İsmet BAYTAK
77 bir mayısında ne oldu?
“sol içi çatışma”
Ankara’da öğrenciyiz. Solcuyuz, devrimciyiz.
Ankara’da okulların tamamına yakını mao’cuların, yani Halkın Kurtuluşu gurubunun elinde.
Ankara’da en güçlü hareket o. Fakat işçi sınıfı, memur hareketinde güçü yok.
Mitinge gidiyoruz, üç kişiyiz.
Üçümüz de Ankara’da aynı evde kalıyoruz.
*************
Birimiz, İbo, Halkın Kurtuluşu gurubundan, diğeri, Bülent, sempatizanı ben ise İGD sempatizanı. Yıl 5 Şubat 1977.
Miting Tandoğan Meydanında.
Mitingi, Tüm-Der, Tüs-Der ve TÜTED düzenliyor.
Derneklerin yönetimindekiler TİP ve TSİP’liler.
Kızılay’dan Tandoğan’a giderken Sıhhiye köprüsüne geldiğimizde ibo, “bak bizimkiler” diyor. Köprünün altında bine yakın öğrenci ters yöne Kızılay’a doğru gidiyor.
***********
Tandoğan’a geliyoruz, alan oldukça kalabalık.
Nerede yürüyeceğimizi bilemiyoruz.
Tüm-Der, Tüs-Der ve TÜTED’liler kendi etraflarında koruma oluşturmuşlar içlerine yabancı almıyorlar.
Bir bakıyoruz “Dikmen Halkevleri” geliyor.
Biz de Dikmen’de oturuyoruz. O guruba girmeye karar veriyoruz.
Guruba yaklaşınca, “Tek Yol Devrim” sloganı duyuyoruz. Dev Yolcu’lar yani, hiçbirimizin işine gelmiyor.
Aval aval bakınırken bir kız beni kolumdan çekiyor. Liseden sınıf arkadaşım. Ankara Tıp’ta okuyor, Ankara Tıp-Der olarak mitinge gelmişler 40-50 kişi filanlar. “Faşizme Geçit Yok” sloganı atıyorlar. Onlarla yürümeye karar veriyoruz.
Anıttepe yönünden büyük bir gurup alana giriyor, ODTÜ pankartı altında, Dev-Yolcular, ellerinde devrim şehitlerinin fotoğrafları. Görkemli bir giriş yapıyorlar.
Alanda 30-40 bin kişi filan var.
Yürüyüş başlamak üzere, hafif hafif yağmur çiseliyor. Birden ordu evi tarafından silah sesleri geliyor. Alanda bir dalgalanma, bir panik havası esiyor. “durun durun bir şey yok” sesleri yükseliyor.
Ortam sakinleşiyor. Ama birden yine ordu evi tarafından güçlü bir saldırı başlıyor. Herkes geriye doğru kaçıyor. “kaçmayın, kaçmayın” sesleri yükseliyor.
Ben de kız arkadaşımla birlikte kaçmıyoruz. Ama bir de bakıyoruz etrafımızda kimse kalmamış üstümüzden taşlar sopalar, hatta ayakkabılar uçuyor.
Tam ortadayız yani. Anıtkabir’e doğru kaçıyoruz. Saldırı, panik sona eriyor. Arkadaşlarımızla buluşuyoruz. İbo’nun elinde 3-4 taş, sırtında ise ayakkabı izleri var. Anlaşılan düşmüş ve birileri de üstünden geçmiş.
Elindeki taşları ne yapacağını soruyoruz, ordu evine dönüp, “onlara atacağım” diyor. Kim kime saldırmış ne olmuş bilmiyoruz. Fakat artık mitingi terk etmeyi düşünerek, kız arkadaşımızın kaldığı emek’teki yurda doğru yürümeye başlıyoruz.
Yaşlı bir kadın, “durun gitmeyin, bir avuç Maocudan mı korkuyorsunuz?” deyince kimin saldırdığını da öğrenmiş oluyoruz. Ama biz miting alanını terk ediyoruz.
Biz ve bizim gibi bazıları alandan ayrılmasına karşın miting sonuna kadar başarı ile tamamlanıyor.
Sonradan öğreniyoruz; TİP, TSİP, TKP’ye “sosyal faşist” Sovyetler birliğine “sosyal emperyalist” diyen Maocuları alana almama kararı alınmış.
Biz alana giderken gördüğümüz gurup alana alınmadığı için güç toplamaya gidiyormuş. Sonra da alana saldırıyı gerçekleştirmiş. Gerçi bizim ibo, “TKP’liler bize saldırdı” diyor, biz de, “elindeki taşları kime atacaktın”? diye soruyoruz. Yanıt veremiyor ama olsun gerçek ortaya çıkıyor.
***************
Bu miting öğrenci hareketinde en güçlü olan Halkın Kurtuluşu gurubunun tasfiye hareketinin başlangıcı oluyor.
5 Şubattan üç ay sonra yapılan, 1 mayıs 1977 yi örgütleyen DİSK/TKP’de alana Maocu gurubun alınmamasına karar verdi.
Tekelci burjuvazi bu durumu değerlendirerek Maocu hareketi kullanarak 1 mayıs 1977 provokasyonunu gerçekleştirdi.
1 Mayıs alanına alınmayan Maocu gurubun içinden iki el ateş açıldı ve her şey ondan sonra başladı.
5 Şubat mitingini bile engelleyemeyen Maocu gurup elbette 1 mayıs’ı da engelleyemezdi.
Halkın Kurtuluşu, gerek 5 şubat mitingine saldırısı ve gerekse 1 Mayıs 77’de oynadığı rol yüzünden tüm öğrenci hareketi içinden dışlandı. Yerini ise Dev-Yol doldurdu.
Sonuç olarak;
burjuvazi neden korkar?
Örgütlü işçi sınıfı hareketinden, alanlardan.
****************
Yıllarca yasaklanan fakat işçi sınıfı ve sol hareketin güçlülüğü karşısında engellenemeyen 1 mayıs 1976 dan alabildiğince korkan burjuvazi ve ABD, halkın üzerine korku salmak ve kitlesel eylemleri engellemek için 1 mayıs 1977 de halka saldırdı.
Bu saldırı bazılarının sandığı gibi 1980 darbe ortamı yaratmaktan çok işçi sınıfının örgütlü mücadelesini engellemek, alanlara çıkmaktan korkutmak için yapıldı.
Fakat işçi sınıfı korkmak yerine 1978 de 1 Mayıs’ı daha kitlesel olarak kutladı. Üstüne üstlük 1978 1 mayısında kitleler, “TKP’ye özgürlük” sloganı ile taksimi inletti.
1979 da 1 mayıs kutlamaları sıkıyönetim gerekçesiyle ancak İzmir’de yapıldı. Sonrası malum.
***********
Burjuvazi hep güçlü olduğu dönemlerde 1 Mayıs gösterilerini yasakladı. Fakat AKP hükümeti 2012 1 Mayıs’ını engelleyecek gücü olmadığı için engelleyemedi. Hatta bir olay çıkmasından korktuğu için polisi uzak noktalarda tuttu.
Kimileri AKP hükümetinin çok güçlü olduğunu düşünüyor. Aslında AKP güçsüzlüğünü gizlemek için güçlü gibi görünmek istiyor. Tüm operasyonlar göz altına almalar güçsüzlüğünü gizlemek için yapılıyor. AKP yaptığı tüm tutuklamalar, göz altına almalar, operasyonları sonlandırması demek kendi sonu olduğunu iyi biliyor. Güçlü görünmek için saldırıyor. Ama 1 Mayıs turnosal gibi gerçekleri ortaya çıkarıyor.
İnanmıyorsanız bakınız 1 mayıs tarihlerine.
1 Mayıs 2012 herkese, özellikle AKP’ye, CHP’nin yalancı muhalefetine karşı halkın gerçek gücünü gösterdi.
Saygılarımla …