Adnan Yıldız:Esatlı  Yazıtları

Adnan Yıldız:Esatlı Yazıtları

Esatlı köyünde bulunan kaya üstü resimleri ve yazılar çevreye hâkim yüksek bir noktada bulunmaktadır. Necati Demir’e göre Gök Tanrı inancına bağlı Ön-Türkler, belirledikleri dağların tepelerine oba kuruyorlardı. Ayrıca bir de kurban yeri belirliyorlardı.

Esatlı Yazıtları

Cengiz Aytmatov"un “Beyaz Gemi” adlı romanının Hamarat Mümin adlı bir kahramanı vardır. Hamarat Mümin"in en büyük özelliği kendi soyuna hizmeti bir görev bilir ve bu hizmetlerinin bahsedilmesinden de pek hoşlanmaz. O yapması gerekeni yapmaktadır. Okuyanlar bilir. İşte ne zaman toplumuna karşılık beklemeden hizmet edebilen birisini görsem aklıma hep Hamarat Mümin gelir. Hamarat Mümin aklıma geldiğinde de Cumhuriyet Üniversitesinde görev yapan Prof. Necati Demir gelir.

Necati Demir, Ulubey"in Kumanlar köyündendir. Ancak o tüm Karadeniz"in ve Türk dünyasının bütün köylerini en az Kumanlar kadar bilir. Ayak basmadığı yer çok azdır. Bu yüzden sayısız masal, ninni, efsane ve destanı, gün yüzüne çıkarmakla kalmamış birçok ülkenin dillerinde yayınlamıştır. Artık bu ülkelerdeki çocuklar kendi dillerinde dinledikleri Türk masallarıyla uyumaktadır. Yine Avrupa"da Türk kültürü üzerine yayın yapan bir dergi de Necati Demir tarafından çıkarılmaktadır.

Yüzlerce makale, ellinin üzerinde eser ve sempozyum bildirilerini saymaya kalkışsak hocamızın yaşadığı gün yeterli gelmez! O"nun pek umuruna gelmese de Türk Kültürü Araştırmaları Kurumu tarafından kendisine 2008 yılı “Türk Kültürüne Hizmet Ödülü” verilmiştir. 2009 yılında Fethiye"de düzenlenen “Türk Dünyası Kültür Kurultayı”nın açılış bildirisini de Necati Demir sunmuştur.

Ancak bütün bunların yanında Necati Demir"in, Mesudiye"nin Esatlı köyünde bulduğu yazıtlar Türk Tarihi"nin bilinenlerini değiştirecek sonuçları ortaya koymaktadır Uzun süren çabalar sonucunda Necati Demir tarafından çözülen Türk karakterli bu yazılar ve resimler M:S 1 ve 2. yüzyıla aittir. Bu haliyle Türklere ait Orhun Yazıtlarından daha eski bir yazıt Mesudiye topraklarında ortaya çıkarılmış bulunmaktadır.

Esatlı köyünde bulunan kaya üstü resimleri ve yazılar çevreye hâkim yüksek bir noktada bulunmaktadır. Necati Demir"e göre Gök Tanrı inancına bağlı Ön-Türkler, belirledikleri dağların tepelerine oba kuruyorlardı. Ayrıca bir de kurban yeri belirliyorlardı. Ay'a kurban olarak sundukları hayvanların resimlerini kayalara çiziyorlardı. Resim ve yazılar, arazinin yüksekliği dikkate alınarak buraya nakşedilmiştir. Örneğin burada bulunan bir yazıda, eşi hastalanan birinin Tanrı'ya yazdığı dua yer alıyor. Duada, "Kurbanımı kabul et, sevdiğimin hastalıktan kurtulmasını sağla" yazmaktadır.

Heyecanlanmamak elde değil. Eğer bu yazıtların tanıtılması ve daha derin araştırmalarının yapılması konusunda ilgililerce gerekli çalışmalar bir an önce başlatılıp sonuçlandırıldığı takdirde inanıyoruz ki gerek Ordu ili gerek Türk tarihi açısından ortaya çıkaracağı yansımalar müthiş olacaktır. Ayrıca Necati Demir tarafından yaylalarımızda yeni eserler de ortaya çıkarılmaya devam etmektedir.

Daha birkaç gün önce Necati Hoca bazı yerlerinde iki-üç metre kar bulunan yaylalardaydı. Kendisini bir sebepten aradığımda soluk soluğa heyecandan titreyen sesiyle sadece müthiş bunlar diyebiliyordu. Gördüklerini anlattıktan sonra resimlerini gönderdiği şeyleri görünce bende müthiş demekten başka bir şey yapamadım. Hakikaten bulduğu şeyler karşısında söylenecek tek söz var eğer bunlar gerektiği şekilde tanıtılır ve değerlendirilirse Ordu bir tarih ve kültür şehri haline gelmiş olacaktır. Her şeyden önemlisi Türk tarihinin bilinmeyin bazı yönleri de ortaya çıkarılmış olacaktır. İnşallah en kısa zamanda hocamın izniyle bunların resimlerini de sizlerle paylaşacağız.

Necati Hocam, şu anda hangi yayladasınız bilemiyorum ama, bildiğim bir şey var zannettiğiniz üzere yalnız değilsiniz. İnanıyorum ki bütün Ordulularda sizin gibi bir değere sahip olduğu için gurur duymaktadır.

Yolunuz açık olsun.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
  • Mehmet Egemen GÜL / 19 Mart 2010 Cuma 01:04

    Dünyanın en eski ve en büyük kültürlerinden olan Türk Kültürünün 2010 yılına gelindiğinde bu kadar araştırılmaya muhtaç olması gerçekten çok üzücü bir olay. Necati Demir hocamız, bu araştırmaların konfrolu odalarda oturup daha önce yazılmış kitaparı karştırarak yapılamayacağını, atalarımızın sanat eserlerinin ve Anadolumuza vurdukları Türk damgalarının ayaklarına kadar gidilmesi gerektiğini çok güzel bir şekilde göstermiş. Necati Demir gibi kendisini Türk Milletine ve Türk Kültürü'ne adayan kişiler sayesinde Milli Kültürümüz, yüksek seciyeli atalarımız ve eserleri geleceğimize de intikal edebilecek. Kendisine bundan sonraki hayatında uzun ömür ve bereketli bir ömür diliyorum.

    Ayrıca Adnan Yıldız Beyefendi'ye de bu konuyu ve hocayı gündeme taşıdığı için teşekkürlerimi sunuyorum.

    Yanıtla (0) (0)
  • Yaşar CELEP / 19 Mart 2010 Cuma 23:50

    Öncelikle Türk Kültürü'ne yaptığı katkılardan dolayı Necati DEMİR Hocama sonsuz şükranlarımı arzediyorum. 2009 Temmuzunda sabah güneş doğmadan Esatlı Yazıtları'nın bulunduğu kayalığa Hocamla beraber gittik. Ne zahmetli ve tehlikeli bir yolculuktu. Hocam daha önce defalarca buraya gelmişti. Kayalara aşağı inerken can pazarı apaçık ortadaydı.
    Ordu'da işsizlikten yakınanlar,işsizlere iş arayanlar burası bacasız turizim fabrikası mekanıdır. Alın size dumansız fabrika.

    Fakat, Batılı Bilimadamları söylemedi diye pek kulak asılmaz bir Türk Bilimadamı'nın söylediklerine. Çünkü taklit ve tercüme ile bilim yapılıyor zannedilir. Çünkü Bir Tük'ün yeni bir şeyler ortaya ortaya koymasından rahatsız olunur.
    Saygılarımla

    Yanıtla (0) (0)