Adnan YILDIZ
Yeniçeriler
Yeniçeriler denilince hepimizin belleğindeki algı, “Osmanlının yaşadığı her türlü olumsuzluk ve bunalımın kaynağı olduğu” şeklindedir.
O yüzden Yeniçeri Ocağı’nın 1826 yılında II. Mahmut tarafından kanlı bir şekilde kaldırılması günümüze kadar Vaka-i Hayriye (Hayırlı olay) olarak hafızalarımıza kazınmıştır.
Hakim propaganda unsurlarının beynimize kazıdığı bu ezberleri bozmak ise oldukça zordur.
Ancak geçtiğimiz günlerde “Yeniçeri Ocağı ve Tarihi Yasaları” adıyla yayınlanan bir kitap, Yeniçeriler konusunda bugüne kadar var olan algılarımızı altüst etmektedir. Çünkü hayırlı olay olarak tarihe kazınan Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasının aslında bu topraklar için tezgahlanan hayırsız bir senaryonun parçası olduğu belgeleriyle ortaya konulmaktadır.
Doğu Kütüphanesi yayınlarından çıkan kitap, daha önce benzer çalışmalarıyla tanıdığımız Orhan Sakin tarafından gerek Osmanlı Arşivleri gerek döneme ait diğer birinci el kaynakların titizlikle taranması sonucunda kaleme alınmış.
Her bölümü ilgi çeken kitapta Yeniçerilerin kaldırılmasına yönelik II: Mahmut’un Batılılarla işbirliği içerisinde aşama aşama uygulamaya koyduğu plan daha da ilgimizi çekti.
Kitapta geniş şekilde kaynaklarıyla birlikte verilmiş planın aşamalarının ana başlıkları şu şekildedir.
Birinci Aşama:
Ocak içerisindeki seçkin subayların tasfiyesi ve gizli kadrolaşmanın gerçekleştirilmesi
İkinci Aşama:
Subayların birbirine düşürülmesi
Üçüncü Aşama:
Devlet kadrolarının operasyona destek verecek şekilde yapılandırılması.
Dördüncü Aşama:
Taraftar silahlı güçlerin kuvvetlendirilmesi
Beşinci Aşama:
Yeniçeriler aleyhinde karalama propagandası yürütecek vasıtaların güçlendirilmesi.
Altıncı Aşama:
Yeniçerilerin başarısızlıklarını kullanarak toplum önünde köşeye sıkıştırmak.
Yedinci Aşama:
Ocağı tahrik edecek uygulamaları gerçekleştirerek onları ayaklanmaya zorlamak ve daha sonra bunları kullanmak.
Sekizinci Aşama:
Tertip ve İmha.
Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasına yönelik delilleriyle verilmiş olan planın ana başlıkları kitapta böyle sıralanmış.
Yani Yeniçerilerin tasfiyesinin bir tertip olduğu açıkça görülmektedir. Üstelik küresel bir tertip!
Sonuç olarak bazı olayların hayırlı ya da hayırsız olduğu, sebep ve sonuçlarının iyi analiz edilmesiyle anlaşılabilir. Olayların yaşandığı dönemde etkili olan propaganda vasıtalarının belleklere kazıdığı algılamalar ise aynı zamanda planların bir gereği olabilmektedir.
Yeniçerilerin tasfiye ediliş gerekçelerinin bugüne kadar bize yutturulduğu gibi.
Halbuki, Yeniçeri Ocağı kaldırıldıktan sonra Osmanlı imparatorluğunun toprak kayıplarının ve çöküş sürecinin nasıl hızlandığı ortadadır.
Söz konusu kitapta bu süreç de gözlerimizin önüne konmuştur.
Artık bize ezberletilenleri değil gerçekleri görmenin vaktidir.
Kalemine ve emeğine sağlık Orhan Sakin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.