CUMBAŞ CIMBIŞI

 
Anadolu Coğrafyası; sonu gelmez dramların, bitmeyen çatışmaların, savaşların, Tarih boyu değişik medeniyetlerin yaşadığı, bitmeyen yolculuklara kılavuzluk yapmış topraklar… Üzerinde her türlü rengin, her türlü çiçeğin, böceğin, her kavimden İnsan’ın yaşadığı topraklar… Gülerken ağlayan, ağlarken gülen, yaşamı tiyatroya, dertlerini, sevinçlerini cımbışa dönüştüren, uğradığı haksızlıklara tepki yerine tevekküllü davranmayı yaşam biçimine dönüştürmüş insanların ülkesi; canım, cananım Türkiye…
 
Cımbış başladı. Esas oyunu Ağustos ayı içinde oynayacağız. Oynayacağız da; oyunbazların bu oyunu doğru oynayıp oynamayacakları konusunda toplumun fazla güveni yok. Aynı ülkede yaşamamıza, görünürde aynı sistemi savunuyor görünmemize karşın,  Cumhurbaşkanı adayı üç ismin de oyunu farklı oynayacağı ve farklı istasyonlarda yerleşeceği bilinmiyor değil. Gerçek hedefler bir türlü açıklıkla topluma yansıtılmıyor. Sanki adayların gizli ajandaları varmış gibi!
 
Bu oyunun Hukuku, Adaleti yok; sözlü ve yazılı hiçbir kurala, kaideye uymuyor. Oyunculardan biri hem Zurna çalıyor, hem Gırnata çalıyor, hem Davul Dümbelek çalıyor, diğer oyuncuların ve toplumun kendine ayak uydurmalarını ve kendini seyretmelerini istiyor.
 
 Tayip Erdoğan Başbakanlık makamını terk etmeden T:C. üst yönetimini tümden bloke ediyor, tasarrufunda tutuyor. Sırtını Devlete dayamış, Devlet’in ve Kamu’nun her türlü güç ve olanağını kullanıyor. On yıl sonrasını içine alan ‘Vizyon’ belgesi ile halkın karşısına çıktı. On Altı maddelik bu belgenin topluma yön verecek, şekillendirecek, umut aşılayacak hiçbir yanı yor. Sıralanan maddeler, Ülkemiz Siyaset arenasında hepimizin yaptığı gevezeliklerde öne sürdüğümüz sıradan fikirler; yeterice gelişmemiş Demokrasinin alfabesinde yazılı hedefler. Konuşmalarının içeriği, daha önceki söylemlerinin aynısı; ayrıştırıcı, itici, korkutucu. Demokrasilerde olmayacak ölçüde daha çok güç talep ediyor ve tek yetkili olmak istiyor… 
 
Ekmelettin İhsanoğlu’nun Demokratik anlayış bakımından Tayip Erdoğan’dan daha ilerde olmasına karşın, böyle bir göreve hazır olmadığı anlaşılıyor. İki büyük Partinin önermesi ve meclis dışı küçük birkaç parti tarafından desteklenmesi kendisine avantaj sağlıyor. Konuşma üslûbunun yumuşaklığı, toplayıcı ifadeleri, Demokrasi, lâiklik ve İnsan Hakları konusundaki vurguları kimi kesimleri umutlandırıyor. Ancak, halka karşı yaptığı konuşmalarda, yönetsel icraatın uzağında kalacağı imajı vermesi aleyhine unsur olarak kullanılabilir. Seçime bir aydan az bir zaman kalmasına rağmen ‘utangaç Damat’ görüntüsünü terk etmeli, daha atak ve ülke gerçeklerine dokunan söylemlere hız vermelidir…
 
Selâhattin Demirtaş’ı uzun yıllardır siyasi arenadan tanıyoruz. Gençliği ve dinamizmi kendisine avantaj sağlarken, siyasi geçmişi geniş yığınları ikna etmesi bakımından engel teşkil ediyor. Her ne kadar Demokratik söylemlerde ve bütünü kucaklama söyleminde bulunsa da, Terör örgütü PKK ile ilişkilendirilmekten kurtulması çok zor görünüyor. Demirtaş’ın adaylığı Cumhurbaşkanı seçilmekten ziyade, etnik bir seçmen sayısının tespitini hedefliyor. Alınacak her oy, şayet Tayip Erdoğan Cumhurbaşkanı olursa, yapılacak pazarlıklarda koz olarak öne sürüleceğini herkes biliyor. Temsil ettiği bölgede, Demokrasi ve İnsan Haklarının önünde duvar oluşturan Feodalitenin yıkılması konusunda ne düşündüğü belli değilken, ne düşünemediğini saklı tutmaya çalıştıkları kanaati düşüncelerde şüpheler uyandırıyor… 
 
Üç adaylı bir Cumhurbaşkanlığı seçimine gidiyoruz. Her ne kadar yasal olarak seçim olsa da, halkımız ülkenin geleceği için ne gibi bir yol çizeceği, nasıl bir sistemde yaşayacağı konusunda tercih oyu kullanacak. 
 
Adayların mevzilenmelerine ve siyasi yapılarına göre üç yol görünüyor. Ya tek adamlı yarı dinsel bir despotizmi, ya pek tarif edemediğimiz yarım yamalak bir Demokrasiyi, ya da ayrışmanın yollarında yürüyeceğiz… 
 
Hangi seçilirse seçilsin; ülkemizi gülmekle ağlamak arasında salınacağımız bir cımbış ortamı bekliyor. İçinde bulunduğumuz durumda, biz yurttaşlar en iyiyi aramak yerine, en az sakıncalıyı bulmak gibi zor bir pozisyondayız.
 
Umarım aklıselim galip çıkar!..   
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.