaşmalarının hiçbir yerinde ülke ve toplum yararı yok… Bu kavgada ülke ve toplum yararı olsa, haklı olan tarafta yerimizi almamız görevdir, kaçınılmazdır…
Ancak, ABD destekli ve Patentli bu iki hareketin boğazlaşmalarının temel nedeni, ülke yararı ve toplumun geleceği olsa Amenna diyeceğiz. Bu dalaş, iyiliğin, güzelliğin, sevginin, saygının, Hukuk’un paylaşılma isteğinden doğmuyor. Aynı kirli kanallardan beslenmeye çalışan, Türkiye’nin pöçüğüne yapışmış bu gericilik örgüsünün kankalarının kavga nedeni, Devleti ele geçirme, arzuladıkları çağ dışı rejimi ülkede hâkim kılma ve ülkenin artı değerlerini talan ve soygun paylaşımıdır…
Din, İman, Allah, Peygamber tacirlerinin düştükleri ve ülkeyi sürükledikleri durumun vahameti korkutucu duruma geldi. İnsan haklarının, Hukukun, Demokrasinin kalıntıları bile yok edilmeye çalışılıyor. Yoksul, güçsüz ve örgütsüz insanlarımızın yaşam hakları ellerinden alınmış, hiçbir yurttaşlık görev ve haklarını kullanamaz duruma getirilmişlerdir. Talan, yolsuzluk, hırsızlık toplum ve ülke değerlerinin tümünü ele geçirmiş gibidir…
Sosyal genetiğimizde bir arıza olsa gerek ki; iktidar olanlar veya gücü ele geçirenler mal, mülk, para edinme peşine düşüyorlar. Ortaya çıkan yolsuzlukların, buzdağının küçük bir parçası olduğu söylenirken, daha nice olumsuzluklarla karşılaşacağımızın da haberini veriyor…
Bu kirlilik, bu pislik akıntısı içinde en büyük tahribatı halkımız ve Devlet görüyor. AKP Hükümetinin ve kadrolarının tasfiyesi o kadar önemli değil, ama Devletin kirlenmesi, çürüme ve çözülme noktasına gelmesi çok çok önemli ve tehllikeli…
Âşık Mahzuni Şerif’in isyan ettiği Yuh Yuh başlıklı şiirinden bir parçasını Türkü Formundaki yazılışıyla nakledelim:
Bu kadar Milletin hakkın alanlar
Onları kandırıp zevke dalanlar
Diplomayla olmaz Hâkim olanlar
Suçsuzun başına çöktün ise yuh.
Yuh yuh soyanlara
Soyup kaçıp doyanlara
İnsanlara kıyanlara
Yuh nefsine uyanlara
YUH YUH!
Ahlâksızlarla, Ahlâksızlıkla mücadele İnsanlık görevidir ve ahlâk gereğidir. Kendimizi temiz İnsanlar olarak algılıyorsak, Sosyal ve toplumsal pisliklerin temizlenmesi, kirliliğin yok edilmesi ve temiz toplum oluşturmakta görev hepimize düşüyor. Beklemek, uzaktan bakmak ahlâksızlara yol vermekten başka bir anlam taşımaz… Pislik devredeceğimiz gelecek nesillerde haklı olarak bizleri yuhalar…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.