Yavuz Kalyoncu: YAYLALAR, OBALAR , DERELER, TEPELER

Yavuz Kalyoncu: YAYLALAR, OBALAR , DERELER, TEPELER

Küçüklüğüm Ordu şehri,çambaşı yaylası,ortaoba obası ve şehir üçgeni arasında geçti Onun için ben bu şehrin hayranıyım, şairin dediği gibi havasına suyuna, taşına toprağına. Her şeyi çok etkiler beni.,Çevre ve doğa sevgim bu topraklarda büyümüş olmam

GÜZEL ORDUMUZUN

YAYLALARI, OBALARI, DERELERİ, TEPELERİ.

     Küçüklüğüm Ordu şehri,çambaşı yaylası,ortaoba obası ve şehir üçgeni arasında geçti

Onun için ben bu şehrin hayranıyım, şairin dediği gibi havasına suyuna, taşına toprağına.

Her şeyi çok etkiler beni.,Çevre ve doğa sevgim bu topraklarda büyümüş olmam ile ilgili.

 Küçüklüğümde at sırtında büyük babamın önünde yaylaya gidişlerimde kırmızı akbabalar vardı ,bu topraklarda, yılkı(vahşi)at sürüleri vardı. Hayvancılık çok yaygındı, insana saygı

Doğaya saygı vardı.Küçükler sevilirdi,büyükler sayılırdı.Şimdi mazide kaldı o güzel gelenekler kültürümüz,nostalji oldu.Birileri bir zamanlar diyerek kitaplar yazıp para kazanıyor geçmişimizle .

        Geç değil geleneklerimizi yaşatmak ,kültürümüze sahip çıkmak için bir yerlerden başlamalıyız,gelin önce  güzel Ordumuzun yaylalarını,obalarını,akarsularını,tepelerini

Öğrenerek başlayalım.

        Ordudan deniz seviyesinden bin küsurlu rakımlara yükselmek için yaklaşık bir saatlik görsel zenginliklerle dolu bir yolculuktan sonra,İnanılmaz güzellikte yaylalarımıza ulaşmak mümkün bunun için ,Ordudan Ulubey yolu üzerinden katırcıoğlu benzinliğindeki çambaşı levhasına kadar 4 km,ordan 60 km.lik asfalt bir yol,kuş gediğinden aşağı ,melet ırmağı üzerinden kocalı köprüsünden tırmanmaya başlayan  ,Yol boyunca,.Melet vadisinin doyulmaz güzelliğini görmek gerek.Yer yer daralıp genişleyen yatağı ,hızlı akan çoşkun suyuyla,görsel zenginlikleriyle melet vadisi, fotoğraf sanatçıları için harika ışık oyunları olan tabiat harikası.

       Bir Doğu Anadolu gezisi sırasında Siirt te botan vadisini ni görmüş Siirt halkının övgü ile bahsettiği bu vadinin fotoğrafını çekmiştim kıyaslama yaparsak botan vadisi bizim melet

Vadisinin yeşilliksiz ağaçsız çıplak hali ,botan dillere, destan melet vadisini bilen yok .Olmaz

Böyle adaletsizlik lütfen sahip çıkalım önce biz tanıyalım sonra çıkıp tanıtalım,

    Kendinize bir iyilik yapın eşinizi çocuklarınızı alın bir güzel havada çambaşı yaylasına kadar bu meşakkatli yolculuğa katlanın .Yeyin için ,keyiş köprüsüne inin ırmak kenarında

Akan  doğal maden suyundan mutlaka için.

     Katırcıoğlu benzinliğinden çambaşı levhası yazan sola yol ayrımından 60.km lik güzel

Kıvrıla kıvrıla giden yol boyunca bayadı ,kuş gediği,esenyurt,Kabadüz, çekiço çeşmesi,

Bakacak,yolaydını,yokuşdibi  yer,yer güzelim çam ağaçları arasından geçen yolculuk turnalık yerleşmesine gelince başka bir güzelliğe bürünüyor.

      Önünüzde uçsuz bucaksız bir kır görüntüsü ağaçlıklı yoldan sonra insanı çok farklı etkiliyor.Amerikada bir beyaz ile bir kızılderil atlarına binip dörtnala süratle giderlerken

Kızılderili birden durup attan iner,ilerden geri dönen beyaz adam yaklaşır ve sorar.

-Ne oldu, niye durdun. Kızılderili cevap verir.

_Çok süratli geldik, ruhlarımız geri kaldı.der……

       Bu yolda çok süratli gitmeden ruhunuzu dinlendirerek ilerleyin.

 

 

  Dünyanın çoğu yerinde bulamadığınız,güzellikleri zamanını iyi seçerseniz ,dört mevsimi yaşama, görüntüleme şansını yakalarsınız.Bazen üşüyüp ıslanır daha koruyucu giyecekler

Giyme ihtiyacı hisseder,bazen de kıyafetlerinizi çıkartıp güneşlenme yi düşünebilirsiniz.

    Soğuğu da yakar insanı güneşi de yaylaya gittiğinizi şehirde sizi gören ordulular anlar

Suratınızda ki kızarıklık ele verir sizi.

     Yıllardır Ordu insanının vazgeçemediği yaylalarımıza,Orduda yaşayıp hiç gitmeyenlerin olduğu gibi yaylasız yaşayamayanlarımızda vardır.Ben yaylasız yaşayamayanlar grubuna

Giriyorum.Sizlere de tavsiye ediyorum sağlıklı stressiz bir hayat gürültüden uzak doğal bir yaşantı şekliyle çambaşı yaylası dereler,tepeler,obalar ovalar yaylalar.Doğal alabalık naturel koyun peyniri yiyebilene kırtıl otu yayılmış kuzu ve koyun ızgara .Fırında yağlı,. yayla suyu ile demlenmiş çay,Her yüz metrede binli rakımlardan akan tertemiz sular.Çayırlarda kendi

Kendine biten ,Sağrak mantarı ve daha saymakla bitiremeyeceğim mutluluklar.

      İşte Karadeniz incisi ORDU muzun, içinde güzel insanların yaşadığı ve vazgeçemediği babadan oğul a gelenek haline gelerek gidilen ahşap ve taş evleriyle temiz hava ve doğasıyla

yaylalar,obalar ,Zirvelerinde sessizliğin paylaşıldığı doğanın en yalnız köşeleri tepelerimiz

İçinde kırmızı benekli doğal alabalıkları barındıran derelerimiz.

 Av ve doğa gezilerim sırasında gezip gördüğüm hayran kaldığım bu güzellikleri

Tanıdığım kadarı ile sizlerle paylaşmak istedim .Herkesin bu güzellikleri paylaşması dileğiyle

Yol boyunca obaları sırası ile halkın adlandırmalarıyla  yazıyorum. Bu sitede yakında yol haritasını da bulabilirsiniz çalışmalarım devam ediyor.

   

Kısrak Alağa  Obası – Gerce Obası – Armut Alağı Obası – Kalaboynu Obası – Ablak Taşı

Taşbaşı Obası(1) – Turnalık Yerleşmesi – Öküz sürer Obası – Gölardı Obası –Çelikkıran Obası – Taşbaşı Obası(2) – Çıtlak Obası – Susuz Obası – Kızılçataş Obası(şifo) – Kabalak

Obası – Hevrek Obası – Duduyalağı Obası – Madalağı Obası – Çamışalağı Obası – Seyit

Obası – Yündalağı Obası – Kabadüz Obası –Gavurbükü Obası – ÇAMBAŞI – Ilıcaalağı

Obası – Karlıdere Obası – Karacataş Obası – Eminağa Obası – Horu Obası – Koçağılı Obası –

Eskibağlak Obası(belenyurt) – Arpalık Obası – Beytamı Obası(felo,şayip köylüler,kızılenliler) – Ertaş Obası – Çekiço Obası – Kavaklıca Obası – Sinanlı Obası –

Hümmetli Obası – Çamçıalağı Obası – Maden Obası – Seçek Obası – Aşağı Yelimkara Obası – Yukarı Yelimkara Obası – Orta Oba(gallencoları) – Yeni Oba – Taşlı Oba – Horlak Obası –

Soğanözü Obası -  Araptamı Obası – Dereyurt Obası – Yassıyurt Obası – Uzuncaen Obası –

Semen Obası – Meletten Çambaşına bakan obalar – Zile Obası – Karaağaç Obası – Çukuralan Obası – Eşekli Obası(yeni adı yeveli) – Terek Obası – Armutkolu Obası – Kayabaşı Obası –

Eskidir Obası(yeni ismi,Kavaklıdere) – Örespene Obası – Celal Obası – Tavara Obası –

Karaman Obası – Başağrı Obası(yeni ismi,konaklı) – Istavro Obası – Bayraklı Obası –

 

Alçakbel Obası – Mismilan Obası(yeni ismi,beşbıyık) – Çukuroba Obası – Voyvoda Obası

Aşağı Değmenbaşı – Yukarı Değmenbaşı –

 

İsmini unuttuğum oba olmadığını sanıyorum.

     

  Bu güzelim obalar da rakım1800-2000 olmasına rağmen  hiçbir obada su sıkıntısı bulunmamaktadır.Yöre Halkı Nisan –Mayıs aylarında hayvanları ile göçlerini ,eskiden

Atlar ve katırlarla şimdi de kamyonlarla bulundukları köylerden bu obalara getirip fındık ayı olan ağustos ayına kadar yayla yapar, buralarda yaşantılarına devam ederler, fındık sonu ekim

Kasım aylarında da vargit çiçeklerinin açması ile köylerine geri dönerler.Yemyeşil ovalarda koyun sürüleri koyunları güden çobanların yanında bekçilik yaban dev koyun köpeklerinin gür seslerini duymak insana ayrı bir zevk verir.Akıllıdır Koyun Köpekleri Sürü İçine girmezseniz bir şey yapmazlar size ,her ihtimale karşı gelirlerse üzerinize "hoşt koyuna diye

Sertçe bağırmanızı tavsiye eder koyun çobanları"

        Yaylalarımızda yaşananlar unutulmayacak anılar bırakır insanın üstünde yıl 1975 okula bir yıl ara verdim,70 koyun alarak aşağı yelimkara obasına koyunu yerleştirdikten sonra

Çambaşı yaylasına hafta yapmaya gittik ,yanımda çobanımla beraber atları bağladıktan sonra

Alışveriş için pazara daldık,iri yarı elinde davulu ile bağıran bir adamı hiç unutmuyorum

Gözünüzde canlandırın ancak eski siyah beyaz filmlerde olan bir canlandırma adam var gücüyle bağırıyor "Ey ahali,ey komşular duyduk duymadık demeyin,horlak buğazında orta

Obanın başında veya Türkmen mezarlığında bir ayağı beyaz alnı sakar demirkır bir at kaybolmuştur.hemide kısrak.bulanların,görenlerin Allah rızası içün gallenco lütfü ye

Haber etmelerü duyrulur,duymaduk demeyun.!"Bu sahne yi görüp unutmak ne mümkün bu geleneklerimiz şimdiki nesile nostalji olarak anlatılıyor.Yayla anılarını bir başka şekilde sizlerle paylaşmak üzere şimdi vazgeçilmezlerimize devam.

        Birde vazgeçilmez  tepelerimiz vardır zirvelerinde yalnızlığın paylaşıldığı doğanın en sessiz köşeleri olan tepelerimiz,bol rüzgarlıdır genelde dumanlıdır çoğu zaman ,birde güzel

Olursa hava, zirveden bulutların üstünden Karadeniz i izleyerek bütün yorgunluğunuzu atarsınız.

İşte o tepelerimiz ve bilinen ölçüleriyle yükseklikleri

   

Ordu Boztepe          460

    Göndeliç                2700

    Yağlıtepe               2619

    Aşuttepesi              2569

    Eğriçoktepesi         2298

    Seyittepesi              2450

    Horlaktepesi           2150

    Çaltepe                   1722

    Kabaktepe              1910

    Fındıkalantepesi     1660

    Başkızdıran              920

    Çataltepe                  850

    Sakarat                     730

    Şuayiptepesi            640

 

Bir de Ordumuzun olmazsa olmazları arasında  türkülere konu olan derelerimiz var ki

Yapmış olduğum Araştırmalar sonucunda şaşırtıcı bir rakamla türkiyede hiçbir ilde olmayacak kadar çok sayıya ulaşıyor.Tek tek üzerlerinde fotoğraflama çalışması yapıyorum

Tespit ettiğim rakam 40"ın üzerinde ulaşamadığım geçit vermeyen dağların ara ve arkalarındaki dereler hariç.

      Derelerimiz irili ufaklı olmakla birlikte içlerinde şelaleler göller geçilmez kanyonlar

Gizlemekteler.Bir seferinde ikideredeki geçilmezi gerce obasından inerek ,kız alağı obası

Altından ,kalaboynu  obası aşağısından dere içi ilerleyerek ablak taşı altına kadar geçtik ırmağın içinden rehberimiz gerce obalı Ferhat alan refakatinde 5 saatlik zorlu bir yolculuk sonunda dostlarım fotoğraf sanatçısı Mehmet Şenocak.Avcı çevreci Musa Çelebi ve oğlum

Gökberkle turnasuyu ırmağının geçilmez diye anılan yerine ulaştık .ırmak boyunca gördüklerimizi fotoğrafladık,doyulmaz şelaleler dev çam ağaçları,ilğinç yeşil kurbağalar irili ufaklı semenderler, yerlerde ayı izleri,insanımızın yaptığı ahşap değirmenler,üstü kapalı ağaç köprüler.Görsel zenginlikler anlatmakla bitmez.

        Güzelliklerin yanında yıkılan ziyan olan binlerce dev çam ağaçları ırmak boyunca bize

Karşıdan karşıya geçmek için köprü vazifesi gördüler.Yok olan ormanlarımızın hiç hesapta olmayan kimsenin bahsetmediği bir başka yok oluş hikayesi.

         İçinde harika güzellikler barındıran derelerimiz in ,Ordu da 50 .nin üzerinde olduğu söylenir yükseklerde derin vadilerden doğarak özgürce kontrolsüz denize kavuşmak için coşarak kıvrılarak,bazen şelalelerden yer, yer göllerden geçip denize ulaşan dereler çoğu zaman sele yol açar .Coşkun akan derelerimize şimdilerde Hidro elektrik santralleri için yatırımcılar göz koymuş durumda,tahrip olmadan enerjiye dönüşmesi temennimiz.

           Bilinen üst kesimlerden derelerle birleşerek karadenize akan derelerimiz şunlardır.Aptal deresi,divani deresi,turnasuyu ırmağı,melet ırmağı,civil deresi,bülbül deresi

(b.klu dere)Ağçaova deresi,efirli deresi,kaçalı deresi,çaka deresi,kozağzı deresi,

Kurtuluş deresi,medreseönü deresi,Değirmendere deresi,hoşköy deresi,fasılcık deresi,

Bolaman deresi,elekçi deresi,şerefiye deresi,kurtuluş deresi,ponkurt deresi,yalıköy deresi,

Belicesu deresi,cevizdere deresi,tabakhane deresi,curi deresi,lahna deresi,akçay deresi.

            Ordu ili içinde türkülere konu olan şimdi mazi olan üzeri örtülen derelerimiz var.

Uzlo deresi,hamam deresi,hapishane deresi,şifo deresi,aziziye deresi,saray dersi,bülbül deresi,

(b.klu dere) ,sefersuyu deresi,fındıklı deresi,çakalçıkmaz deresi,öçeli deresi bu dereler şehir imarı yapıldıkça ıslah edilerek yer altında kontrol altına alınmıştır.

             Fotoğraf arşivimde yazıya döktüğüm dereler, tepeler , obalar, yaylalar ile ilgili

Görüntüler mevcuttur.

http://www.yavuzkalyoncu.com/ykalyoncu/

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum