Sayın Yavuz Kalyoncu Dr DİKRAN için yazdı... Üç dakikalık Yazı uzun gelebilir ama bir Belgesel içeriğinde.
Fotoğrafın arkasında Dr. Dikran abinin kendi el yazısı ile Ordu Lisesinde birlikte okuyup mezun oldukları sınıf arkadaşlarının isimlerini de paylaşıyorum.(Fotoğrafı Dr. Dikran Toraman bizzat kendi vermiş olup aslı 24-30 ölçülerindedir.) Ordumuzun tanın
Sayın Yavuz Kalyoncu yazdı...
Yazı 3 dakika ama bir Belgesel içeriğinde.
okunası değerde
--------------------
Fotoğrafın arkasında Dr. Dikran abinin kendi el yazısı ile Ordu Lisesinde birlikte okuyup mezun oldukları sınıf arkadaşlarının isimlerini de paylaşıyorum.(Fotoğrafı Dr. Dikran Toraman bizzat kendi vermiş olup aslı 24-30 ölçülerindedir.)
Ordumuzun tanınmış eski doktorlarından olan Dikran Toraman ve Kız Kardeşi. Ordunun ilk Eczacılarından Ardem Toraman'ın birer gün arayla vefat etmesi ardından konuşulanlar gazetelerde çıkan yanlış yazılanlar gerçekleri bilen komşuları ve Ermeni Cemaati tarafından üzüntü ile karşılanmıştır.
Bu yanlışlara nokta koymak için önce Dikran ve Ardem kardeşlerin en eski mahalle komşuları olan büyüğümüz 1950 yılından bugüne Ordumuzun tarihini iyi bilen Ergin Karlıbel ile bir araya geldim.
Telefonla da İstanbul da yaşayan Bakırcı Vartan ustanın küçük oğlu Ohannik abi ile konuştuk. Tanımayanlar için Ohannik abi Ocak kulübünde futbol oynamış, daha sonrada İstanbul a yerleşmiş bir Ermeni büyüğümüz.
Ortaya çıkan gerçekler. Dikran ve Ardem Toraman kardeşlerin babası Mıgır Toraman. Bakırcı Ustası değil ! Bakır ticareti yapan ekonomisi düzgün itibarlı bir iş adamı.
Öyle ki 1942' de gayrimüslimler için abartılarak konulan Varlık vergisi' ni fazlasıyla ödemiş bir ticaret erbabı.
Ergin abinin anlatımı ile Babası Fındık Fabrikatörü Adil Karlıbel fındık zamanı üreticiye ödemede zorlandığı zamanlar komşusu Mıgır' dan borç para alır sonra ödermiş.
Yanlış bilinen ikinci gerçek İki kardeş ilk ve orta okulu Orduda bitirirler. Orduda Lise henüz açılmamıştır. Orduda Lise olmadığı için Liseyi okumak için. Mıgır Toramandan Trabzon ve Samsundaki Ermeni olaylarına güvenemediği için Liseye göndermeyi düşünmüyormuş.
O yıl Lise açılmış. Orduya Lise açıldığı için ilk kayıt olanlar arasında Dikran ve Ardem iki kardeşlerde varmış.
Liseyi bitiren iki kardeşi Babaları İstanbul Üniversitesi Tıp ve Eczacılık fakültesine kayıt yaptırmış.
Şişli Kurtuluşta Mıgır Toraman İki daire satın almış biri zemin kat, diğeri üst kat.
Yıllar sonra Ardem Eczacılık fakültesini bitirip Orduya döndüğünde Babası Mıgır Toraman Sırrı paşada kızına Eczane açması için iş yeri satın almış.
Daha sonrada uzmanlığını tamamlayıp gelen Dikran ada muayenehane açılır.
Ardem Eczacı olmasına rağmen tanıdığı her arkadaşına Fakültede okurken Farmakoloji dersine giren diş fakültesinin dekanı nın sınıfa ilk geldiği gün tahtaya İlaç=Zehir anısını anlatırdı.
Dr. Dikran için herkesin söylediği doğru olan bir söz bir kez muayene parası verdiğin zaman daha sonraki muayenelerden hiç para almadığıdır.
Dahiliye mütehassısı olan Dr. Dikran' ın teşhislerine herkes itimat ederdi.
Baba Mıgırın birde Dikran isminde Diş fakültesi mezunu bir kardeşi vardı ve Ermeni Göçünde Gemiyle Amerika ya gittiği biliniyor.
Baba Mıgır Orduyu çok sevdiği için çocukları nada ayni sevgiyi aşılamış.
Mıgır farklı yaylalarda çobanlara koyun katar oğlu dikranlada atla onları ziyaret edermiş. Dikran Abi bana ''Yaylaya gidince Horlak suyundan benim içinde su iç derdi.''
Mahallede Adil Karlıbel, Dursun Çebi, Memiş Akata, Şevket Akata, Pasaloğulları ve çoğu Ordulu ile birlikte yaşıyorlarmış.
Zaferi Milli mahallesinin ismi zaten o yıllarda Ermeni mahallesiymiş.
Kilisesi ve görev yapan bir Papazı bile varmış.
Ergin Abinin anlattığı bir çocukluk anısı her şeyi anlatıyor. Ermenilerin Paskalya bayramında Anneleri Kardeşi Ahmet ile Ergin abiyi süsler saçlarını tarar Ermeni komşularına el öpmeye gönderirmiş. Ayni şekilde Ermeni çocukları da bizim mübarek bayramlarımızda onların evlerine gelirler el öperlermiş.
Kurban Bayramı öncesi de arife gününde gelip kurban etimizi unutmayın ha diye sıkı sıkı tembih ederlermiş.
60 sene öncesi Dikran abinin staj yaptığı yıllarda bir gece yarısı Ardem abla Adil Karlıbel'in kapısını çalarak babasının fenalık geçirdiğini söylemiş.
Tarih tekerrürden ibaret geçen haftada ayni Ardem abla gene yardım istemiş bu sefer Torun Levent Karlıbel den.
Ergin abiden bir anı.
Dikran abi Üniversiteyi bitirip uzmanlığını Cerrahpaşada yaparken hastaneye Ordu Milletvekili (1946-1954)Yusuf Ziya Ortaç hasta olarak gelir.
Dikran abi tedavisini yapar yatırır her türlü şeyi ile ilgilenir.
Hastahane çıkışı Milletvekili, şair yazar akbaba dergisi kurucularından Yusuf bey Dikran abiye teşekkür eder.
Dikran abi''Sayın vekilim asıl ben size teşekkür ederim. Siz eğer vekilliğiniz sırasında gayret gösterip Liseyi Orduya açmasaydınız ben Doktor, kız kardeşimde Eczacı olamazdı. Demiş.
Yusuf Ziya Ortaç anılarında bu olayı yazmış.
Doktorluktan kazandıkları ve Eczaneden gelen birikimlerini Türk Ticaret Bankasına yatıran Dikran abiye Bankanın müşterileri arasında yapılan çekilişte İstanbulda Bağdat caddesinde 2+1 dairede çıkmış.
Vefat edip gittiler.
Doğup büyüdükleri Orduyu terk etmediler.
Yaylasını ceniğini yaşadılar.
Büyük Babamın dediği gibi Ordu göç alıp göç vermeseydi.
Dış mihraklar araya nifak sokmasaydı.
Buradan gitmek zorunda olanlar Orduyu terk etmezlerdi.
Birlikte yaşar giderdik.
Kalanlara sahip çıkmalı onları kaldıklarına pişman etmemeli der ve her dini bayramda kalanlara yardım gönderirdi.
Dinlerince dinlensinler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.