Abdullah AYDIN
HER TARAFTA İPİN UCU KAÇIYOR
AKP iktidarı ve paralelinde oluşturulan yönetsel yapı giderek ipin ucunu kaçırıyor. Sosyal, Siyasi, Adli, Eğitim, Sağlık, Askeri, Emniyet ve Ekonomik alanlarda yeni yapılandırmalar hayata geçirilirken, iktidar, tamamen bireysel bir hak olan inanç anlayışında da tekliğini, hâkimiyetini dayatmaya başladı…
Bu dayatmanın son örneğini İzmir’de yaşadık. Her türlü inanç karşısında yansız olması gereken Diyanet İşlerinin başında olan Prof. Dr. Mehmet Görmez, İzmir’de ayrımcılığın, yanlılığın, ötekileştirmenin yeni örneğini verdi ve Profesörlük unvanına ulaşmış bir Din adamından beklenmeyen ve yakışmayan cahilliğin doruğuna ulaştı…
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez birkaç gafı bir arada yapıyor ve diyor ki;
-“İzmir’in farklı bir Dindarlık anlayışı var!”
-“Bu anlayış irfan geleneğine uymuyor!”
-“Kentin manevi hayatı yeni atanan ve atanacak din görevlilerince yeniden ayağa kaldırılacak!”
Şimdi sormak gerek: Ey Mehmet Görmez, senin din anlayışın nedir ve nasıldır da, İzmir’in din anlayışı sana uymuyor, farklılıklar, noksanlıklar nelerdir, İzmirliler nerede yanlış, nerde hata yapıyorlar?
İzmirliler hangi İrfan geleneğine uymuyorlar? “İrfan geleneği” nedir, İzmirliler irfan anlayışının neresine uymuyorlar? Dini anlayış ve uygulamadaki yeri ve önemi nedir?
Diyanet İşleri Başkanı gaflarında ne istediğini, nasıl olunması gerektiğini, ‘Din Uleması’ seviyesine ulaşmış ve sorumluluk üstlenmiş biri olarak, kitleleri tatmin edecek, inandıracak netlikte açıklamalıdır, insanların yanlışa düşmelerini önlemelidir!
Prof. Mehmet Görmez’e göre, İzmir’in yerlerde sürüklenen manevi hayatı nasıl yeniden ayağa kaldırılacak, İzmirlilerin yanlışları nelerdir, atanacakların çalışma yöntemleri nasıl olacaktır, ölüyü diriltecek önermeleri nelerdir? Başkan sopayı vuruyor, ama açıklama yapmadan oradan sıvışıyor…
Diyanet İşleri Başkanının bu söylemleri dinsel iftiradır, ithamdır, suçlamadır. İzmir’in inanç hayatında ne gibi noksanlar, ne gibi sapmalar, ne gibi sulandırmalar görmüştür de, böyle ipe sapa gelmez sözler sarf etmiştir. Başkan bu söyleminin amacını değerli İzmir halkına, hatta bütün ulusa açıklamak zorundadır.
Büyük çoğunluğu aynı Din anlayışında olan bu ülkede (Kimi zavallılar bununla övünür), Din konusunda en yetkili makama getirilmiş bir kişinin ortalığa kusmuk saçmaya, gübür dökmeye, ülkemizin bir yöresinin halkını Dinen suçlamaya, töhmet altında bırakmaya, kendi inanç anlayışını dayatmaya hakkı ve hukuku yoktur, görevi gereği de değildir!
İpin ucunu kaçıran Diyanet İşleri Başkanının bu ülke insanından defalarca özür dilemesi, hak etmediği belli olan o makamdan derhal ayrılması gerektiği bilincine erişmiş olması gerekir.
Şayet bunları yapmıyor, yapamıyorsa, kendisinde ilim, irfan ve izan noksanlığı var demektir…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.